Sadettin Tantan’dan tarihi uyarı! Sadettin Tantan’dan tarihi uyarı!
CUMA VAİZİNİN, HUTBESİNİN KONUSU SURİYELİLER!..

Bugün cuma namazı  hutbesinin konusu Suriyeliler'di. 

Savaş mağdurları imişler, ülkelerindeki savaştan kaçmışlar, açmışlar, susuzmuşlar, yoksullarmış, bundan dolayı da bu kardeşlerimize yardım etmeliymişiz...

Doğrudur Eyvallah...

Tabii söylediklerini desteklemek için de Mekke'den hicret eden Muhacirlerden, onlara yardım eden Medineli Ensar'dan örnekler anlatıyorlar. Bir yere kadar el hak doğru, ihtiyaçlı mazluma,  mağdura, kol kanat germek,  sahiplenmek, yedirmek, içirmek, doyurmak,  dinimizin emri töremizin gereğidir  Amenna...

 Sayın Diyanet yetkilileri

Yıllardır süregelen ancak bir türlü kamuoyunda yankısı olmayan, son zamanlarda iyice  ayyuka çıkan  Suriyelilerin sebep olduğu sosyal infialleri, asayişsizliği, kargaşayı  dindirmek ya da onları mazlum mağdur göstermek için 
size bu şekilde hutbe talimatını verenler; şunu unutmayınız ki;

Mekkeli Muhacirler savaştan kaçmadı. 

Savaşacak  durumda olanlar onuruyla savaştı karşı durdu, savaşamayacak durumda olanlar ise 


İşkence ve baskılardan kurtulmak için Mediney'e sığındı ve orda hazırlanıp güçlenerek Mekkeliler'le savaştı ve Mekke yi ele geçirdi.


Bizdeki Suriyeliler'in böyle bir hazırlığı da yok, niyetleri de yok. 


Mekkeli Muhacirlerin Medine'deki  zenginleri lüks içinde yaşamadı,  ihtiyaçlı olanları ise dilencilik, hırsızlık, gasp, taciz, tecavüz, fuhuş yapmadılar, gözünde gözlük elinde tesbih külhanbeyi gibi ortada dolaşmadılar, devletten maaş alıp yan gelip yatmadılar.


Bunların neresi Muhacir? Zenginleri Türkiye'deki Emlak piyasasını alt üst ettiler,  en lüks ve pahalı yerdeki evleri rezidansları, gayrimenkulleri onlar aldılar,  bir kısmı fabrika sahibi bir kısmı büyük tüccar, lüks içinde sefa sürüyorlar,  kendi memleketinden kaçanlara  hiç faydaları yok...


Diğerleri ise 


Basından takip ettiğimiz kadariyle plajlarda, zengin mekanlarında, kulüplerde,  parklarda, caddelerde, her yerde... Cuma namazında,  cami de, cemiyette ve cemaatte yoklar. 


Üniversite bedava, sağlık hizmeti bedava,  yemek bedava, aylık asgari ücrete yakın devletin kesesinden para düzenli ödeniyor, kira yardımı yapılıyor, esnaflık yapan ve Ticaretle uğraşan vergi vermiyor, resmi sorumluluğu yok,  her yol mübah. Onlar ne yapıyor peki sadece ürüyorlar,  çoğalıyorlar. Bu hızla  yakında Türkiye'deki en ciddi etnik alternatif olma yolunda ilerliyorlar. 


Çocukların ve yaşlıların birçoğu henüz  Türkiye'deki sosyal hayata entegre olamamışlar.


Bunların orta yaşlı olanları,  genç ve çocuk olanları ileride Türkiye'deki çok ciddi sosyal patlamaya ve kargaşaya potansiyel tehlike teşkil ediyorlar. 


Sayıları kayıt dışı gelenlerle birlikte 4 milyonun üstünde.  Yeni doğanları da dahil ettiğimizde bu rakam dört buçuk milyonu buluyor..


Türkiye'nin şu ana kadar bunları harcadığı para 25 milyar doların üstünde, tanınan imtiyazlar hariç...

Peki diğer  Müslüman geçinen Arap ülkeleri neden Türkiye kadar bu işe rıza  gösterip sınırlarını açmadı?

Sözde insan hakları ve demokrasi  eşiği olan Avrupa zaten hiç kabül etmedi.


Peki Suriye'den Türkiye'ye iltica eden 4 milyonun içinde hangi etnik dil din ve mezhep mensup unsurlar var?


Bu nüfusun yaklaşık % 60-65 Arap, %20 Kürt, 


%15 civarında Süryani, keldani,  yezidi,  ezidi ve  çok az miktarda  yaşlı kadın ve çocuk Türkmen soydaşlarımız var. Türkmen soydaşlarımız tabii ki Türkiye'ye kaçıp gelmediler. Zaten savaşamayacak  durumda olup da  Türkiye'ye  gelmek isteyenlerin birçoğu sınırdan geri çevrildi.


Onuru ve şerefi ile kalıp Suriye'de Türk askeri ve osö ile vatanları için savaşmayı tercih ettiler 


Kadın, yaşlı, çocuk ve hastaları tenzih ediyorum ancak


Suriyeli Savaş kaçkınlarına gösterilen ilgi, ihtimam, iltimas, sahiplenme ve destek  Türkiye'de yaşayan Türk vatandaşlarına özellikle aç, yoksul, fakir,  kimsesiz, Öksüz, yetim, mazlum mağdur kardeşlerimize gösterilmedi. Neden?  tahmin etmek güç değil, bunlar bir siyasi partinin potansiyel oy deposu gibi görülüyor,  yüz binlercesine vatandaşlık çoktan verildi bile...


Onlar Türkiye de sefa sürsün, Türk askeri Suriye  topraklarında onların vatanını kurtarmak ve  sınırlarımızı korumak için o bölgedeki bölücü  hain Terör örgütlerine (ypg, pyd ışid ve esed güçleri )  illegal yapılanmalara  karşı savaşarak şehit oluyor..


Misafirlik üç gün olur beş gün olur,  5 yıl da olmaz ki!


Açıkçası ben bunların Suriye'deki savaş ortamı bitse bile,  %80'inin geri dönmeyeceğini düşünüyorum.


Yine de yardım ediyoruz ve edeceğiz de ama;


MADEM BUNLAR MÜSLÜMAN MUHACİRLER; KADIN, ÇOCUK, YAŞLI, HASTA VE SAKAT OLANLAR KALSIN BAŞTACI....
ANCAK  SAĞLAM OLAN VE ELİ SİLAH TUTAN  ERKEKLER GİTSİNLER KENDİ ÜLKELERİ İÇİN SAVAŞSINLAR. 

Vatanları ve dinleri için Şehit olsunlar. Yoksa vatan onlar için namus değil mi?


Şehitlik makamı onlar için hiçbir şey ifade etmiyor demek ki.


Şunu ifade etmek isterim ki özellikle son zamanlarda bu kargaşadan faydalanmak isteyen ve  Türk milleti ile Suriyelileri karşı karşıya getirmeye dönük İçerdeki ve dışardaki hain provakosyanlara karşı dikkatli ve sabırlı olmak gerekir. Süküneti ve aklıselimi elden bırakmadan, kışkırtmalara alet olmadan yasalara uygun çerçevede hareket edilmelidir.


Türk milleti her zamanki gibi inancının ve  törelerinin gereği kendine yakışanı yapıp,  vicdan adalet ve merhamet duygusuyla hareket edecektir.


Takdir Büyük Türk Milletinin dir...


Erdinç Balcı
([email protected])


Editör: TE Bilisim