"Hükümetin parolası bir cümledir: Seni tanımıyoruz, sen de bizi tanımıyorsun" diyen Celal Adan'ın açıklamaları şu şekilde:

Uzun zamandır ısrarla eleştirdiğimiz, tarihi bir hata olduğu konusunda hükümeti ikaz

ettiğimiz sözde çözüm sürecinin geldiği son noktada; AKP Hükümeti’nin terör karşısındaki

teslimiyeti ve bu sözde sürecin asıl kazananının bölücüler olduğu ortaya çıkmıştır.

Bu süreç tamamen bir şikedir. Masanın iki tarafında müzakere yürüten AKP ve bölücüler

kendi aralarında bir danışıklı dövüşle paslaşmaya devam etmektedirler. Milletimizin tepkilerini

azaltmak için kameraların önünde birbirlerine parmak sallamakta, sonra da kapalı kapılar ardında

can ciğer kuzu sarması gibi kol kola girmektedirler. Bu süreç öyle bir noktaya gelmiştir ki; terör

örgütünün ve İmralı’nın sözcülüğünü bizzat bu hükümetin bakanları yapar hale gelmiştir.

Sözde çözüm sürecine ilişkin Milliyetçi Hareket Partisi’nin görüşleri tartışılmaz biçimde

nettir. Bu süreçte teslim alınan teröristler değildir, teslim alınan Türkiye’nin birliğidir,

bütünlüğüdür, geleceğidir. Partimiz İmralı ve bölücülerle müzakere edilmesini vatana ihanetle

eşdeğer görmektedir.

Son yıllarda her alanda yaşananlar bir gerçeği daha ortaya çıkarmıştır. 17-25 Aralık

yolsuzluk operasyonlarında, Soma’da, Ermenek’te ve sözde çözüm sürecinde hükümetin şifreleri

çözülmüştür. Hükümetin parolası bir cümledir: ‘Seni tanımıyoruz, sen de bizi tanımıyorsun’.

 17-25 Aralık’ta Rıza Zarrab’a ‘yakalanır ya da deşifre olursan seni tanımıyoruz, sen de

bizi tanımıyorsun’ denmiştir. O da talimatlara uymuştur.

 Soma ve Ermenek’teki maden facialarında taşeronlara da aynı şey söylenmiştir. ‘Bütün

eksikliklerinize göz yumacağız, bu madenleri işletin, ama başınızı belaya sokarsanız sizi

YSK resmen ilan etti: Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi YSK resmen ilan etti: Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi

tanımıyoruz’ denmiştir.

 Zeytin katliamlarının failleri ile de parolalarla, şifrelerle ilişki kurulmuştur.

 Bizzat Hükümet eliyle palazlanan firmalar ve kişiler her ne olmuşsa bir anda

tanınmazlıktan gelinmiştir.

 Sözde çözüm sürecinde de kapalı kapılar ardında ‘milletimiz bu oyuna tepki gösterirse,

problem çıkarsa birbirimizi tanımıyoruz’ anlaşması yapılmaktadır.

Türkiye’nin neresinde, hangi kurumunda yolsuzluk varsa emin olunuz bu şifreler,

parolalar üzerinden temas kurulmaktadır. Filmlerde bolca rastlanan bu replikler, AKP sayesinde

siyasal alanın olağan diyalogları halini almıştır. AKP Hükümeti önce azmettirmekte, sonra da

‘tanımıyorum’ rolünü oynamaktadır. Tüm bu danışıklı dövüş düzeninin bedelini ise milletimiz

canıyla, malıyla ödemeye devam etmektedir.

Tüm bu yaşananlar AKP’nin Türkiye için artık bir yük olduğunu göstermiştir. AKP

yönetme kabiliyetini yitirmiş, iradesini teröristlere ve taşeronlara teslim etmiştir. Türkiye’nin

temiz, dürüst ve milli bilinci her şeyin üzerinde gören bir iktidara ihtiyacı vardır. Türkiye’nin

yegane alternatifi Milliyetçi Hareket Partisi’dir. Ülkemizin birliğinin, bütünlüğünün ve

istikbalinin çimentosu ve garantisi Milliyetçi Hareket Partisi’dir. Milletimiz oynanan oyunların

farkındadır ve elbette zamanı geldiğinde iradesini net biçimde ortaya koyacaktır. 

Editör: TE Bilisim