Ümit Özdağ ‘Türk Çernobili’ diyerek faciaya karşı böyle uyarmıştı: Acil durum ilan edilmeli Ümit Özdağ ‘Türk Çernobili’ diyerek faciaya karşı böyle uyarmıştı: Acil durum ilan edilmeli
 Meral Akşener, İstanbul Üniversitesi’nde tarih okudu, Marmara Üniversitesi’nde doktora yaptı, Kocaeli, Yıldız Teknik ve Marmara üniversitelerinde ders verdi, Kocaeli Üniversitesi’nde inkılap tarihi bölüm başkanlığı yaptı, Zübeyde Hanım Şehit Anaları Vakfı’nın başkanlığını yaptı, içişleri bakanlığı yaptı, 1996’dan beri iki kez DYP’den üç kez MHP’den milletvekili seçildi, İngilizce biliyor.

* Koray Aydın, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde makine mühendisliği okudu, gençlik kolları başkanlığından beri ülkücü camianın içinde, Alparslan Türkeş’in son genel sekreteriydi, bayındırlık bakanlığı yaptı, 1991’den beri dört kez MHP’den milletvekili seçildi.

* Sinan Oğan, Marmara Üniversitesi’nde işletme okudu, Moskova Devlet Diplomasi Enstitüsü’nde uluslararası İlişkiler ve siyaset bilimi üzerine doktora yaptı. Azerbaycan Devlet Ekonomi Üniversitesi’nin işletme fakültesinde dekan yardımcılığı yaptı. Türkiye Cumhuriyeti’nin Azerbaycan’daki TİKA temsilcisi olarak çalıştı, Azerbaycan’dan devlet nişanı aldı. Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Analizler Merkezi, Türksam’ı kurdu. Pek çok sivil toplum kuruluşundan “yılın milletvekili” ödülü aldı. Rusça ve İngilizce biliyor.

* Ümit Özdağ, siyasal bilimler profesörü, Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi’nde okudu, Gazi Üniversitesi’nde öğretim üyesiydi, ABD Baltimore’da Towson Üniversitesi’nde ders verdi. Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’ni kurdu, Ermeni Araştırmaları Enstitüsü’nü kurdu, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nü kurdu, Brüksel’de NATO karargahında terör konusunda danışmanlık yaptı. Avrasya, Ortadoğu, terör, istihbarat ve ordu-siyaset ilişkileri üzerine referans kitapları var, İngilizce ve Almanca biliyor.

* Dört tane zıpkın gibi, bilgili, tecrübeli, liyakat sahibi aday… Kırıp dökmeden ama, adeta kanırta kanırta geliyorlar. Birbirlerine de rakip olmalarına rağmen, birbirleriyle akılcı uzlaşmalar yapıyorlar. Partiye heyecan geldi, umut geldi. Sadece ülkücü camiada değil, merkez sağ seçmenin tamamında merakla takip ediliyorlar. Akp’ci medyanın tutuşmasından, paralelci maralelci diye hepsine saldırmasından belli, hangisi seçilirse seçilsin, MHP oyları artacak.

* Şimdi diyeceksiniz ki, MHP’yi anlatıyorsun ama, yazının başlığı CHP. * E çünkü, artık her CHP’linin kendi kendisine sorma vakti gelmedi mi…

* Biz bu kadar aciz bir parti miyiz ki, altı defa kaybetmemize rağmen, bizim partiden hâlâ genel başkan adayı çıkmıyor?

* Devlet Bahçeli gitmemek için elinden geleni yapıyor ama, bizzat kendi onayıyla milletvekili yaptığı dört tane rakibi var, rakip olmalarını engelleyemiyor. Bizim genel başkan parti içi demokrasiden bahsederken mangalda kül bırakmıyor ama, kimse aday olamıyor. Hangi parti daha demokrat?

