Mansur Yavaş'tan Turgut Altınok'a belgeli yanıt. Kızının Londra'daki evini nasıl aldığının belgelerini paylaştı Mansur Yavaş'tan Turgut Altınok'a belgeli yanıt. Kızının Londra'daki evini nasıl aldığının belgelerini paylaştı
Bu tarih sıradan bir tarih değildir. Türk milletinin Kızıl Elma’ya yolculuğunda birçok kara gün olmuştur. O günlerde bozkurtlar Allah’ın izniyle Türk milletine yol-yön ve istikamet belirlemiştir. İşte o gün bugündür. Bu millet, emsali görülmemiş, zengin tarihi sosyolojik süreçlerden geçerek, dünyada hiçbir millete nasip olmayan asaletle, fetihlerle bir aradadır. Bugün bize sınırsız fedakarlık ve kahramanlıkla, bazen hüzünlü öykülerle vatan yapılan bu ülkenin birliği, bütünlüğü, kardeşliği tehdit altındadır. Bizim Türk milleti anlayışımız asla ırkçı, kafatasçı, değildir.

Türk milliyetçilerinin bu duruşuna, tavrına rağmen bugün bir oldubittiyle karşı karşıyayız. Vatanımız, etnik ırkçılık yapılarak yeni milletler oluşturulması ve Anadolu’da, mezarlıklardan kafatasları sayılarak haçlı Siyonist destekli operasyonlarla yeni bir tehlikeli virajdadır. 38 ülkenin terör örgütüne destek verdiği bir süreçte, ihanet artık vicdan sahibi olanların gözüne sokulurcasına kesindir. Gururumuz, haysiyetimiz, şerefimiz, her şeyimiz millet ve ülke varlığımız sarsılıyor.

Ülkenin geleceği İmralı canisiyle kurulan koalisyonla belirlenmeye çalışılıyor. Bu koalisyon bozulmalıdır. Onun için Bursa’da milyonların sesi gür çıkmalıdır. Bu ses İmralı’da, Kandil’de, Brüksel’de, Washington’da, AKP genel merkezinde yankılanmalıdır. Bu feryat, haykırış, sesleniş, dikleniş; Malazgirt’ten, Mohaç’tan, İstanbul’un fethinden yankılanan sesin bugünkü adıdır. Bu ses ve haykırış Çanakkale, istiklal Harbi, Ülkücü şehitler ve Güneydoğu şehitlerinin sesidir. Türk milleti bu ses kulak vermelidir. Bu sesi duymalıdır. Yarın çok geç olmadan bu ülkeyi bölmek, ayırmak, yem etmek isteyenlerin karargahlarına korku salınmalıdır. Bu millet cephelerdeki emsalsiz kahramanlıklarını alanlarda teriyle, sesiyle, nefesiyle, bilgisiyle beslemeli; psikolojik harekatı galibiyetiyle taçlandırmalıdır.

Türk milli kimliği, mübarek dinimiz alet edilerek ülkenin tasfiye edilmesine asla müsaade edilmemelidir. Yarın o alanda, binlerce Kürt gardaşımızla, birliğin ve bütünlüğün tarihi sesi olarak birlikte olacağız. Bu bir etnik dayatmadır. Marksist, Allah inancı olmayan bir hareketi dini referanslarla Türk milletine şirin gösterme, barış kelimesini ve duyguları istismar etmektir. 23 Mart’ta bütün yollar Bursa’ya çıkmalı sular oraya akmalıdır. Hiç bir mazeret, ilgisizliği mazur gösteremez.

Binlerce şehitle beraber ayeti kerimede ifade edildiği gibi "Allah yolunda ölenlere ölü demeyiniz; zira onlar diridirler, fakat siz göremezsiniz." onların ruhları bizimledir. Şehitler olmasa bizler olmazdık. Önce Allah’a sonra onlara borçluyuz. Suçlular, ihanetler oldukça; dinimize, bayrağımıza, vatanımıza, devletimize milletimize alçak saldırılar oldukça, ülkemizi bölmeye çalışanlar oldukça, son ferdimize kadar kalbimizle, dilimizle, nefesimizle, gerektiğinde canımızla şehitler vermeye devam edeceğiz. Çünkü bu ülkeyi şehitler kurdu. Bu ülke şehitlerle korundu, şehitlerle sonsuza kadar yaşayacaktır. Bursa’ya yüz binler, milyonlar cumartesi günü sel olup akacak; ne kadar etnik, bölücü, fitne, pislik varsa Marmara’nın tuzlu sularına gömülerek doğal yoldan dezenfekte edilecektir. Binlerce yıllık kardeşliği sürdürmek için Bursa milattır.

Ey Millet evladı: Bayrağını al ve Bursa’ya Koş! Şehitler gelmesin, diyerek açılıma devam etmek kuyruklu yalandır. Şehitler gelmesin diye ülkenin birliğinden, bütünlüğünden vazgeçerek diz mi çökelim? Uzak diyarlarda isen kalbinle, dualarınla orada ol. Arafat'ın, cuma'nın, gelmiş geçmiş tüm Türk kurultaylarının iklimini yansıtacak mesajı, bu mazlum millete muhabbet duyan herkese her yere ulaştır. İhanete, bölünmeye, fitneye, ikiyüzlülüğe mani ol!
Editör: TE Bilisim