AKREP'İN KISKACINDA Kİ TÜRKİYE

                                             -- Birinci Bölüm--

 

                     Yazımızın başlığında ki Türkiye, ancak Ülkücülerin ve MHP'nin iş başına gelmesiyle kurtulacak ve bu makus talih yenileceğine inanıyoruz...Ülkemizin içinde bulunduğu durumdan; küresel güçlerin, iç ve dış düşmanların tuzaklarından kurtulabilmesi için neden şiddetle, MHP iktidarına ihtiyacı vardır? Bu sorunun cevabını, son 12 yılda devletimiz ve milletimiz üzerinde oynanmak istenen oyunların kısa ve kronolojik gelişmesini açıklayarak vermekte yarar var.

 

                    AKP 2002 yılından bu yana, üç dönemlik iktidarında yaptığı Uluslar arası antlaşmalarla, düzenlediği kanunlarla adım adım Türkiye'yi bölünmenin eşiğine getirmiştir. ''YENİ TÜRKİYE''  dedikleri İÇİ BOŞALTILMIŞ TÜRKİYE'Yİ oluşturmak için, toplumun nasıl manipule edildiğini, toplum mühendislerince her türlü psikolojik harekatla algı yönetimi yaptıklarını; insanlarımızın aldatıldığını, dönüştürüldüğünü ve kanuni düzenlemelerle  hedefe varmak istediklerini sayısız defalar yazmıştık...

 

                    ''Hafızayı beşer nisyan ile maluldür...'' düsturuyla hareket ederek, çıkıştan önce ki son virajda,Türkiye'nin makas değişikliği ile yörünge atlamasına sebep olan olayları tekrar gözden geçirmenin yararlı olacağı kanaatindeyiz...

 

                  AKP'nin, Federatif ve bölünmüş Türkiye için iktidara getirilmiş olduğu, parti programının ise;  2001 yılı Temmuz ayında, ABD'den gönderilen CFR kaynaklı bir momerandumdan esas alınarak yazıldığı ulusal basında sayısız defalar yazılmış olmasına rağmen bir yalanlama ve tekzip gelmemiş olması düşündürücüdür!..

 

                    CFR bilindiği üzere gizli dünya devletinin, gizli hükümeti olarak adlandırılmaktadır.Bu örgüt 1921 yılında,Yahudi bir sermayeder olan CECİLE RHODES  tarafından finanse edilerek kurulduğu bilinmektedir... AKP'nin kabul ettiği ve parti programı haline getirdiği momerandumda:

 

                  ''...Ankara'nın yerel yönetimlere otonomi vermesi,hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkaracaktır...'' Ayrıca azınlıklara geniş haklar verilerek,ilgili vakıflar yasası değiştirilecek,anayasa değiştirilecek, Türklüğe vurgu yapan kavramlar çıkartılacaktır... gibi kabul ettirilen dayatmalarla mili ve üniter yapımızın tasviyesi istenmiştir...

                    ABD'nin ve dış güçlerin, dikte ettirerek kabul ettirdikleri ve AKP'nin de parti tüzüğünde parti programı haline getirdiği, CFR  momerandumunda ki talepler aynısıyla karşılandığı için,dış güçler tarafından,kayıtsız şartsız bu güne kadar desteklenmiştir...

                 Şimdi AKP'nin KURUCULAR KURULU kitabının sayfalarına bakalım....

 

                   1-  Kurucular Kurulu kitabının 8'nci sayfasında: '' PARTİMİZ MERKEZİYETÇİ DEVLET ANLAYIŞINDAN VAZGEÇİLMESİNİ ÖN GÖRÜR....'' denilmektedir.

                        2-AYNI KİTABIN 11'nci sayfasında:  '' Partimiz KÜRESELLEŞMENİN GEREKTİRDİĞİ YAPISAL DÖNÜŞÜMLRİN KAÇINILMAZLIĞINI VE EN AZ MALİYETLE GERÇEKLEŞTİRİLMESİNİ SAVUNUR..''

                         3- 12'nci sayfada: ''...PARTİMİZ EĞİTİM HİZMETLERİNİN YERELLEŞMESİNDEN VE ÖZELLEŞTİRİLESİNDEN YANADIR...''

                        4-  41'nci sayfa: EĞİTİMİN KÜRESELLEŞME ODAKLARININ ŞEHİR DEVLETLERİ PLANI GEREĞİ GİBİ FAKAT AŞAMA AŞAMA UYGULANACAĞI şu şekilde belirtilmektedir.

                        ''...TEMEL  EĞİTİM HİZMETLERİNİN VERİLMESİ,PİLOT UYGULAMALARLA,MERKEZİ İDARENİN TAŞRA  BİRİMLERİNE VE YEREL YÖNETİMLERE  AKTARILACAKTIR...''

