Eski ATO Başkanvekili Mehmet Aypek koruması tarafından öldürüldü Eski ATO Başkanvekili Mehmet Aypek koruması tarafından öldürüldü
  İlki Diyarbakır'da yapılmış olan ve "Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı" adı verilen ihanet toplantısının ana maddeleri incelendiğinde bölücülerle AKP iktidarının yaptığı;fakat halktan saklanan gerçekleri deşifre etmeye yetmiştir.

 DTK eş başkanı bağımsız Van Milletvekili Aysel Tuğluk'un okuduğu ve BDP'nin de imza attığı bildiride şunlar söylenmiştir:

 "Kürtler özerklik-federasyon-bağımsızlık gibi siyasal talepleri belirleme  hakkına sahiptirler.Kürtler kendi kaderini tayin etme  hakkının sadece Kürdistan halkının kararına ve onayına bırakılması konferansımızda ortaklaşan bir ilkedir."

 BÖLÜCÜLERLE YAPILAN PAZARLIĞIN PERDE ARKASI

 Bildirisi yapılan pazarlığın perde arkasındaki talepler şu şekilde sıralanmaktadır.

 *Teröristbaşı Öcalan'ın tahliye edilmesi,teröristlerin serbest bırakılması.
 *PKK'nın terör örgütü listesinden çıkartılması.
 *Kürtler özerklik-federasyon-bağımsızlık gibi  siyasal talepleri  belirleme hakkına sahiptir...
 *Konferansımız Kürdistan'ın bir statüsü olmadan,Kürt sorunun nihai olarak çözülemeyeceğini karar altına almıştır.
 *Anadilde eğitim ve Kürtçenin resmi dil olarak kabulü,anayasal olarak güvence altına  alınmalıdır.
 *Kamu kaynaklarının pozitif ayrımcılık ilkesi temelinde Kürdistan'a aktarılmasının sağlanması gerektiğini önemle vurgular.
 *Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani;Irak Federe Bölgesi Başkanı Mesut Barzani,KCK başkanlık Konseyi ve tüm diğer Kürdistan güçleri,Ulusal Konferansın bir an önce toplanması için girişimde bulunmaya çağırır.
 *Konferansımız BM,İKÖ,AB ve dünya halklarını Kürdistan halkının adalet,eşitlik için verdiği mücadelesine karşı sorumlu davranmaya davet eder.
 *Konferansımız tüm uluslara arası örgüt ve  devletlerden PKK'nın terör listesinden çıkarılmasını talep eder....ve devam ediyor...
 ...........................................
 Durumun özeti şudur:Gelişmeler AKP İktidarının terör ve teröristlerden kurtulma adına,ülkemizi tam bir felakete sürüklediğini açıkça göstermektedir.

 Türkiye'nin Güneydoğusunu KUZEY KÜRDİSTAN olarak niteleyen bir konferans yapılmıştır.Konferansa Türkiye'yi bölmek isteyen tüm şer güçler katılmıştır.Bölgenin adı Kuzey Kürdistan olarak nitelendirilmiştir.AKP'nin çözüm süreci dediği bu süreçten "BAĞIMSIZ BİRLEŞİK KÜRDİSTAN" yapılanması peyda olmaktadır...

 Talep edilenler,Devlet içerisinden devlet,millet içerisinden millet inşa ederek,güneydoğuyu kopartmaktır.

 AKP,hükümeti kendi iktidarını muhafaza etmek için can havliyle verdiği mücadeleyi Türkiye Cumhuriyeti'ni müdafaa etmek için kılını bile kıpırdatmadığı esefle görülmektedir.Devletin otoritesinin Güneydoğuda ki hain masalarda param parça edilmesini adeta seyretmektedir.

 Her türlü bölücülük,ayrımcılık,devlet yıkıcılığı devletin gözetim ve denetimi altında serbestçe gerçekleştirilmektedir.

 Bölücüler  Devletin gözetim ve denetimi altında "KUZEY KÜRDİSTAN" diye söz edilen toplantıdan hemen sonra, kaderini tayin etme hakkından,özerklik,federasyon ve bağımsızlıktan her gün söz etmeye başladılar.

 Arka arkaya PKK'nın asayiş polis timleri kurulmuştur.Başta Van vilayetimiz olmak üzere,gündüz  gözüyle  kendilerini gizlemeye bile ihtiyaç duymadan PKK,yerel polis timleri resmi elbiselerle sokak ortasında resmi geçit yaparken,AKP hükümeti olanları büyük bir soğuk kanlılıkla izlemeye devam etmektedir.Çatışmalarda ölen PKK'lılar için şehit mezarlıklarının açılışını televizyonlardan izledik.

 PKK,paralel devlet yapılanması olan KCK ile özerk devletin resmi kurumlarını inşa etmeye başlamıştır.Devletine bağlı Kürtlerin direnci kırılmış,psikolojik olarak madden ve manen çökertilerek;Türkiye Cumhuriyeti Devleti karşısında,PKK'nın hükümranlığı tescil edilmiştir.

 AKP'nin,   barış süreci dedikleri bölünme süreci boyunca, PKK kendisini içte ve dışta meşrulaştırmıştır.Güneydoğu'da vatandaşlarımızın temsilcisi konumuna yükselmiştir.Apo ise  halk önderi konumuna getirilmiştir.

