1994 yılı yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için o dönem Refah Parti'nin adayı olan Recep Tayyip Erdoğan ile yarışan İlhan Kesici "27 yıl önceki seçimlere ben yüzde 22,14, Erdoğan ise yüzde 25 oy almıştı. Ama parti kendi adayını çıkarmıştı" dedi ve ekledi:

"Bugünkü Cumhur İttifakı yani Refah - MHP 27,1, merkez sağ yani ANAP-DYP yüzde 37,6, merkez sol yani SHP-DSP-CHP yüzde 34 oy aldı. Tek tek aday çıkarılmasaydı, merkez sağ veya merkez sol kazanırdı. Erdoğan üçüncü olurdu. Bizzat yaşadım. Türkiye bundan bir ders çıkarmalıydı. 2018'de çatı aday olmadı ve durumu gördük."

''İKTİDARIN DEĞİŞMESİ GEREK''
İlhan Kesici AK Parti iktidarının değişmesi gerektiğini de savunarak "Bu iktidarın değişme vakti gelmiştir. Aslında gelmiş de geçmiştir. 20 yıl çokuzun bir süre. 20 sene insan bal yese baldan usanır. 20 yıl aynı zihniyet, aynıkadrolar artık usanılmıştır. Türkiye'ye verecekleri bir şey kalmadı. Vaat bileveremez durumdalar. Hedef bile veremiyorlar." dedi.

Mansur Yavaş'tan Turgut Altınok'a belgeli yanıt. Kızının Londra'daki evini nasıl aldığının belgelerini paylaştı Mansur Yavaş'tan Turgut Altınok'a belgeli yanıt. Kızının Londra'daki evini nasıl aldığının belgelerini paylaştı


Dün, CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici'nin ekonomi tespitlerini okudunuz. Peki? Kesici, Cumhurbaşkanlığı seçimleri noktasında ne düşünüyor? Yılların deneyimi ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın da 27 yıl önce rakibi olmuş bir isim? İlhan Kesici net konuştu:

"Cumhurbaşkanı adayı tartışmasına girmek çok erken ve yanlış. Bu tartışmayı iktidar kanadı alevlendiriyor. Millet İttifakı'nın iki büyük partisinin genel başkanı çeşitli münasebetlerle günü geldiği zaman (diğer katılması beklenen partilerle) baş başa karar verileceğini söylüyorlar. Bunun çatı adayla olacağı dile getiriliyor. Türk toplumsal hayatında çok sevdiğim bir cümle var: Baş başa bağlı baş meşverete bağlıdır."

Peki 27 yıl önce ne yaşanmıştı.

O günleri Kesici'den dinleyelim:

"Bizzat yaşadığım tecrübeyi anlatacağım. Bir ucunda Cumhurbaşkanı Erdoğan olan diğer ucu İlhan Kesici olan bir örnek vereceğim: 1994 İstanbul Büyükşehir Belediyesi Seçimleri? Cumhurbaşkanı o zaman yüzde 25 oy aldı ve büyükşehir belediye başkanı oldu. Ben yüzde 22.14 oy aldım. Ama her parti kendi adayını çıkardı. Bugünkü Cumhur İttifakı yani Refah-MHP 27.1, merkez sağ yani ANAP-DYP yüzde 37.6, merkez sol yani SHP-DSP-CHP yüzde 34 oy aldı. Tek tek aday çıkarılmasaydı, merkez sağ veya merkez sol kazanırdı. Erdoğan üçüncü olurdu. Bizzat yaşadım. Türkiye bundan bir ders çıkarmalıydı. 2018'de çatı aday olmadı ve durumu gördük."

Kesici İstanbul'u anlatırken aklıma Ankara seçimleri geldi?

Refah'ın adayı Melih Gökçek'in yüzde 27.34 ile kazandığı en yakın rakibi SHP adayı Korel Göymen'in de yüzde 26.89 oy aldığı seçim! Yine tek tek değil de ortak adayla sandığa gidilseydi, Cumhur İttifakı yani RP-MHP yüzde 34.58, merkez sol yani SHP-DSP-CHP yüzde 36.74, merkez sağ yani ANAP-DYP yüzde 26.97 oy aldı. Ankara'da da merkez sol kazanacaktı.

Peki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle ilgili Kesici ne dedi?

"ETRAFINI AZDIRAN SİSTEM”..

İlhan Kesici'nin şu cümlesi çarpıcı: "Bu sistemin oylandığı referandumda uyardım: Bu kadar güç, yetki bırakın insanları 'evliyayı azdırır!' Bu sistem sadece birinci adamı azdırmıyor etrafındaki herkesi azdırıyor. Bu sistemden mutlaka güçlendirilmiş-iyileştirilmiş parlamenter sisteme geçiş şart. Parlamenter sistem aynı zamanda kurumlarla yönetim sistemidir. Cumhurbaşkanı 'ben', parlamenter sistem ise kurumlar marifetiyle 'biz' diyor!"

Peki ya kararsızlar konusunda ne düşünüyor:

"Mevcut ekonomi politikalarından memnun olmayan ve şimdi daha çok kararsızlar olarak değerlendirilen (bana göre endişeli grup) grubun özelliği tutunacak dal aramaları. Tutunacak dal bulduklarında da karar verecekler ve iktidarı bırakacaklar. Yüzde 30'a yakın kararsız-endişeli grubun karar verememesindeki en büyük etken şu ana kadar dal bulamamaları! Böyle olunca bizim Millet İttifakı olarak buna daha fazla kafa yormamız gerekiyor. Kararsız- endişeli grup ilk önce inanmak istiyor! İki, devleti ortada bırakmak istemiyorlar. Küçük gruplar 'Bu gitsin, kim gelirse gelsin' diye düşünebilir ama 50 milyonluk seçmen kitlesi böyle düşünmüyor. Onlar, 'Bu gitsin de ne olursa olsun'dan çok gidenin yerine konulacağa bakıyor!"

"20 YIL BAL YESEN BIKARSIN”..

Tecrübeli siyasetçi İlhan Kesici'yle yaptığım görüşmeden çıkardığım küçük küçük notlar da şunlar:

- Demokrasilerde toplumu ayakta tutan kesim orta direktir. Orta direk çöktü. Seslerini çıkaramıyorlar. Önce 15 Temmuz menfur darbe girişimi ve korona nedeniyle seslerini çıkaramıyorlar.

- Demokrasi, baştakileri başıboş bırakmama rejimidir. Önyargılar, akıllı düşünmenin önüne geçer.

- Söylediğimiz yapıcı eleştirileri iktidar dikkate alırsa ülke için de kendileri için de iyi olur. Siyaset, insanlarımıza tutunacak dal uzatacaktır.

- Bu iktidarın değişme vakti gelmiştir. Aslında gelmiş de geçmiştir. 20 yıl çok uzun bir süre. 20 sene insan bal yese baldan usanır. 20 yıl aynı zihniyet, aynı kadrolar artık usanılmıştır. Türkiye'ye verecekleri bir şey kalmadı. Vaat bile veremez durumdalar. Hedef bile veremiyorlar.

Editör: TE Bilisim