MHP seçimin son haftasında seçmeni şiirle ikna etmeye çalışacak. Partinin İzmir'de ikinci sıraya taşıdığı kadın adayları Senem Kılıç ve Neslihan Çelik, stüdyoya girerek 11 kıtadan oluşan 'İzmir' adlı şiiri okudu. İki adayın okurken görüntüsü de çekilerek kayıt, klip haline getirildi.
MHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Cumhur Bulut, yazdığı şiirle partisinin 'önce insan' felsefesini anlatmak istediğini belirterek şunları söyledi:
"Diğer partilerin seçim kampanyalarının ruhu ve duygusu yok, biz ise bir sevda geleneğinden geldiğimiz için seçim kampanyamıza ruh ve duygumuzu katıyoruz. İnsanımıza, yaşadığımız coğrafyaya ve geçmişimize olan sevgiden kaynaklanan bir durum bu. Bu sevdayı seçmenimizle paylaşmak istedik. Klasik, tek düze, esnaf ve ev ziyaretlerinden oluşan seçim kampanyalarının başarıya ulaşılması zor. Çünkü çağın insanı çok yönlü. Bu insana bütün yönleriyle hitap etmeniz gerekiyor. Bir de en önemlisi siyasal iletişim sadece mekanik ve 140 karakterli paylaşımlar değildir. Mademki hedefimiz insan, o halde insanın en önemli temas noktası olan duygulara hitap etmemiz gerekiyor."
'EY GÜZEL İZMİR'
Ey güzel İzmir,
Gül yüzün bugün mahzun,
Sunmaz ellerin sırrını, dargın!
Hüzünlü yıldızlar dökülür
Bu saatte gözlerinden
Zülal gibi dokunur yüreğine,
Kimse bilmeden…
Ellerin, ellerin ve gözlerin;
Denizin, mavin ve yeşilin
Bu akşam bir başka masum…
Bu sevdada sen varsın İzmir,
Bu hasret türküsünde sen ve umutların var…
Gümrah ırmakların, bereketli ovaların;
Emeğin ve alın terin var…
Bu şiirde sen varsın nazlı şehir…
Güneşin doğuşunda ve batışında;
Tezgahında umut biriktiren delikanlıda,
İhtiyar piyangocuda,
Gevrekçi Hasan'da,
Balıkçı Ayhan'da,
Ve kutlu bir hayale diktiği gözlerinde Fatma'nın;
Sen varsın!…
Ey güzel şehir, ey nazlı şehir;
Ey Güzel İzmir!…
Sen;
Kadifekale'de dalgalanan bayrak,
Dua bekleyen şehit
Efelenen yürek,
İçimizi serinleten imbatsın…
Sen Güzel İzmir;
Tarlada bereket,
Kırlarda açan çiçek,
Gökte bulut,
Gecede aysın…
Sen İzmir;
Her sabah doğan güneş,
Bir vapur çığlığı
Denize düşen yakamoz
Boyoz ve çiğdemde saklı büyü
Dikili'den Karaburun'a alınan nefessin…
Her sabah gözümü
Dizlerinde açarım İzmir!
Derken küçük bir kız
Rengarenk bir umut bırakır avuçlarıma
Sende başlayan sonsuza uzanan bir umut…
Akça kanat martılar havalanır sahillerinden
Bir tülden geçer gibi yükselirler huzura
Türkü söyledikleri belli
Bir sen duyarsın İzmir,
Bir de ben;
Gözlerin o yüzden nemli…
Çıtır çıtır
Bir gevreğin var mı Usta!
Olma mı Abla,
Tavşankanı bir bardak çay da olsun mu yanına?...
Olsun be hemşerim, olsun
Yeter ki senin umudun olsun…
Yine çiçekler açsın İzmir'in dağlarında
Mümbit ovalar yeniden yeşersin
Bir selam daha çaksın Mustafa Kemal Paşa!...
Madem ki bu şehir bizim;
Mademki bu deniz, bu gökyüzü; bu dağlar
Bu caddeler ve bu sokaklar bizim;
Öyleyse umut da bizim olsun, sevda da…
Hani o bize hürriyet getiren
Hani o karanlıkları parçalayan;
Hani o demirden dağları eriten
Yalın yürek, yalın ayak; yalın sevda da bizim…
Şu minare; adımladığımız Kordon,
Karşıyaka'da açan tomurcuk
Bergama'da doğan bebek,
Çeşme'de esen rüzgâr, bizim…
Ödemiş ve Tire'den yükselen nara,
Bornova, Bayraklı ve Buca;
Balçova'da yemyeşil orman;
Bu kayalık, bu kumsal bizim…
Zeybek bizim, Çayda Çıra bizim;
Halay bizim, Horon; Atabarı bizim; …
Saf bizim, Cem bizim!…
Matem bizim; Bayram bizim, düğün bizim…
Dün, bugün ve yarın bizim!...
Ey Bayrak şehir
Ey güzel İzmir,
Geçmişin şanlı sayfalarından
Geleceğin güzel günlerine beslediğimiz
Bu umut bizim, yani hepimizin!...
Editör: TE Bilisim
