YSK resmen ilan etti: Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi YSK resmen ilan etti: Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi
 Partisinin grup toplantısında konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli, rüşvet ve yolsuzluk operasyonu üzerinden Başbakan Erdoğan'a çok sert sözlerle yüklendi. Bahçeli, "Erdoğan başından beri dönen dolapların ortağıdır. Kimin kimle bağlantı kurduğunu gayet iyi bilmektedir" derken, "AKP'li bakanlar rüşvet ile günlerini gün ederken Erdoğan da boş durmamış evlatlarını palazlandırmıştır" ifadelerini kullandı.
Bahçeli, "AKP hükümeti bu MİT TIR'larıyla neyin sevkiyatını, kimlere yapmaktadır? Varsayalım ki kaygılanacak bir şey yoktur, o zaman TIR'ın güvenliğini sağlayamayan bir hükümetin ülkenin güvenliğini sağlaması nasıl beklenecektir? Son zamanlardaki bu TIR hareketliliğini neye yormak lazımdır? Başbakan ve hükümeti Esad muhaliflerine silah ve mühimmat mı taşımakta, MİT de buna eskortluk mu yapmaktadır?" diye konuştu.

Türkiye ekonomisinde alarm zillerinin çaldığını ifade eden Bahçeli, "Dövizdeki yükselme herkesi endişelendirmekte, özellikle de sabit ücret ve maaşla geçinen milyonları darboğaza itmektedir. Enflasyon ve faiz oranının iki katını aşan örtülü devalüasyon hem ekonomiyi, hem de dar gelirli kardeşlerimizi inim inim inletmektedir. Emeklilerimiz Türkiye ekonomisinin bugünkü halinden, hükümetin hatalı politikalarından haklı olarak en çok yakınanlar arasındadır. Ayrıca emeklilerimizin sosyal ve ekonomik mağduriyetlerine ek olarak, emekli olmaya hak kazansa da yaşa takılmış yüzbinlerce insanımızın feryatları hükümet tarafından duyulmamaktadır" dedi.

BAŞBAKAN TIR'IN DAHİ KENDİSİNİN İZNİYLE GİTMESİNİ İSTİYOR

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Genel Kurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının Yüce Divan'da yargılanmasının önünü açan kanun tasarısı hakkında, teklifin ayrıntılarını bilmediklerini söyledi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Grup toplantısının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının Yüce Divan'da yargılanmasının önünü açan kanun tasarısının sorulması üzerine Bahçeli, şunları söyledi: “Teklifin ayrıntılarını bilmiyoruz. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Genelkurmay Başkanı ve komutanlarının yüce divanda yargılanması görüşü, geçmişten bu yana Milliyetçi Hareket Partisinin üzerinde durduğu bir görüştür. Bu görüşü bugün iktidar sahiplenmişse, bu sahiplenme içerisinde nasıl bir uygulamayı düşünüyorsa, Meclis'e geldiğinde ayrıntılı şekilde inceleriz" dedi. Yargılanma iznini Başbakan'a tabi olduğunun sorulması üzerine Bahçeli, "Başbakan TIR'ın dahi kendisinin izniyle gitmesini istiyor" diye cevapladı.

"SOSYAL MEDYA TETİKÇİLERİ PUSUDA BEKLEMEKTEDİR"

Bahçeli, "Seçimler yaklaştıkça siyasi tansiyon yükselmekte, anlaşmazlık ve anormallikler yaygınlaşmaktadır. İlaveten siyasetin üslubu dibe vurmaktadır. Hakaretler havada uçuşmakta, husumetten beslenen odaklar tahammülleri zorlamaktadır. Mahkeme kararı olmadan, illegal yöntemlerle kaydedilen konuşmalar çarşaf çarşaf yayınlanmaktadır. Manşetler ve sanal medya video ve kaset pazarı olmuştur.

Tele kulak çeteleri arşivlerini karıştırdıkça yeni skandallar ortaya saçılmaktadır. Sosyal medya tetikçileri pusuda beklemektedir" diye konuştu.

