Gümüşhane’nin tek kadın İl Genel Meclis üyesi adayı Sonel Yaşar’a yoğun ilgi Gümüşhane’nin tek kadın İl Genel Meclis üyesi adayı Sonel Yaşar’a yoğun ilgi
 MHP Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin parlamentoda düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

"Son günlerde İmralı ile müzakere süreci adı altında yürütülen bir takım siyasi çalışmalara, Türk milletine ve Türk milliyetçiliğini ayaklar altına almak teranesi dâhil olmuş ve bu vesile ile millete ve milletin değerlerine, milliyetçilik mefhumuna önüne gelen her türlü hakareti şuursuzca, pervasızca iftirayı rahatlıkla atabilmekte ve yapabilmektedir" ifadelerine yer veren Şefik Çirkin, Türk milletinin Başbakan'a başbakanlık görevini üç defa verdiğini hatırlatarak, milletin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temel unsuru olduğunu söyledi. 

Şefik Çirkin, milliyetçiliği ayaklar altına almanın ve bu yolla Türk milletine hakaret etmenin "en hafif tabiriyle yediği ekmeğe nankörlük etmek" olduğunu söyledi. 1980 döneminde zaman zaman inanç ve etnik kimlik üzerinden baskılar yapıldığını belirten MHP'li Şefik Çirkin, Türk milletinin bu baskıların sorumlusu olmadığını sözlerine ekledi. 

"Türk milleti gerek etnik kökeninden, gerek inancından dolayı geçici olan baskıcı idarelerin her türlü baskısına rağmen, o baskılara kim uğramışsa onu kucaklamış ve onun dertleriyle hemhal olmuştur" şeklinde konuşan Şefik Çirkin, "Türk milleti bu bölünme senaryosunda ana unsur olarak kullanılan kürt kökenli kardeşlerimizle akraba olmaya devam etmiş, onu kardeş kabul etmeye devam etmiş, iş ortaklığı kurmaya devam etmiş ve kendi üzerine düşen vazifeyi yapmıştır. Böyle vazifesini yapan bir millet acaba hangi kusuru, hangi hatayı yapmıştır da bugün önüne gelen yazarçizer, kalemşör, siyasetçi, bakan, başbakan tarafından suçlanmakta ve çeşitli iftiralara maruz kalmaktadır" dedi. 

"Bize göre bu milletin en büyük suçu üç defa üst üste Tayyip Erdoğan'ı Başbakanlığa getirmekten, ona güvenmekten, ona inanmaktan başka bir şey değildir. Bunun da namusu Tayyip Erdoğan'a aittir" görüşünü savunan Şefik Çirkin şunları kaydetti: 

"Çok ilginç bir tabloyla karşı karşıyayız. Sözde Kürt kökenli vatandaşlarımızın eğitim hakkı, sözde İmralı ile barış süreci adı altında taraflar birbiriyle müzakere yapıyor. Sözde bir tarafın muhatabı belli... İmralı'da terörist başı, bebek katili Öcalan, Kandil'de Murat Karayılan, PKK'nın Avrupa sorumluları ve parlamentoda BDP. Burada öbür tarafın, yani Türk milletinin bu masada sahibi kim biz onu merak ediyoruz. Türk milleti adına pazarlık yapan, Türk milleti adına görüşmeleri yürüten hükümetin başı Türk milletine ve milliyetçiliği ayaklar altına alıyor ve bu milletten olmayı inkâr ediyor. O zaman Türk milletine kim sahip çıkacak? Türk milletinin haklarını, hukukunu kim koruyacak? Bu masada onu kim temsil edecek bunu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.

Başbakan'ın İmralı'ya gidecek olan heyetle ilgili olarak "dağdaki teröristle kucaklaşanların gitmemesi" ile ilgili sözlerinin üzerine Şefik Çirkin, "Başbakan aslında dokunulmazlığını söz verdiği, iddia ettiği halde kaldıramamanın utancını yaşamaktan mütevellit sözde kendini telafi etmeye çalışıyor. Peki, Başbakan'ın İmralı'ya gitmesine müsaade ettiği BDP milletvekilleri bu teröristlerin başıyla kucaklaşmış olmuyor mu? Yani bu millet önünde oynadığı tiyatronun elbet bir gün fark edileceğine inanmıyor mu?" diye konuştu. 

"Türk milletinin asla hak etmediği iftiralar ve şirretliklerle karşı karşıya kaldığını" sözlerine ekleyen Şefik Çirkin, Başbakan'ı milletvekili kürsüsünde ettiği yemine sadık kalmaya davet etti. "Millete, devlete, milletin birliğine ve beraberliğine görevi olduğu halde sahip çıkmıyorsa hiç olmazsa kendi namusu ve şerefine sahip çıkmasını tavsiye ediyoruz" ifadelerine yer veren Şefik Çirkin şöyle konuştu: 

"Biz ne yaptık bin yılda Anadolu'da? Kime ne günahımız var? Biz Bizans'ı yıktık. Burada ne bir ermeni devleti vardı ne de bir kürt devleti vardı. Tam tersi kürt kardeşlerimizle birlikte ermenileri de Bizans'ın zulmünden kurtardık. Anadolu'ya birlikte çok şeyler kattık. Burayı bir vatan yaptık. Burayı Anadolu'nun dışından gelenlere de bir sıcak yuva haline getirdik. Şimdi bu huzuru bozmak istiyorlar. 

Burada en büyük görev kürt kökenli kardeşlerimize düşüyor. Onların sesinin yükselmesi gerekiyor. Tüm bu fitne güruhu, Türk milletini reddettiği, millet olma bilincine karşı çıktığı, millet olmanın getirdiği değerlere ve güzelliklere karşı çıktığına göre bunlar olsa olsa Bizans'ın çocuklarıdır. Bu millet sizinle hesaplaşacak. Bugün siyasi manada mücadelemizi veriyoruz. Demokrasinin kuralları içerisinde elimizden gelen her mücadeleyi vereceğiz. 

Ancak bu devletin artık bizim olmadığı ve olmayacağı tüm unsurlarıyla teslim alındığını hissettiğimiz an bu mücadelenin şeklinin değişeceğinden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ama bu işin oralara gelmemesi hepimizin en büyük arzusudur. Aciz değiliz, vatanımızı, milletimizi savunmak için her bedeli ödemekten de çekinmeyiz. Önümüzdeki tehlikelerin ne kadar büyük olduğunu fark etmesi adına Türk milletine bir çağrıda bulunmak istiyoruz. Birliğimizi, beraberliğimizi muhafaza etmenin en gerekli olduğu günler bugünlerdir
." 
Editör: TE Bilisim