 Güneydoğu'da devletimizin her kesimi, hırpalanmış, itibarı zedelenmiş, yıpratılmıştır...Buna karşılık yıpratılmış ve örselenmiş Türk Devleti'nin karşısına ise; zinde güçlerle motive edilmiş, şımartılmış, kışkırtılmış,örgüt militanları çıkmıştır.

 Hükümetin yaptığı en büyük stratejik hata şu olmuştur.Kürt kökenli vatandaşlarımızın temsilciliğini terörist başına bırakılmış Öcalan'ın ve PKK'nın üstlenmesine izin verilmiştir.Terörist başı artık bir halk hareketi lideri gibi; " Mandela" konumuna getirilmiştir.Böylece terör örgütü ile Kürt vatandaşlarımız, AKP'nin acemi, gayrımilli ve basiretsiz politikaları sayesinde aynı  minvalde ve aynı platformda bir araya  getirilmiştir.

 Artık Güneydoğu'nun Türkiye'den çözülme aşamasına son neşter vurulmaktadır.Her şey Öcalan ve Kandilin kontrolünde devam etmektedir.Sırada Türkiye'nin güneydoğusunda bir KÜRT DEVLETİ KURMA çalışması var.Önce OTONOM bir yarı devlet hayata geçirilecek;bir adım sonrası, dört parçalı Kürdistan'ın,Türkiye ayağı olan "BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN" yapılanmasının yolu açılacaktır...

 Yakın zamanda Allah muhafaza AKP iktidarının,Türkiye'yi nasıl bir maceraya sürüklediklerini hep beraber göreceğiz.

 On yıl önce ülkemizin bu hale getirileceğini,Türk Milliyetçileri sezmiş olmasına rağmen,yandaş medyanın sürekle beyin yıkaması ve GDO'lu aydınlar sayesinde, ZİHİNLER İŞGAL EDİLEREK,gerçekler gizlenmiş saptırılmıştır.

 Ülke bütünlüğü için karşı gelenler, hayalcilikle suçlanarak; sindirilmek istenilmiş ve bastırılmıştır.
 
 Yıllardır bağıran,ÜLKÜCÜLER hani evhamlı idi, haksızdılar !? ; " kimse korkmasın ülke bölünmezdi!..", ülkücüler paronayaktı!?, kandan besleniyorlardı....
 Keşke Türk Milliyetçileri yanılmış olsada,ülkemiz bu hale gelmeseydi! Ülkenin birlik ve beraberliğini savunun ; vatanını ve milletini karşılıksız seven, Türk Milliyetçileri,çözüm ve barış süreci denilen sürece,Türkiye'nin çözülmesi süreci olduğu için karşı çıktıklarından,iktidar yetkilileri tarafından sürekli suçlanmışlardır.Bir kısım zihinler bu yolla devşirilmiştir.
 Şovenlikle,kafatasçılıkla,ırkçılıkla,kandan beslenenler ithamına maruz kalmışlardır. "...Bunlar besmele çekmeyi ve bir fatiha  okumasını bilmezler,..." küçümsemesi ve kibri ile halkımızın dini değerleri üzerinden dincilik yapılmıştır. Toplumun yüzde ellilik kısmı,bizden olmayan anlayışı ile ötekiliştirilerek ve itibarsızlaştırılarak, bölücülüğün ve PKK'nın önü açılmıştır.

 ZİHİNLER İŞGAL EDİLMİŞTİR

 Günümüzde ülkelerin bölünerek işgal edilmesi,topla tüfekle değil,zihinlerin işgali ile yapılmaktadır.Bu halkın duyguları ile oynamakla da olmaktadır.Türkiye'de son yıllarda adeta DİNDARLIK ADINA DİNCİLİK yapılarak,mütedeyyin vatandaşlarımızın iradeleri büyük ölçüde sakatlanmış,milli birlik ve bütünlük konusunda  duyarlılıkları sorgulanarak dumura uğratılmıştır.

 Toplumumuzun ekseriyeti muhafazakar değerlere sahiptir.Toplumun değer anlayışı,kimyası sosyal genetiği değiştirilerek, mücadele azmi ve kararlılığı büyük yara almıştır.Zihinsel işgaller yapılırken,değişik senaryolar ve değişik versiyonlar vizyona sokulmaktadır.

 Demokrasi,özgürlük,barış, kardeşlik,analar ağlamasın,insan hakları,...gibi değerler kullanılmaktadır.Öyle ki, bazı çevreler tarafından kamu oyunda ve yandaş basının GDO'lu aydınları eli ile imaj oluşturularak;güney doğuyu, "VER KURTUL" lobisinin faaliyet halinde olduğu gözlenmektedir.
 
 Türkiye tarihinde görmediği,en büyük aydın ihanetini yaşamıştır.Ümidimiz odur ki; bu milletin halen mayası bozulmamış ve kolonları sağlamdır.İçte ve dışta oynanan bu ihaneti ve fesadı bozabilecek güç ve iradeye sahiptir.Tarih bunu böyle yazmıştır... (Devam edecek)
 TÜRK OCAKLARI
 ÜMRANİYE ŞUBESİ BAŞKANI
 AV.Faruk ÜLKER
                           
Editör: TE Bilisim