Almanya ve Hollanda'yı bu yasakçı tavırlarından dolayı şiddetle kınıyorum...
Onlar zaten haçlı torunları görevlerini yapıyorlar.
Ecnebi tabiiki Türk düşmanı, it itliğini yapacak...
Kuduz it'e ya iyi vuracaksın, yada uzak durup kışkırmayacaksın...
Yoksa kolu yada paçayı kaptırısın!
**
Lakin birkaç hususu da hatırlamakta fayda var...
Zamanın birinde;
MHP Kongresi için Türkiye’ye davet edilen Güney Azerbaycanlı Dr.Çehraganlı'nın Türk Yetkililer tarafından uçaktan indiriltmeden geri gönderildiği günler yüreğimizi parçalar.
**
Kıbrıs kahramanı Rahmetli Rauf Denktaş’a 'Annan planı' referandumunun yapıldığı '24 Nisan 2004' tarihinden önce "Burası Türkiye, git Kıbrıs'ta konuş" deyip izin vermeyen, Rahmetli Denktaşa "Ne anlatacaksan Kıbrısta anlat niçin Türkiye'de miting yapıyorsun?" dendiği günler Türk'ün Türk'e karşı soydaşlık hukukunu hiçe saymak değil miydi?
**
Doğu Türkistan Uygur Türkleri lideri Rabia Kadir'in Türkiye'de katılacağı konferansı iptal edip Türkiye'ye gelmesini engelleyen "Çin Devletiyle ilişkilerimiz bozulur" gerekçesini ileri sürenlerin nasihatları kulaklarımızda çınlıyor..
**
MHP nin Genel Başkan adaylarına referandum süreci öncesinden beri devam eden ve kendi ülkemizde uygulanan salon toplantısı yasakları, yasal engellemeler, tehditle iptal ettirilen programlar,
şiddet saldırıları, medya ambargosu, bütün havuz (haram para) medyasında hergün 'tek merkezden çıktığı belli olan spot iftira, karalama ve hakaret kampanyası'...Peki bunları nasıl izah edeceksiniz?
***
Dünya görüşümüz ters olsa da, bir siyasi partinin Genel Başkanı zamanın birinde Almanya'ya bir seçim toplantısı için gittiğinde sınırdan çevrilmişti...
Zamanın Türk Devleti yetkilileri bu parti genel başkanını
" Ülkelerarası diplomasiyi bilmeyen adam"
" Türkiyeyi zor durumda bırakan siyasetçi"
" Türkiyedeki 2008 yılında çıkan Yurtdışı seçim yasağı kanunlarını bilmeyen cahil "
gibi sözlerle günlerce medyada eleştirerek dalga geçmişlerdi...
Peki şimdi ne oldu ???
"Demokrasi ve Hukuk birgün herkese lazımdır" umdesini ve
"Büyük lokma ye, büyük laf etme"
Atasözünü doğrular nitelikte...
Almanya ile iyice gerilen ilişkilerin ardından, Hollanda'nın genel seçimleri öncesinde kaşınan Avrupa'nın şovanist davranışları...
Peki şimdiki tablo ne ? Uluslararası ilişkilerde gerginlik ile ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal olarak zor durumda kalacak olan soydaşlarımız, ticari ilişkilerde sıkıntılı gelecek, diplomasi diline uymayan tehdit ve salvolarla dolu sözler...'Gerilen her ilişki sonrasında olduğu gibi' yanlış anlaşılma sözleri, düzeltme çabaları...Rusya, Suriye, Irak, Mısır, Libya, İsrail örneklerinde olduğu gibi kaybeden hep Türkiye Ve Türk Milleti...
Türk Milleti niyetlerin farkında, bu ısrarlı restleşmelerin arkasında, 'Türkiyedeki referandumun sonucunu etkilemeye dönük amacı' anlamamak saflık olur.
Geçici olarak kazananın kimler ve hangi devletler olduğu ayrıca kesin kaybedenin Türkiyenin ekonomisi ve yurdışında yaşayan soydaşlarımız olduğu biliniyor.
Devletlararası ilişkilerde esas olan 'devlet gelenekleri' 'devlet aklı' ve 'ülke menfaatleri'dir.
Sinirli ve sert sözlere dayalı tehditler görünürde itibarı kurtarır, iç kamuoyunda rahatlama ve beğeniyi artırır ancak uzun vadede kaybettirir...
Erdinç Balcı
Erdinç Balcı
Editör: TE Bilisim