Suriyeli ve İranlıların nasıl üniversite hocası yapıldığı ortaya çıktı Suriyeli ve İranlıların nasıl üniversite hocası yapıldığı ortaya çıktı
Halkların Demokrasi Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, başkanlık seçimine kadar ölüm siyasetinin devam edeceğinin ortaya çıktığını söyledi. Yüksekdağ, “Bugün çıktı tekrar ilan etti. Bu çatışma ve ölüm siyaseti sürecek. Ne zamana kadar? Bu savaş eşliğinde bir seçime daha gidene kadar. Ne seçimi bu seçim? Başkanlık seçimi. Burada yaşanan bütün gerçeklerin, ölümlerin nereden ve kimden olursa olsun ister genç ister sivil ister asker ister polis, bütün yaşanan ölümlerin tek nedeni vardır; birisini başkan yapmak. Bu ölümler bunun için dayatılıyor halklarımıza. Türkiye’deki siyasi rejimi faşizan bir anlayışla restore etmek için bu savaş yıkım ve ölüm siyaseti dayatılıyor halka. Susmak ve geri adım atmak züldür bize.” dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ile birlikte Diyarbakır’da basın toplantısı düzenledi. DBP’nin Kayapınar ilçesinde bulunan parti merkezindeki toplantıda Yüksekdağ, gündem ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

İKTİDER ÇÖZÜM KONUSUNDA DEĞİL ÇATIŞMAYI SÜRDÜRMEDE KARARLI”

İktidarın, tek işini ve uğraşını ölüm çizgisini derinleştirmek üzerine kurduğunu savunan Yüksekdağ, “Dün MGK toplantısı, zamanından önce yapıldı. Bu ülkede ambulanslar bir yaralıyı kurtarmak için zamanında gitmiyor, bir yaralı almak için gönderilmiyor. Bu topraklarda bazı yerlere ambulans ve insanlık giremiyor. Ama militarist kurumların toplantıları zamanından erken yapılıyor. Güvenlik adı altında acil ve kriz toplantıları gerçekleştirilip, buralardan krizi daha da derinleştirecek kararlar alınıyor. Dün MGK’den çıkan kararlardan biri de bunlardır biriydi. Yine operasyonu sürdürme kararı alındı. İktidar durmadan bir kararlılık gösterisi yapıyor. Şiddeti sürdürme konusundaki, ölümleri durdurmama konusundaki kararlılık bu. Çözüm konusunda kararlı davranmadılar, barış çizgisinde kalıcılaştırma siyasetinde kararlı davranmadılar hiçbir zaman. Ama aylar boyunca bu ölüm çizgesinin bu çatışma siyasetinin sürdürülmesinde oldukça kararlılar. Bu kararlılık bir güç değildir. Bu kararlılık iktidarın iktidarda kalacağı anlamına gelmiyor. Günlerdir söyledikleri söz budur; ‘Terörün kökünü kazıyacağız’. Söz bu. Peki gerçek ne? Aylardır kökünü kazımaya çalıştıkları halktır. Ayladır katledilen, canına kastedilen halktır. Evinden sürgün edilen halktır. Dün Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 5 mahalleyi daha yasaklı ilan ettiler.” ifadelerini kullandı.

"SUR’DA SORUNU ÇÖZEMEDİLER SORUN ALANINI GENİŞLETTİLER"

Hükümetin çözüm üretemediğini belirten Yüksekdağ, “Sokağa çıkma yasağı ilan ettikleri alanlarda sorunu çözemiyorlar. Tam tersine sorun alanını genişletiyorlar. Sur’da sorunu çözemediler, sorun alanını genişlettiler.” ifadelerini kullandı. Yüksekdağ, şöyle devam etti: “Bir başkanlık sisteminin onaylanması için Türkiye sandığa gitmelidir diyor. Bütün bu kaosun, ölümlerin nedeninin ne olduğunu bilmek ve öğrenmek bu kadar zor değil. Her gün bu ölümlerin nedenini itiraf eden, nedenini açıkça ilan eden bir iktidar var karşımızda. Bugün çıktı tekrar ilan etti. Bu çatışma ve ölüm siyaseti sürecek. Ne zamana kadar? Bu savaş eşliğinde bir seçime daha gidene kadar. Ne seçimi bu seçim? Başkanlık seçimi. Burada yaşanan bütün gerçeklerin, ölümlerin nereden ve kimden olursa olsun, ister genç ister sivil ister asker ister polis, bütün yaşanan ölümlerin tek nedeni vardır; birisini başkan yapmak. Bu ölümler bunun için dayatılıyor halklarımıza. Türkiye’deki siyasi rejimi faşizan bir anlayışla restore etmek için bu savaş, yıkım ve ölüm siyaseti dayatılıyor halka. Susmak ve geri adım atmak züldür bize.”