"İSTANBUL AKP'Yİ DE CHP'Yİ DE DENEMİŞTİR"

"İstanbul ülkemizin tüm güzelliklerinin muazzez bir bakiyesidir" diyen Bahçeli, şunları söyledi; "Burası kurtulursa Türkiye rahatlayacak, burası huzur bulursa aziz vatanımıza bahar ve gerçekçi bir barış iklimi hakim olacaktır. Mehmet'imizi Fatih yapan İstanbul en az 20 yıldır oyalanmakta, en az 20 yıldır kan kaybetmektedir. Türk milletinin gururu İstanbul boş vaatlerle, boş sözlerle, boş hayallerle kandırılmaktadır. Ekonomik çarpıklık, gelir dağılımındaki vahşi adaletsizlik, zengin-fakir arasındaki derin uçurum İstanbul'un canına okumuştur. Trafik çilesi, gündelik hayatın çekilmez külfeti, pahalılık, darlık ve geçim şartlarındaki kabus İstanbullu kardeşlerimizin boğazına çökmüştür. Boğazın iki yanına bir gerdan gibi dizilen, yedi tepesiyle tarihin adeta canlı şahidi olan bu kentimizin ayağa kalkma vakti gelmiş, yeter artık deme zamanı yaklaşmıştır. İstanbul AKP'yi de CHP'yi de denemiştir. Bu iki parti yıllardır İstanbul'a kaybettirmiştir. Bu iki parti yıllardır İstanbul'a zarar vermiştir."

"YOLSUZLUK SUÇLAMALARI BAŞBAKAN'IN GÖZÜNÜ FENA HALDE KORKUTTU"

Bahçeli, "Başbakan Türkiye Cumhuriyeti'ni ilkel kabilelerde bile görülmeyen bir tarz ve tutumla yönetmektedir. Türk milleti kötü bir yönetimin, kin ve gareze batmış bir zihniyetin tüm yön ve yüzlerini acı şekilde görmektedir. Mahkeme kararları uygulanmamaktadır.

Hâkim ve savcı kararları dikkate alınmamaktadır. Hukuk devleti prensibi açıktan açığa hücuma uğramaktadır. Yolsuzlukla mücadele etme vazife ve sorumluluğu taşıyan kamu görevlilerine zulüm reva görülmektedir. Başbakan Erdoğan 17 Aralık 2013 günü açığa çıkan 'Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturması'nı engellemek, saptırmak ve karalamak için neredeyse çırpınmakta, neredeyse eli ayağına dolaşmaktadır. Bir ayı aşan süredir gündemde olan rüşvet iddiaları, yolsuzluk suçlamaları Başbakan'ın gözünü fena halde korkutmuş, yandaşlarını ciddi düzeyde telaşlandırmıştır. Başbakan rüşveti normal, rüşvetçileri de masum gören bir vicdan ve zihin bulanıklığına deyim yerindeyse tutsak olmuştur. Kanun kaçakları, suçlular, soyguncular, düzenbazlar, dolandırıcılar, yasa ve ahlak tanımazlar neredeyse hakkı gasp edilen, mazlum ve mahcup kişiler mertebesine çıkarılmıştır. Buna karşılık adaletin tarafında olanlar darbeci, piyon, maşa, örgüt üyesi, militan olarak tasvir edilmiş ve takdir edeceğiniz üzere en ağır suçlamalara maruz kalmışlardır. Karşımızda hukuku boğazlamaya çalışan bir iktidar vardır. Karşımızda adaleti linç etmeye, siyasi hedeflere kurban vermeye azmetmiş bir iktidar durmaktadır" dedi.

(HSYK KANUN TEKLİFİ) BU YANLIŞTAN DÖNÜLMELİDİR

HSYK Kanun Teklifi'nin bugün Genel Kurul'a geleceğini hatırlatan Bahçeli, "İktidar HSYK'yı Anayasa aykırı olacak şekilde ve siyasi hedeflerine göre tasarlamanın arayışındadır. Anayasa'nın 138'nci ve 159'ncu maddeleri hiç dikkate alınmamıştır. Hâkim ve savcıların bağımsızlığı hesaba katılmamıştır. İlgili bakan adaletin patronu, tek belirleyeni seviyesine çıkarılmıştır. Başbakan ve hükümeti panik halinde HSYK'yı baştan ayağa değiştirmekte, rüşvet ve yolsuzlukların soruşturulmasını sabote etmeye gayret etmektedir. 12 Eylül 2010 Referandumunda yüzde 57,88'lik oy oranıyla kabul edilen HSYK'nın yeni yapısı, kanunla bozulmak istenmektedir. Çok değil, yaklaşık 3,5 yıl önce, bizatihi millet iradesinin evet oyuyla Anayasa hükmü olan HSYK'nın mevcut sisteminin, rüşvet ve yolsuzluk sisi altında hedefe konulması milletimizin tercihlerini yok saymak anlamına gelecektir. Başbakan ve hükümeti evrensel hukuk normlarına ötenazi uygulamaktadır. Bu yanlıştan dönülmelidir. Bu çıkmaz sokaktan vakit daha erkenken çıkılmalıdır" diye konuştu.