                         5-Kurucular Kurulu kitabının 35'nci sayfasında: '' ...ÇAĞIMIZ BİR YÖNÜYLE KÜRESELLEŞME ÇAĞI,DİĞER YÖNÜYLE YERELLEŞME VE YEREL YÖNETİMLERİN DEVLET SİSTEMLERİ İÇİNDEKİ AĞIRLIKLARININ ARTTIĞI BİR ÇAĞDIR...''  *(Arslan Bulut,İslam'ın Turuvası,Bilge Oğuz yayınları,sayfa 430.)

 

                        Durum bu olunca,dış güçlerce hazırlanan momerandumda ki talepler ile,  tüzüğünde ki beyan ve vaadler örtüştüğüne göre; milli ve üniter devlet yapımızın,anayasa ile  neden değiştirilmek istenildiği ve nasıl bir  yol haritasının çizilmiş olduğu tehlikesi ayan beyan ortadadır...O halde düşünen akıllara ihtiyaç vardır...

                     ABD'den ve CFR kaynaklı momerandum ile:

                     '' Ankara yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır...'' talimatı parti programı haline getirilmiş ve bu doğrultuda; FEDERATİF VE BÖLÜNMÜŞ TÜRKİYE'NİN ALT YAPISI İÇİN YASALAR iktidar tarafından bir bir çıkartılmıştır....

                       O halde ülkemizin eyaletlere ve federal yapıya ayrılmasını parti programına almış, PKK'ya ÖZERKLİK vaadi vermiş olduğu OSLO görüşmelerinde ortaya çıkan, bir iktidardan milli ve üniter devlet yapısının korunmasını beklemek her halde abesle iştigal olacaktır!....

 

                   İktidarın büyük gürültülerle, 29 Ekim 2004 tarihinde, 15 yüzyılda Osmanlı'ya Haçlı Seferlerinin açılmasında ön ayak olan, Türk ve İslam düşmanı Papa 10.İneconzianın heykeli altında imzaladıkları AVRUPA BİRLİĞİ ANAYASASINDA Kİ; AB Yerel Yönetimler müktesabatında ki hükümler imzalanarak TÜRKİYE KISKACA alınmıştır. İmzalanan Yerel Yönetimlere Özerklik Şartında ki maddeye  tekrar  bakalım:

 

                    ''...Yerel idarelerin güçlendirilmesi, ÖZERKLİKLERİN savunulması, yerinden yönetimin ve demokrasi ilkelerine dayanan bir Avrupa'nın kurulmasının temel koşuludur...''  Bu şartta ki çekinceyi kaldırmayı da hükümetimiz taahhüt etmektedir!....

 

                         Şimdi, '' Ankara yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır..'' talimatını hükümet programı haline getiren ve yine AB müktesabatında ki; '' Yerel idarelerin güçlendirilmesi, özerkliklerin savunulması, yerinden yönetimin ve demokrasi ilkelerine dayanan bir Avrupa'nın kurulmasının temel şartıdır..'' ilkelerini kabul eden ve bu ilkeler doğrultusunda iç hukukta gerekli bir çok yasayı çıkartan iktidar,bu yasalarla ülkenin  milli ve üniter devlet yapısını ve bölünmez bütünlüğünü nasıl koruyacaktır...Tam aksine çıkarılan yasal düzenlemeler 12 yılda ülkemizi bölünmenin ve parçalanmanın eşiğine getirmiş olduğu inkar edilmez bir gerçektir...

 

                          Türkiye'ye çizilen yol haritası,Türk Milleti'ne düşman olanlar tarafından, 100 yıl önce SEVR'DE gerçekleştiremedikleri ve LOZAN'DA yırtılan bir projenin devamından başka hiç bir şey değildir...İşin esasında Cumhuriyetle hesaplaşma ve Cumhuriyet'ten intikam alma vardır.

 

                         Yeni Türkiyecilik,II. Osmanlıcılık, II. Cumhuriyetçilik tartışmaları ile EYALETLEŞME süreci başlatılmıştır. Üniter yapımızı bozacak düzenlemeler peş peşine tasarılaşan kanunlarla bölünmenin HUKUKİ SÜRECİ devam etmektedir. Anayasanın 1-2-3-4 ve 66 maddeleri ve amir hükümleri bu isteklerine engeldir. AKP ve HDP'nin nihai hedefleri anayasayı değiştirmektir. Eğer bu anayasa değişikliğine sayısal  çoğunlukları yetecek olursa,milli ve üniter devletimiz tarihe karışacak,egemenliğimiz paylaşılacak,Türklük kavramı kalkacak ve alt kimlik olacak ve etnisiteye indirilecektir....

