Annem, 1900 rakıma yaklaşan tepelere ekin ya da ot biçmeye gitmişti. Giderken o tepelerde çalıya iplerle salıncak yaparak bizi emzirir uyuturmuş. Yılan, kurbağa, sinek tehdidi ile bazen çalıda ağaca asılı kalır bazen gölge bazen de yaz güneşi ile kan ter içinde kalırmışım. Zira bundan başka hiç şansımız yokmuş çünkü çocuğa evde ya da tarlada bakacak akraba, bakıcı bulmak imkansızdır. İstisnasız yazın yürümeye mecali olan herkes, köyün işlerinin parçası olurmuş. Altı aya yakın o yaş kuşağında anneden başka çocuğun hiç şansı yoktu. Çaresiz tepelere tüm bebekler anne sırtında çıkarmış. 6 ayı geçince belki yaşlı birilerine köyde emanet edilebilirdi. İşte bizim süt annesi hikayemiz böyle başladı.


ONUNLA BENİ ADETA KADER BULUŞTURDU

Dr. Sakin Öner “Ergenekon’dan Çanakkale’ye Türk Ruhu”nu anlattı Dr. Sakin Öner “Ergenekon’dan Çanakkale’ye Türk Ruhu”nu anlattı

Annem beni babamın amcası Ahmet Şenel amcamızın eşi rahmetli Hanife yengeme emanet bıraktı. O gün o evde çocuğunu kaybeden yaralı bir anne vardı. Adeta kader bizi buluşturdu. Ben anne diye açlıktan ağlayıp feryat ederken Fatma anne de ölen yavrusu İçin yüreği yanıyordu. Ben ağladıkça onun yaralı yüreğini adeta kanatıyor; ikimizde gözyaşına boğuluyorduk. Allah hiçbir anneye veya babaya evlat acısı göstermesin dayanılmaz acı yaşıyordu. Acılar içinde en büyük acı evlat sonra kardeş acısı gelir. Fatma anne çaresiz beni aldı kucakladı. Sütten şişip rahatsız olan göğsünü bana vererek emziriyor ve aynı zamanda rahatlıyordu. Ben de karnım doyunca adeta bayram ediyordum. O bir tarafa ben bir tarafa derin bir uykuya dalıyorduk. Uzunca bir süre birlikte saatlerce uyuyorduk ve sütanne gerçeği ile tanışıyordum. Daha sonra bu gerçekle yüzleşiyor yeni akrabalarım olduğunu öğreniyordum.

ZENGİN AKRABALIK KÜLTÜRÜNE TABİ OLAN ŞANSLI NESİLDİK

Geçen gün Gümüşhane’deydim süt annemi Kabaköy mezarlığında ziyaret ettim. O da annemin yanı başında mezarda yatıyor ve bizden Fatiha’lar bekliyordu. Onu da her seferinde ziyaret ederim. Geçen gün yine ziyaret ettim ve ruhuna Fatiha’lar okudum. Sonradan süt annenin hem sosyal hem dini sonuçlarını öğreniyoruz. İhmali mümkün olmayan dikkat edilmesi gereken çok önemli kural şu: “ Emenin nefsi emzirenin nesline haramdır” yani sütkardeşleri yeğenleri ile aynı dini ve fıtri akrabalık hükmüne tabi oluyoruz. Bu artık yeni kardeş, teyze, amca, dayı ve benzeri sosyal sonuçları ve mükellefiyetleri getiriyor. Bunu fark ederek ve o akrabalığın varlığını hissederek yaşadım. Dün işte hakka uğurladığımız Ali Ece süt dayımız da biz de bu hakikati çağrıştırıyordu. Kendisine süt annem Fatma anamıza ve tüm geçmişlerimize Allah rahmet eylesin. Biz yeni kuşağın kanka, kuzen değil; süt annesi, dayı, amca, teyze oğlu, hala oğlu veya kızı nesline süt annesi neslini ekleyen bu sosyal ve dini gerçeğin zengin akrabalık kültürüne tabi olan şanslı nesildik. Belki hazır mamalar, süt anne ihtiyacını azalttı ama o dönem hazır mama bulmakta imkansızdı. Peygamberimizin süt annesi vardı. Süt annem annem ve tüm annelerimiz onlara cennette komşu olsun diyor tüm annelerin ruhuna Fatiha diyoruz. (AMİN)

SABRİ ŞENEL / 18.04.2021

Editör: TE Bilisim