İstanbul'da iki bakanlık karşı karşıya geldi... İstanbul'da iki bakanlık karşı karşıya geldi...
1988 yılıydı. Değişik sıkıyönetim mahkemelerinden ceza alan 39 arkadaş Eskişehir üzel Tip Cezaevi''ne sevk edilmiştik. Cezaevinde çoğu PKK''lı, 300''e yakın solcu mahkumun arasında kalıyorduk. 

Hemen her açıdan durumumuz pek iç açıcı değildi! İşte o günlerde Eşkişehir ülkü Ocağı başkanlığı yapan Metin, Hızır gibi imdadımıza yetişmişti. 

Genç bir üniversite talebesi olmasına rağmen, büyük vefa örneği göstererek, dertlerimize, sıkıntılarımıza, çaresizliklerimize ortak olmuştu. 

Sık sık yaptığı ziyaretleriyle moral kaynağımız olmakla yetinmemiş, bir anne şefkatiyle, aş, ekmek bulup cezaevine taşımıştı. 

Bahsini ettiğim yıl, rahmetlinin organizasyonu ve çabalarıyla bereketli geçen Ramazan ayını hiç unutmadım. 
Cezaevine tepsi tepsi yemek taşımış, huzurlu ve rahat bir ramazan geçinmemize vesile olmuştu. 

1991 yılında cezaevinden tahliye oldum. Bu tarihken sonra rahmeti Metin''le birkaç defa karşılaştık, kısa ama verimli sohbetler yaptık. Rahmetli yaşının çok üstünde bilgi birikimine ve olgunluğa sahipti. Gani gönlüyle, yiğit duruşuyla , tabii vefasıyla onu çok sevmiştim. Sonra, o meş''um trafik kazasında vefat ettiğini öğrendim ve çok üzüldüm. 

İşte, yazınızı okuduktan sonra, o güzel insanın, bana ve arkadaşlarıma göstermiş olduğu vefa dolu fedakarlıklarını hatırladım ve bunu sizinle paylaşmak istedim. 

Yazınızda vurgu yaptığınız vefasızlıklara gelinceğ Dilimin ucuna hep o şarkının sözleri gelip takılıyor; "Açmam, açamam, söyleyemem" diye başlayan şarkının sözleri!..

İçinde bulunduğum özel durum sebebiyle başka bir şey söyleyemiyorum. Ama, Metin''in, "Vefası olmayanın imanı olmaz" sözüne bütün yüreğimle katılıyorum.

Bu vesileyle, vefakar, yiğit gönüldaşım Metin Tokdemir''e bir kez daha Allah''tan rahmet ve mağfiret dilerken, size selam ve sevgilerimi sunuyorum.

Haluk KIRCI

Editör: TE Bilisim