 

                            PKK terör örgütü; iktidarın beyaz bayrak çekmesiyle ve her istediklerini yapmasıyla tamamen siyasallaştırılmıştır.ABD ve AB'nin istekleri doğrultusunda,özürlü etnik milliyetçi PKK ile masaya  oturulmuş ve gelinen noktada,terör örgütü 28.02.2015 günü Dolmabahçe Sarayında hükümete 10 maddelik emir ve ültimatom verme küstahlığını göstermiştir..Hükümetin içinde ki bazı zatı muhteremler de adeta akıl tutulmasıyla, bu rezilliği  alkışlamışlardır. Bir Aslan karşısında sinek gibi vızıldayan terör örgütü ve uzantılarının ; Türk Devleti'nin şeref ve haysiyeti ile oynanmasına fırsat verilmiştir!...

 

                           İşte Türkiye'ye dikte ettirilerek çıkarılan yasalar, AKP'nin 6.kongresinde ki dağıtılan 63 maddelik yol haritasına bakıldığında tablo gayet net olarak açığa çıkmaktadır.

 

                          NAPOLYON'A sormuşlar: ''Savaşı kaybetmenin kaç yolu vardır?..'' 39 yolu vardır demiş..

                       -Birincisi barutun bitmesi!... Soran kişi;

                       - Tamam tamam gerisini saymana lüzum yok!...

 

                    İşte iktidar iş başına gelir gelmez çıkardığı bölünme ve federalizmin önünü açan yasalarla,Türkiye'nin direnç kalelerini yıkmış ve daha başında ülkemizin barutunu tüketmiştir... Gelinen nokta 2002'de tamamen tükenme noktasına gelmiş ve dağlarda sadece 400 terörist kalmış bir örgütün, iktidarın yanlış ve teslimiyetçi politikaları sayesinde,Türk Devleti'ne kafa tutan ve Türk Silahları Kuvvetleri silahları bıraksın diyecek kadar küstahlaşan bir örgüte yerini bırakmıştır...

 

                     Eğer 7 Haziran seçimlerinde tekrar iş başına geldikleri taktirde yapılacak anayasa değişikliği ile Türk Devletini musalla taşına yatırmak isteyeceklerdir...Bu hayal içerisinde olanların hesaba katmadığı ve ülkücülerin kabul etmediği hiç bir siyasi,idari ve rejim değişikliğinin uygulanması asla mümkün olmayacaktır...Bizim AKP iktidarına oy veren vatandaşlarmızla hiç bir derdimiz ve husumetimiz de yoktur. Şu veya bu sebeplerle oy veren vatandaşlarımızı ikaz etmek,uyandırmak ve gerçekleri göstermek borcumuz olmalıdır...

                        Devletimizi idare edenleri de ikaz etmek vatandaşlık görevimizdir...Hepimiz aynı geminin içinde olduğumuza göre, batması durumunda,ülkemizin tüm insanları bu enkazın altında kalacaklardır.

 

                      AKP iktidarı, artık tükenmiş, yorulmuş, PKK'ya teslim olmuş, Güneydoğu Anadolu'nun bir çok yerlerini teslim etmiş, askeri ve polisimizi dışarıya çıkamaz hale getirmiş,devletin itibarı sarsılmıştır.

 

                      800 yıllık Süleyman Şah türbesinde ki vatan toprağımız terk edilmiş ve bunun adını da zafer kazanmış komutan edasıyla milletimize yutturmaya kalkmışlardır...

                       2004-2009 yılları arasında ki Egede 16 tane adamızı Yunanlılar işgal ve ilhak etmiş,hükümet sesini dahi çıkartmamıştır...Türk Milleti artık bu kadar zillete dayanamaz.Mutlaka silkelenerek gayrı milli iktidardan bir an önce kurtulmalıdır.

 

                      Güçlü bir MHP iktidarında,devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü kardeşlik havasında yeniden tesis edilecektir.Kaybedilen kaleler teker teker alınacaktır.Bize dar gelen veya bol gelen bünyemize uymayan gayrı milli hukuki düzenlemeler yeniden milli hasletlerimize uygun ve bütünlüğümüzü koruyacak şekilde düzenlenecektir...Türkiye'nin dış güçler tarafından dizayn edilmesine asla fırsat verilmeyecektir.

 

                        Rayları ABD ve dış güçler tarafından düzenlenen AKP treninin,ister sağına ister soluna oturun varacağınız yer,trenin son istasyonu olan bölünmüş Türkiye'den başka bir yer olmayacaktır... 09.03.2015        Devam edecek....

 

                                                                                                       AV.Faruk Ülker

 

                    

Saatler sonra enkaz altından kurtarılan bebekler Saatler sonra enkaz altından kurtarılan bebekler

                    

                

 

 

  

Editör: TE Bilisim