Mansur Yavaş'tan Turgut Altınok'a belgeli yanıt. Kızının Londra'daki evini nasıl aldığının belgelerini paylaştı Mansur Yavaş'tan Turgut Altınok'a belgeli yanıt. Kızının Londra'daki evini nasıl aldığının belgelerini paylaştı

AİHM’in Demirtaş’ı tahliye kararına uyma konusunun  kendi Anayasa’mız karşısında hukuken tartışma götürür bir yanı yok da; gelin iktidarın “Bu karar Türkiye düşmanlığı ve terör yandaşlığı ile verilmiş siyasi bir karardır” iddiasını bir an için ciddiye alalım, hatta doğru kabul edelim.
Şimdi kararı veren hakimlere bakalım:

Mahkeme başkanı olarak Hırvatistan’dan Turković.
Bulgaristan’dan Grozev, 
Malta’dan De Gaetano, 
İsviçre’den Keller, 
Çekya’dan Pejchal, 
Polonya’dan Wojtyczek, 
Letonya’dan Mits, 
Avusturya’dan Kucsko-Stadlmayer, 
Slovakya’dan Poláčková, 
Finlandiya’dan Koskelo, 
İngiltere’den Eicke, 
Macaristan’dan Paczolay, 
Gürcistan’dan Chanturia, 
San Marino’dan Felici, 
İsveç’ten Wennerström, 
Türkiye’den Saadet Yüksel ve Yunanistan’dan Sicilianos,

Kararı bu yargıçlar  oy birliğiyle verdi, Türk hakim dahil.
Demek ki Türk hakimin hain  çıkmasını bir yana bırakalım.
Sadece bazı gerekçelerde oy birliği yok, onlarda da büyük bir çoğunluk var. Şöyle ki:

Demirtaş kararında Türkiye 5 ayrı maddeden hüküm giydi.
Oy birliğiyle (yani Türk yargıç  de dahil) serbest seçim hakkının ihlal edildiğine karar verildi (md.3).
17 yargıcın 16’sı (yani Türk yargıç hariç) Türkiye’nin ifade özgürlüğünü kısıtladığı (md.10) hükmünü verdi.
15 yargıç Türkiye’nin Demirtaş’ın özgürlük ve güvenlik haklarını kısıtlandığına (md (5/1) karar verdi.
16 yargıç güvenlik ve özgürlük haklarının ihlal edildiğine (5/3) hükmetti.
16 yargıç, Türkiye’nin siyasi amaçlarla dava açtığını onayladı. (Md.18)
 Yani en az kayılımlı gerekçe 17’ye 15 ( muhalifin biri zaten Türk)

Mutlak hakim teminatının olduğu bu mahkemede, daha yüksek bir makam beklentisi olmayan ve her biri derin hukuk bilgi ve deneyimine sahip olan bu hakimler bu çoğunlukla karar vermiş. Yani çekinecekleri bir merciden talimat alma ihtimalleri sıfır.
Geldikleri yere bakarsanız, sadece Avrupa’nın her köşesi de değil neredeyse Dünya’nın farklı yer ve kültürlerinden gelmişler.
İmdi, Letonya’dan Gürcistan’a   Finlandiya’dan San Marino’ya, Macaristan’dan Malta’ya kadar tüm bu Dünya kamuoyu Türkiye Düşmanı, Türkiye aleyhtarı, Türkiye’ye zarar verme peşinde ve bu motivasyonları hakim sıfatlarının da önüne geçecek kadar güçlü öyle mi?
(Dikkat: aralarında Reisimizin çok iyi dostu ve şimdilik Türkiye ile  hiç bir sorunu olmayan Gürcistan, Macaristan ve Bulgaristan’dan yargıçlar da var. Bunlara Malta ve Letonya da eklenebilir).
Valla o zaman yanmışız biz. Herhalde Dünya’da daha fazla nefret objesi olan bir millet olamaz çünkü.
Düşünün bakalım bu teşhis ne kadar doğru olabilir ve doğru ise blz neler yaptık ki Dünya’ya böyle bir görüntü ve duygu verdik?
Ve bu durumda akibetimiz ne olacak?

Eveeet, sonuçta bu adamların aleyhimize  de olsa hiç bir etki altında kalmadan objektif karar verdiği şıkkı çok daha hayrımıza değil mi?

Hasan T. / Alıntı

Editör: TE Bilisim