“ZANA-ERDOĞAN GÖRÜŞMESİNDEN OLUMLU SONUÇ ÇIKMASINI İSTERİZ”

HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana’nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yapacağı görüşmeyle ilgili soruya ise Yüksekdağ, şöyle yanıt verdi: “Şu anki koşullar içerisindeki diyalog yoluyla ne yazık ki çözüm üretme enerjisi yok karşımızdaki siyasi iktidarın. Ebetteki bu görüşmeden olumlu bir sonuç çıkmasını isteriz. Ama doğrusunu söylemek gerekirse son dönemde yaşayan, bugun de hala devam eden bu çatışma, şiddet siyaseti ve kullanılan dil, bu konuda umutlu olmamızı engelliyor. Bu nedenle güçlü bir beklentimizin olmadığını söylemek isterim. Bizler her zaman her zeminde diyaloga kapı kapatmadık. Diyalog yollarını tıkayan hiçbir zaman bizler olmadık. Ama şu an saray ve AKP iktidarı çözüm dinamiklerini yitirmiş durumda.”

"AKP HÜKÜMETİ DIŞINDA KURULMUŞ BİR SAVAŞ HÜKÜMETİ VAR"

DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ise AK Parti’nin öyle göründüğü kadar güçlü olmadığını söyledi. Yüksek, şunları söyledi: “Evet elindeki bütün yetkileri, imkânları, tankı topu kullanarak, bir korku politikası yürüterek rejimi tahkim etmeye çalışıyor. Ama o kadar güçlü değil. AKP ve yanındakiler, bugün hükümetinde olanlar, bakanlığını yapanlar, son iki gün içinde milletvekillerinin Cizre’de yaşanan durum nedeniyle içine girdikleri ilişkilerle bir gerçeği daha görmeliler. Buradan biz açıklayalım. Bakın AKP’deki bazı bakanlar, sayın Numan Kurtulmuş başta olmak üzere, bu ülkeyi yönettikleri sanıyorlar. Bakan yapıldıkları için ülkeyi yönettiklerini düşünüyorlar. Ama ülkeyi onların yönetmediğini, bu iki gün içinde bir kez daha gördüler. Belki defalarca Ankara’dan bakan olarak Şırnak valisini arıyor, yaralılar için ambulans gönderilmesini istiyor ama Şırnak Valiliği talimatlarına uymuyor. Başka bir şey gelişiyor. Kurtulmuş, başta olmak üzere AKP hükümeti bunu görmeli. Sizin dışınızda kurulmuş bir savaş hükümeti var. Hepiniz bu savaşın figürü haline getirilmişsiniz aktör bile değilsiniz. Bunu görün artık. Bazılarınız ikna edilmiş olabilir, bazılarınız kerhen, bazılarınız hala bunun farkında değil. Ama sizin dışınızda kurulmuş AKP bakan ve vekillerinin bir kısmının içinde olduğu ama üyelerinin bir kısmının şu anki kabine ve milletvekilleri dışında başka bir hükümet var ülkede. Net söylüyoruz. Başka bir hükümet, gladyo ve şebeke var. Bu şebeke savaş şebekesidir. Diğer hepsi bu savaş şebekesinin tatlı yüzü olarak Numan Kurtulmuş gibi öne sürüyor. Liberal yüzleri öne sürüyor, onun üzerinden bir süreç yürütülüyor. Yöneten ve karar verenler onlar değil. Saray, Recep Tayyip Erdoğan ve onun etrafında oluşmuş bir kliktir, o kliktir yönetiyor ülkeyi. Kendiniz gördünüz belki, 10 defa Şırnak Valisine talimat verdiniz ve 10 defa da boşa düştünüz. Türkiye toplumu artık bilmeli. AKP hükümeti yönetmiyor. Bir darbe hükümeti var. Bazı üyeleri şu an AKP’lidir, bazıları dışarıdandır. Onlar ülkeyi felakete sürüklüyor. Onlar Kürt halkıyla birlikte yaşama karşı savaş açmışlardır.”



Editör: TE Bilisim