Mersin Akdeniz ve Toroslar ilçelerinde hangi güç kazanacak? Mersin Akdeniz ve Toroslar ilçelerinde hangi güç kazanacak?
 “Ülke adeta yağma ve talan ediliyor.” Bu ifade ülkenin her tarafında dillere destandır. Savaşla toprak vermeyeceğimizi atalarımız dünyaya iyi öğretti hatta ezberletti. Sultan Fatih'in, "İstanbul'da edindiğim yerleri ecnebilere satanlar Allah'ın gazabına uğrasınlar" demesine rağmen parayı bulan ülkeye saldırıyor. Yetişen alıyor ülke kapanın elinde kalıyor. Babasının mirasını yiyen bir evlat gibi haraç mezat her şey pazardadır. Ülke bir baştan bir başa en ücra köşelerine kadar her tarafı ile iç ve dış piyasalara yönelik mega AVM'lere dönüşmüştür. Dünya para spekülatörlerinin ve finans kuruluşlarının en karlı kredi satacakları ülkelerin baş sıralarında geliyoruz. Bir koyup bazen birkaç misli alacakları yatırım seçeneği bolluğu var. Bu yetmiyormuş gibi etnik tezgah, ayrıştırma, kürtçü, ırkçı, faşist katliam şebekesine de açılımla yol verilerek dolaylı blok satışlar(!) özendiriliyor. Asker, bebek katilleri el üstünde tutulup taleplerini dillendiren onların ateist, marksist jargonuna çözüm diye sarılınıyor. Bu İmralı çözüm dili nasıl kurtuluş simidi olmuştur? Dağıtın, kaz gelecek yerden tavuk esirgenir mi? Yazın kömür, kışın buzdolabı dağıtın. Tunceliden vekil çıkarırım diye sosyal devlet olmayı sonuna kadar zorlayın. Fakire de zengine de bedava kitap verin, çünkü herkes oy veriyor. Varlıklı aile çocuklarının kitaplarını alsın; fakiri, garibi, kimsesizi daha fazla korumak ve onlara daha fazla yardım etmek gerekmez mi? İftar çadırlarında bir öğün yemek için rekor kuyruklar; erzak, kumanya dağıtımındaki artışlar, neyin resmidir? Bu durum çaresizliğin, fakirliğin, garipliğin ve geldiğimiz noktanın tescilli dramatik hüzünlü resmi değil midir? Yoksa ihtiyacı olmadan bedavadan geçinme alışkanlığı kurumsallaşıyor mu? Sosyal yardımların gerçekten ihtiyaç sahiplerine verildiğine inanıyor musunuz? Sosyal devlet hakkı olmayana, ihtiyacı olmayana, tüyü bitmemiş yetimin hakkını peşkeş çekmek midir? İhtiyacı olana daha fazlasını vermek makul, vicdani, insani değil midir? Bedavadan geçinmenin özendirilmesi, işsize iş vermeyip yardım bağımlısı haline getirilmesi, açlık sınırının altında bir sosyal yapı, sizin iktidarınızın sürdürülmesine katkı yapsa bile bunun sonu hüsran ve sosyal felakettir. Devlet geleneklerimizde binlerce yıldır açları doyurmak, çıplakları giydirmek vardır. Bu asil, geleneksel kültür dejenere edilmemelidir. Yardımlar bir elin verdiğini diğeri görmeden, siyasi şova dönüştürülmeden, insanların gururu rencide edilmeden yapılmalıdır. Bu ülkede kamu kaynakları bu kadar sınırsız ve bol mudur? Devlet kurumları israfın adresi olmamalıdır. Başbakan ve bakan çocuklarına meşru ve yasal kılıflarla devlet imkanları ve avantajlar sağlandığı iddiaları ayyuka çıkmıştır. Bu gemicik alma imkanlarından isteyen herkes istifade edebilir mi? Tamamı yandaş olan medyaya yıkama yağlama karşılığı, maharetine göre özel imkanlar sunulduğu peşkeş ve kıyak iddialarını sağır sultan bile duymuştur. Yok yok isteyen, yetişen herkes alıyor. Yunan kiliseler birliği bile bu ülkede banka satın alıyor. Bu değirmenin suyu nerden geliyor, kaynaklar bu kadar bol ve sınırsız mıdır? Üzümü ye bağını sorma. Uludere'de kaçakçı ol, yasadışı para kazanmanın yolunu bul. Devlet otoritesi nerededir? Kaçakçılık o bölgede meşru ve yasal mıdır? Devlete meydan okunan Siirt'te, Batman'da, Şırnak'ta, Hakkari’de, Mardin’de elektrik kaçakçılığı rekor seviye ve oranlara çıktığı kamuoyuna yansımıştır, ülkeyi bedavadan geçinilen arpalık haline getirme anlamına gelecek her davranış ve tasarruf mahkum edilmelidir. Dünyada buna dayanacak bu olumsuzluklara rağmen ayakta kalacak ülke var mıdır? Acilen, ülkenin her karış toprağında bütün vatandaşlar kanun önünde eşit olmalı ve devlet otoritesi ivedilikle sağlanmalıdır. Türkiye’nin temel sorunu binlerce yıllık devlet geleneklerinin erezyona uğratılmasıdır. İsteyen herkese etnik kimliklerine göre, ana dilde yayın, eğitim, savunma hakkı ver. Kafa kaldırana kürsülerden aslanlar gibi kükre, karşı tavır görüp sıkışınca var mı bize yan bakan diyerek asker, bebek katiline geçit ver, ne isterse onu ver böyle bir devlet adamı anlayışı dünyanın neresinde vardır? Ülke zenginleşmiştir yok yoktur. Kim ne isterse, ne olursa olsun yetişen alıyor. Rum, Ermeni, Yahudi, Çinli ve dünyanın her tarafından insanlar ülkemizde her türlü gayrimenkul, maden ve ülke kaynaklarını satın alıyor. Dünyada böyle bir mega Pazar, fırsatlar ülkesi var mıdır? Mankurt ve akıl tutulması zihinsel alt yapısının acilen terk edilerek ortak akla -gerçekten milli iradeye- ihtiyaç vardır.

Türk milleti uyanıyor, olanlara taraf oluyor.

Editör: TE Bilisim