Baro Başkanı Şarklı, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, Türkiye’de hukuk adına olağanüstü şeyler yaşandığının altını çizdi. Şarklı, "Bu insanlar ‘Hakkınızda soruşturma yok’ denildikten bir gün sonra makul şüpheli sıfatıyla gözaltına alınıyor. İşte burada yarın öbür gün sokaktan geçen herkes makul şüpheli konumuna düşürüldü. Türkiye’deki 76 milyon insanın artık hukuki güvenliği kalmamıştır. Bunun tepkisini ve sitemini dile getiriyoruz." ifadelerini kullandı.
'ZAMAN BİRBİRİMİZİN SORUNLARINA SAHİP ÇIKMA ZAMANIDIR'
Şu an hukuksuzluğa karşı birlikte hareket etme zamanı olduğunu belirten Şarklı, şu önemli mesajı verdi: "İnsanlar emniyette kolluğa ifade vermek zorunda değil. CMK’da bu hakkı var. Maalesef şu an Türkiye’de olağanüstü şeyler yaşanıyor. Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) özel yetkili mahkemeleri sözde kaldırmıştı ama maalesef o zihniyet, o ruh Türkiye’de devam ediyor. Zaman birbirimizin farklılıklarını dile getirme zamanı değil, zaman birbirimizin sorunlarına sahip çıkma zamanıdır. Bütün insanlar bu sorunlara karşı duyarlı olan insanlar bir araya gelip birlikte hareket etmesi gerekiyor. Türkiye bir türlü bu mutabıkı sağlayamıyor. Türkiye burada AB’den, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hukuk anlayışında anayasadan kopmamalı. Kişiye özgü hukuk olmaz. Kutsallaştırılması gereken hiçbir makam, hiçbir mevki yok, hukuk camiası da bundan bağımsız değil. Burada bir şeye dikkat çekeceğim, İsmet İnönü’nün dediği gibi namussuzlar kadar namusluların da cesur olması lazım."
Gözaltına alınan gazetecilerin avukatları ile görüşmesine kısıtlama getirilmesine de değinen Şarklı, "Zaten olağanüstü bir yargılama kullanıyor. Avukatın da hazırlanan iddianameden haberdar olup öyle savunması gerekiyor. Ama siz neyle suçlandığınızı bilemeyeceksiniz. Bu ne Anayasa Mahkemesi’nde ne de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde kabul edilecek şeyler değil. Kişiye göre hukuk olmaz, herkes eşit ve adil bir şekilde yargılaması gerekir." diye belirtti.
Editör: TE Bilisim
