Gümüşhane ekibiyle 30 saat sonra gelen mutluluk Gümüşhane ekibiyle 30 saat sonra gelen mutluluk
İşte o paylaşım... 

"Ezeli ve ebedi düşman ile kayıtsız şartsız dostluk olmaz. Dolayısıyla güvenilecek sığınılacak birini aramaya gerek yoktur. Kendine güvenecek ve ayaklarının üzerinde sıkı duran bir politika geliştireceksin.
Bu güvenecek birini arama zihniyeti Osmanlı'nın gerileme devrine girmesi ve çağın gerisinde kaldığını hissetmesiyle 1700 lü yıllarda başlamıştır. 1700 lü yıllar, Fransa, 1800 lü yıllar İngiltere, Osmanlı'nın son yıkılış dönemi de Almanya hamiliğinde geçmiştir.
Rusya yardımı ile kurtuluş savaşını kazanıp kuruluşumuzu gerçekleştirdik ama Rusya'nın kucağına oturmadık. Taaa ki ikinci dünya savaşı sonrası ülkemizi Amerikan Mandacılarına teslim edip 1945 lerde Marshall yardımlarıyla ve NATO ile ABD nin kucağına oturana kadar.
Kısa Atatürk dönemi dışında yine bir hami bulmuş olduk. O günden itibaren adım adım ABD kontrolünde bir ülke olduk. Kıvrandığımız anda darbelerle ekonomik krizlerle ambargolarla şekillendik, dizayn edildik. Bizim oylarımızı etkileyerek istediklerini hükümete getirip, istediklerini hükümetten indirdiler. Partiler kapattırıp partiler kurdurdular. Bize yaptıramadıklarında da darbe yöntemini kullandılar.
Oysa Atatürk, kuruluşun tamamlanmasını müteakip Balkan Paktını kurdu. Hem de15-20 yıl önce savaştığımız Yunanistan ve Bulgaristan'ın içinde olduğu bir pakt. Irak, İran ve Afganistan ile Sadabat Paktını oluşturdu. Suriye Hatay sınır sorunu nedeniyle katılmadı. Ülkeye Amerikan Mandacıları hakim olmasa pekala eski Osmanlı coğrafyası ile AB benzeri bir birlik kurup onun lider ülkelerinden biri olabilirdik.
Atatürk'ün hem İslam ülkeleri ile hem de eski Osmanlı ülkeleri ile birlik oluşturma hedefi vardı ve geldiği gözüken o büyük savaşın önünde bunun ilk adımlarını atmıştı. Almanya ve Fransa savaştıktan kabaca on yıl sonra AB nin temellerini atmadı mı? Bu gün neredeyse birleşmiş durumdalar.
Rusya ile savaş ve düşmanlıklarımız ise herkesten daha eski durumda. Avrupa, bu günkü düzeyini o günün güçlü ülkeleri Rusya ve Osmanlı'nın birbirine düşmanlığını ebedi kılıp birbirine kırdırmasına borçlu. Onlar birbirini kırarken Avrupa açığı kapattığı gibi, geçerek arayı kapanmaz bir şekilde açmanın fırsatını yarattı kendine. ABD ve Avrupa, eski Osmanlı coğrafyası ve İslam ülkeleri ile karşılarında birlik oluşumunun önüne geçti.
Şimdi eski Osmanlı ülkeleri AB de ikinci sınıf ülke muamelesiyle itilip kakılıyor. Macaristan feveran etti bir aç yıl önce sizin bize yaptığınızı Osmanlı yapmadı diye AP da demeç verdi. İslam ülkeleri de ABD kontrolünde ülkeler oldular. İşin acı yanı birlik kuran lider ülke pozisyonunundan biz de diğer Osmanlı kalanı ülkeler gibi ABD ve Avrupa'nın kontrolunda itilen kakılan horlanan şekillenen bir ülke olduk. Kurtulmak içimizden gelse de kurtulamıyoruz. Bütün dünya yüz yıl sonra bile hala eski Osmanlı coğrafyası ile uğraşıyor.
Dünyanın gözbebeği noktada bir ülke olarak hayatiyetimizi sürdürmek için, tarihte birden fazla imparatorluk kurmuş tek ulus olarak uyanık ve güçlü olmak zorundayız. Olmazsak, Moğol imparatorluğu kalanı, Pers imparatorluğu, Hun imparatorluğu, Makedonya imparatorluğu, Roma imparatorluğu, Emevi İmaratorluğu sonunda kalanlar gibi Orta Anadolu Beyliği günlerine dönmemiz işten bile değildir.
Çok çalışmamız, uyanık ve birlik olmamız gerekiyor. Ancak, Enver Paşa gibi hayalperest olmadan. Atatürk gerçekçiliği ile.
Erol Bozan"



Editör: TE Bilisim