İnanca dair konuların mutlaka yetkililer tarafından soruşturulduğunu hatırlatan Gökce, böyle bir duyum da aldığını ifade etti. Müftülüğe bağlı ‘böyle bir cami yok’ dediklerinde kimi çevrelerin kendilerini ‘bilgisizlik ve cehaletle’ suçladığını anlatan Gökce, “Orası askeri bir üstür. İçeride ibaret etmek isteyen kardeşlerimize tahsis edilmiş bir oda olabilir. İhtiyaca binaen bu her resmi kurum ve çalışma mekanında var. Hangi dinin mabedi olursa olsun, eğer böyle bir saldırı yapılırsa –ki biz böyle bir saldırının yapıldığından emin değiliz– bu konuda bize çok net bir bilgi gelmiş değil. Basında da ‘iddia’ olarak, gündeme gelmiş. İddialar sabit olmadan gerçek kabul edilemez.” dedi.
Başta camiler olmak üzere bu tür mabetlere bir saldırı olmasından üzüntü duyacaklarını vurgulayan Gökce, inancın kutsal olduğunu dile getirdi. İnanmak kadar bağımsız ve güzel bir şeyin olmayacağını açıklayan Arif Gökce, şöyle devam etti: “Biz kilise, cami veya havraya da; Afrika’nın en ilkel kabilelerinden birinin ibadethanesine de bu tür bir yanlış yapılsa ona da aynı duyarlılığı göstermeliyiz. Adana çok güzel bir şehir. Burada çok huzurluyuz. Allah hiç bir yere vermediği nimetleri bu şehre bahşetmiş. Bu güzelliği paylaşmak lazım. Yanlış yapanların yaptıkları yanında kar kalmaz. Bu tür inançlara saldırılar suç teşkil etmektedir. Yetkililerin bir çalışma yaptığını zannediyorum.”
Askeri üssün çalışmalarını bilemediklerini, İncirlik dışında müftülüğün iki camiinin olduğunu belirten Gökce, talep gelmesi halinde oradaki sivillerin ibadet ihtiyacı noktasında gerekli girişimleri yapabileceklerini sözlerine ekledi.
Editör: TE Bilisim
