Seçim tarihi açıklandı, gözler YSK'da! Seçim tarihi açıklandı, gözler YSK'da!
 Bugünlerde yeni Anayasa hazırlanıyor.

O halde Türk Tarihinden iki örnekle Anayasa yapıcılarının şuurlarını açalım.

Öyle iki temel ilke var ki, birer ok kirişi gibi gergindirler. Ya yeni Anayasayı o iki kirişle menzile yollarsınız; Ya da onları ihmal ederseniz, attığınız Anayasa oku ayaklarınızın dibine düşer!

Bunlardan ilki;

A - TÜRK MİLLETİ ÖZGÜRLÜĞÜNE DÜŞKÜNDÜR.

Tarihte kölelik sisteminin olmadığı yegane millettir Türk Milleti.
Köle olmayı da köle etmeyi de sevmez. Onların yaşadığı coğrafyada kölelik diye bir müessese olmaz.

Çok geniş bir coğrafyada yaşanıldığı için sürekli hareket halindedirler. Hayvanlar için otlaklar organize edilecek ve çok uzun mesafeli lojistikler yapılacaktır. Hareket kabiliyetleri bu yüzden müthiş gelişmiştir. Kabiliyet artınca da kalkıp göçetmek istenildiğinde son derece kolaydır.

Dolayısıyla çağdaşlarının tümü yerleşik su başında toprak sürerken ve toprağa bağlı köleler yaratmışken, Türk milleti canını sıkan ve başedilemez bir husus olduğunda, başını alıp gidecek kadar özgür tabiatlıdır.

Bu artık genlere kadar işlemiş bir kültürdür. Türk Milletinin şiiri, şarkısı, öyküsü ve türküsü ÖZGÜRLÜK üzerinedir!

Bu yüzden yaptığınız Anayasa özgürlükçü olmalıdır.  Tek yetkili bir kralın emrinde; "astığı astık, kestiği kestik" bir yaşayış, Türklerin sosyal genine uygun değildir. Mutlaka patlak verir.

B - TÜRK HAKANI HESAP VEREBİLMELİDİR.

Bir önce değindiğimiz Özgürlük takıntısının sonucudur. Bugün Orta Asya'da bulunan tüm yazıtlarda Türk Hakanları milletinin HİZMETÇİSİ olduğu belirtilmiştir. Bizzat Bilge Kağan bile kendini tüm millete karşı sorumlu olarak tanımlamıştır. Budunun karnını doyurmak ZORUNDA olduğunu ifade etmiştir.

Hizmetçi olmak, sırça saraylardan tafra atmak hiç değildir. Önce millet doyacak ve refaha kavuşacak sonra Hakan düşünülecektir.

Peki Türk Hakanından nasıl hesap sorulur?

Öncelikle Türk Hakanı tüm milletine ayırım yapmadan eşit olarak hizmet vermek zorundadır. "Bu benden, şu benden değil", "buna imkan tanıyayım, onun döşüne oturayım" diyemez. Aksi halde toplanan kurultaylarda eksikleri ve hataları yüzüne karşı söylenir ve gereğini yapması istenir

Dolayısıyla Türk Hakanına verilen yetkiyi mutlaka sınırlayacak ve onun sorumsuzca kullanıp kullanmadığını denetleyecek yapılara ihtiyaç vardır.

....

Yeni bir Anayasa yapılırken, asla özgürlükleri sınırlayacak, adalet duygusunu incitecek ve hesap sorulabilirliği zayıflatacak yollara tevessül edilmemelidir.

Bunlar Türk meşrebine terstir.

Türk Hakanı korkmadan millet huzurunda hesap verebilmeli ve seçilmesinde kendi etkisinin olmadığı saygın yapılar tarafından denetlenebilmelidir. Yani daha açıkçası; kendisini yargılayacak yargıyı kendisi atamamalıdır!

(A. Erhan Ayberk)



Editör: TE Bilisim