"İÇ SAVAŞ EL-KAİDE'YE FIRSAT KAPISI ARALAMIŞTIR"

Bahçeli, "IŞİD terör örgütü, hem Irak'ta, hem de Suriye'de kendisine alan açmakta, karşısına kim çıkarsa çıksın saldırmaktadır.

Suriye'de ise Esad'ı koltuğundan indirme mücadelesi başarıya ulaşamamış, uzayan iç savaş El-Kaide'ye fırsat kapısı aralamıştır.

Artık uluslararası toplum Esad'ı ehven-i şer olarak görmektedir. Kaldı ki AKP'li Dışişleri Bakanı'nın bunca yaşanmışlıktan, bunca Esad düşmanlığından sonra geldiği nokta da budur. Küresel güçler Esad muhalifliğini yumuşatmış, Şam yönetimine karşı tolerans düzeyini artırmıştır" dedi.

"AKP HÜKÜMETİNİN SURİYE POLİTİKASI ÇOKTAN ÇÖKMÜŞTÜR"

Bahçeli, "22 Ocak'ta İsviçre'de başlayacak 2. Cenevre Konferansı'ndan önce böylesi kanlı bir sürecin yaşanıyor olması herkes adına uyarıcı ve dikkat çekici olmalıdır. AKP hükümetinin Suriye politikası çoktan çökmüştür. Başbakan'ın milli hak ve menfaatleri dışlayan siyasi hesapları tutmamıştır. Küresel platformda katil Esed, makbul Esad haline gelmiştir. Esad muhaliflerini destekleyen iktidar bölgesel planda çok zor durumlara düşmüş, güvensiz bir konuma gerilemiştir. Hükümetin öngörü hataları, mezhepçi politikaları, terör örgütlerini kollayan tavır ve yönelimleri ülkemizin sorgulanmasına ve yalnızlaşmasına yol açmıştır" diye konuştu.

"AKP HÜKÜMETİ BU MİT TIR'LARIYLA NEYİN SEVKİYATINI, KİMLERE YAPMAKTADIR?"

Hatay'dan sonra bu kez de Adana'da önü kesilen 7 adet TIR gündemin başköşesine oturmuştur. Bazı TIR'lardaki yükün MİT'e ait olduğu tespit edildikten sonra yetkili savcı aramayı durdurmuştur. Hükümetin Hatay'daki TIR vakasını Bayır-Bucak Türkmenlerine yardım mazeretiyle kapatmasını hadi anladık diyelim, peki Adana'daki TIR'lara ne diyeceğiz? Acaba bu TIR'ların istikameti neresidir?

AKP hükümeti bu MİT TIR'larıyla neyin sevkiyatını, kimlere yapmaktadır? Varsayalım ki kaygılanacak bir şey yoktur, o zaman TIR'ın güvenliğini sağlayamayan bir hükümetin ülkenin güvenliğini sağlaması nasıl beklenecektir? Son zamanlardaki bu TIR hareketliliğini neye yormak lazımdır? Başbakan ve hükümeti Esad muhaliflerine silah ve mühimmat mı taşımakta, MİT de buna eskortluk mu yapmaktadır?

Eğer ülkemizin milli çıkarları nam ve hesabına bir faaliyet esnasında TIR'lar yollardan çevriliyorsa bunu adı resmen bir rezalet, yok Suriye'deki iç savaşa silah taşınıyorsa bunun da tanımı aynısıyla kepazeliktir. Başbakan Erdoğan bu karanlık süreci nereye kadar sürdürecektir? MİT'in TIR üstündeki macerası nereye kadar devam edecektir? Bize göre hükümet bu zamana kadar yaşananlardan ders ve sonuç almamıştır. AKP'nin Suriye muhalefetini silahlandırması, iki de bir otoyollarda önünün kesilerek maskara edilmesi, ülkemizin uluslararası alandaki prestijini olumsuz etkilemektedir. Başbakan Erdoğan ve hükümeti devletin milli istihbarat kuruluşunu terör örgütlerinin kuryesi yapmamalıdır. PKK'sından PYD'sine ve El-Kaidesi'ne kadar Türkiye'nin kaderi terör örgütleriyle düşüp kalkmak değildir. Şunu unutmayalım ki, dış politikada zaaf, açık, pervasızlık ve ufuksuzluk hezimete yol açacaktır. Sonuç olarak AKP hükümeti hezimetin tüm sonuçlarına, tüm emarelerine uzunca bir süredir ilk elden muhatap kalmaktadır. Başbakan Erdoğan sonunun Ortadoğu'nun zalim diktatörleri gibi olmasını istemiyorsa derhal aklını başına devşirmeli, yol yakınken Türk milletinden özür dilemelidir."
Editör: TE Bilisim