* MHP’de genel merkeze karşı çıkan il örgütleri kapatılıyor, buna rağmen Sivas’tan Trabzon’a Denizli’den Çorum’a kadar pekçok il başkanı olağanüstü kongreye gitmek için dava açtı. Bizim il örgütleri bu kadar mı korkak? Kimden, neden tırsıyor bizim il örgütleri?

* MHP’de genel merkeze itiraz eden kapının önüne konuyor, buna rağmen 543 delege, olağanüstü kongre için imza verdi. Bizim delegelerin arasında ilaç için bir tane delikanlı yok mu? Bizim delegelerin hepsi mi kapıkulu?

* MHP genel başkan adaylarının yanında, kendilerine destek veren MHP milletvekilleri var. Pek çok MHP milletvekili siyasi hayatının bitmesi pahasına risk aldı, inisiyatif kullandı, tercihte bulundu. Bizim milletvekillerinin pek çoğu genel başkandan haz etmiyor, her fırsatta arkasından konuşuyorlar ama, oturdukları koltuğu kaybetmesinler diye, siyasi hayatları riske girmesin diye, yüzüne gülüp, alkışlıyorlar. Biz CHP seçmenleri olarak vekil mi seçtik, dalkavuk mu seçtik?

* MHP’deki genel başkan adaylarının hepsi ülkücü, onlara destek veren milletvekillerinin hepsi ülkücü… Peki, bizim genel başkanın bizzat monte ettiği genel başkan yardımcıları neden Atatürkçü değil de, siyasal dinci, cemaatçi, özerkçi? Atatürk’ün kurduğu partimizi, neden dinciler-özerkçiler yönetiyor diye merak etmeyecek miyiz?

* Ensar Vakfı’nın önüne yatanlarla mücadele ediyoruz güya… Ensar Vakfı’nda seminer veren arkadaşın babası, bizim partide genel başkan yardımcısı değil mi? Rıza Sarraf’ın ABD’deki mahkemesini takip etmeye karar verdik, göndereceğimiz üç kişilik heyetin biri eczacı, biri müteahhit, biri jinekolog… Rıza Sarraf hamile midir birader? Hukukçu milletvekilimiz yok mu bizim? Partimiz bu kadar mı beceriksiz tiplerin elinde? Düzgün kararlar alacak aklı başında adam kalmadı mı bizim partimizde?

* Aynı şartlarda farklı sonuç beklemek ahmaklıktır demiş Einstein… Bilimsel olarak tescillenmiş ahmak mıyız? Partimizin mevcut yönetimine bakıp, ilk seçimden umutlu olan var mı aramızda? Gazetecilerle yemek esnasında, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisi bile açık açık “seçimi kazanma ihtimalim yok” derken, Kılıçdaroğlu’nu hâlâ ve tekrar tekrar genel başkan seçmek gerizekalılık değil midir?

* Halk Tv geçen seçimde, belki Akp’nin oylarını düşürür umuduyla HDP’ye sarılmıştı. Şimdi aynı Halk Tv, belki Akp’nin oylarını düşürür umuduyla MHP genel başkan adaylarına geniş yer veriyor. Akp’nin oylarını düşürmek için mevcut CHP’de umut olmadığını Halk Tv’nin goygoycuları bile biliyorken… Halk tv seyredenler bilmiyor mu?

* MHP’de yaprak kımıldamıyordu, bakın şimdi cıvıl cıvıl, kapısı penceresi sıkı sıkıya kapalıydı, koridorları bahar havası aldı, geleceğe dair umutlar tazelendi, tek sütun haber bile olamıyordu, şu anda Ankara’nın bir numaralı gündemi… Adaylar her gün bir başka şehire gidiyor, her gün bir başka kanala çıkıyor. İktidarla rekabet edemeyen partiye, henüz kongre bile toplanmadan rekabet gücü geldi, enerji geldi.

* Peki n’olacak bu CHP’nin hali… Artık her CHP’linin kendi kendisine sorma vakti gelmedi mi?


Yılmaz Özdil

Editör: TE Bilisim