Milli eğitim bakanının dershaneler konusundaki açıklaması yeni belirsizlik ve şaşkınlık oluşturdu. Meselenin öğrenci veli ve devlet boyutunun dışında, birde bu sektörden ekmek yiyen dershane çalışanları ve müteşebbis boyutu itibarıyla tam bir skandal açıklama olmuştur.

Bu kurumlardan ekmek yiyenler uzaylı değildir? Devletin yasalarına güvenerek ilin en büyük mülkü amirinden izin alarak faaliyete geçen ülkenin yüz akı eğitim kurumlarıdır. Bu ülkede sorunları sadece sonuçları üzerinden anlamlandırılırsa sebepler herkesin er geç elini kolunu bağlar.

Dershaneler veliler için, kendi çocuklarını nerede ise yetmiş seksen kişilik sınıflardan alarak, çocuklarını gönderdikleri, çoğu kez gariban Anadolu çocuklarının eğitim gördükleri istikbal kapılarıdır. Özel okul, özel ders ve yurt dışı eğitim şansını bulamayan halk çocuklarının son adresidir.

Pırıl pırıl çocukların çağa ve dünyaya entegre edildiği sosyal devletin yapması gerekeni kar hayaliyle yapan sayısız kahramanlar yetiştiren kurumlardır. Bu model aslında bir Türk icadıdır. Bu mucitlerden Allah razı olsun. Yöneticilerimizin çağın gerisinde kaldığı yerde, çağı okuyan anlayışın ürünü dershanelerdir.

Ben bir dershane sahibi olarak aynı zamanda çocuğu 65 kişilik sınıfta eğitim alan bir veliyim. Zaten bu bile eğitimin acıklı halini, dershane sahiplerinin rant zengini olmadığını gösteren tipik iki misaldir.

Çekmeköy Sınav Kurs Merkezi’nden Gurur Veren Başarı! Çekmeköy Sınav Kurs Merkezi’nden Gurur Veren Başarı!

Eğitimin kaliteli personel, alt yapı, teçhizat ve her türlü derslik ihtiyacını çözerseniz zaten bu çocukların hiç bir tanesi dershanelere gitmek zorunda kalmaz. Bu sorunu çözmek akşamdan sabaha mümkün olmadığına göre; adımları taraflara zarar vermeden, zamana yayarak atmak, yönetici olmanın, devlet olmanın olmazsa olmaz görevi değil midir?

Milli eğitimin sorunları zaman içerisinde sektöre tamamen yeni kaynak ve yatırım yaparak çözülür. Zamansız atılacak adım ve yapılan açıklamalar popülist yaklaşımlar sadece öğrenci velileri değil, herkesin kafasını karıştırır.

            Eğitim yılının kritik bir anında, veli Çocuğunun geleceği kaygısı içinde zamanla yarışırken, bu kurumlarda çalışanların iş, aş tedirginliği devam ederken, kurum sahibi temel maliyetlerle boğuşurken pat diye açıklama yapılması her şeyi alt üst etmiştir.

İnsanlara yazıktır, günahtır böyle sorun çözme yöntemi olur mu? Devlet olmanın, siyasi erk olmanın gereği olarak güç bende diyerek mağdur edebilirsiniz. Ama insanın biraz vicdanı sızlayarak, makul olanı, normal olanı uygun zamanda yapması gerekmez mi? Bütün tarafların hak menfaat ve gelecek kaygıları korunarak adımlar atılması gerekmez mi?

            Siz veli olarak benim çocuğumu 65 kişilik sınıfta eğitim görmeye mecbur ederek onun yetersiz eğitim almasına sebep olamazsınız. Bu yetersizliği dershaneleri kapatarak çözmek abesle iştigaldir. Bu noksanlığı özel okula gitme şansı olmayan ve özel ders aldırma imkanı olmayan velilere nasıl izah edeceksiniz?

Dershaneler bu gariban halk çocuklarına köprüden önce son çıkış, ümitlerini yeşertme hayal geliştirmek için ikbal rotasıdır. Eğitim sorunlarını çözmede dershanelerle uğraşmak;  yanlış yerden, yanlış zamanda işe başlamak ve işi Arap saçına çevirerek kargaşa oluşturmaktır.

Öğretmen anlaşmaları yapılmış, herkes tatile çıkmış, kurum sahipleri varını yoğunu temel maliyetlere harcayarak sıfırı tüketmiş, kayıt beklerken kayıt yapmak isteyen velilere, kayıt için acele etmeyin demek nasıl bir yöneticilik halidir?

 Bizler bu işleri kendi kafamızdan yapmadık. Arz talep koşullarında piyasanın gereklerini yaparak girdik. Kimsenin ekmek düzeni ile böyle kolayca oynanarak abandone ettirmek hiç kimseye iyi bir yöneticilik referansı olamaz.

Dershanelerin şanssızlığı, siyaset kurumunun iktidar ve muhalefeti ile eğitimin sorunlarını çözmede, dershaneleri kapatmak için, ağız birliği etmesidir. Hem iktidar hem de muhalefet bu konuda aynı nakaratta olmasıdır. Dershanelerin sahibi Allah’tır.

 Mutlaka yanlış sokaktan dönülecektir ama ülke kaybedecektir. SBS aynı hükümetin bakanları tarafından defalarca gitti geri geldi. Bu konuda biz ne dersek diyelim ucuz popülizmle sahada kargaşa ve yanlış yaşanarak hep birlikte burnumuz sürtünerek geriye dönülecektir.

Ülke şartlarının gereği olan dershaneler olmasa da; bu eğitim yetersizlik ve kalitesizliğinin faturasını, yine gariban millet evlatları çekecektir. Olan ülkeye ve millete olacak, geçen zamana ve su gibi akan genç nüfusa yazık olacaktır.

Bize Allah bir yerden nasip verir Mezar taşımıza açlıktan öldü yazsalar ne yazar. Allah mutlaka yarattığı kulların rızkını verir. Gerçekten ülkeye yazık oluyor. Her sorun böyle yüzeysel halk yalakalığı yaklaşımı ile çözülürse vay geldi ülkenin başına, bu anlayış bütün sorunları daha da derinleştirir.      

Editör: TE Bilisim