İstanbul’da 2B kapsamına giren araziler için biçilen metrekare fiyatlarının yüksekliği, bu bölgelerde hak sahibi olan vatandaşı kara kara düşündürüyor

Milliyet gazetesinden Burcu Ünal'ın haberine göre İstanbul’un Asya yakasındaki en eski yerleşimlerden Beykoz’da ve yeni gelişen bölge olan Çekmeköy’de 2B endişesi yaşanıyor.

Rayiç bedelleri çok yüksek bulan Ekşioğlu Mahallesi sakinlerinin tek beklentisi fiyatların aşağıya çekilmesi. Mahalleli, “Ne evimizi  alabilecek paramız ne de gidecek yerimiz var” diyor.

Yanyana dizilmiş gecekondular ile 4-5 katlı apartmanların bulunduğu Çekmeköy’deki Ekşioğlu Mahallesinde bir süredir huzursuzluk hakim. Mahalledeki 2B arazileri için öngörülen rayiç bedeller mahalleliye geceleri uyku uyutmuyor. Zira istenen fiyatlar, mahallelinin bütçesini kat be kat aşıyor.

Rayiç fiyatları protesto için geçtiğimiz haftasonu Şile otobanını trafiğe kapatan mahallelinin durumunu en iyi bilen kişi Muhtar Ali Rıza Ekşi. “Biz buraya geldiğimizde gaz lambasının ışığında otururduk, hiçbir şey yoktu. Çamuru öptük, toz toprak içerisinde yaşadık. Biraz düzen sağladık. Şimdi Beykoz’da deniz manzaralı arazilerden daha fazla parayı burası için istiyorlar” diyen Ekşi, 44 yıl önce İstanbul’a Rize’den gelmiş.

10 bin 500 nüfuslu mahallede yaklaşık 400 parsel 2B arazisinin mevcut olduğunu belirten Ekşi, mahallede yaşanların ancak yüzde 3’ünün rayiç bedelleri ödeyebileceğini belirterek, “Sabahtan beri en az 100 fakirlik kağıdı verdim. 100-150 liranın peşinde olan halk bu rayiç bedelleri nasıl ödeyecek?” diye soruyor. Ekşioğlu mahallesindeki 2B arazileri için öngörülen fiyatlar metrekare için 300 ila 2 bin 500 TL arasında değişiyor.

Nereye gideriz?

Ekşi ile mahallenin sokaklarında yürümeye başlıyoruz. Bizi her gören, “Aman derdimize derman olun” diye başlıyor çaresizliğini anlatmaya... Aslında hepsinin hikayesi farklı olsa da kafalarındaki soru işareti ortak: Biz nereye gideceğiz?

İSKİ’den emekli Nevzat Altunbaş 1968’de İstanbul’a gelmiş. 26 senedir, Ekşioğlu mahallesinde o zaman 200 TL verip aldığı arsanın üzerine 800 TL harcayarak yaptığı gecekondusunda oğlu ve eşi ile birlikte yaşıyor. 24 yaşındaki oğlu işsiz olan Altunbaş’ın tek geliri emekli maaşı... Hem kendisi hem eşi kanserle mücadele eden Altunbaş, “Benden 50 bin lira istiyorlar. Ben bu parayı asla veremem. Bu evimi alsalar gidebileceğim bir yer de yok. Ne yapacağım bilmiyorum” diyor.

‘Gidecek evimiz yok’

Altunbaş’ın gecekondusundan çıkar çıkmaz 5 katlı apartmanın giriş katındaki penceresinden bakan Hakime Tanır başlıyor anlatmaya: “İstanbul’a 24 yıl önce Erzurum’dan geldik. Bir sene kirada yaşadık. Sonra 6 kardeş birleşip bu arsa alındı. Şimdi bu apartmanda 6 dairede 32 kişi yaşıyoruz. Buranın metrekaresi için 575 TL istiyorlar. Ne yapacağız diye kara kara düşünüyoruz. Evi bırakıp gideceğiz. Çünkü bu parayı ödeyecek gücümüz yok. Evi bırakınca da gidecek yerimiz yok gerçi... Köye dönelim desek köyde evimiz yok. Devlet satın almak isterse satacağız.”

%20’sini ödemek zorundalar

Ekşioğlu mahallesinin sokaklarında yürümeye devam etikçe adım başı benzer hikayelerle karşılaşıyoruz. Mahallelinin gündemi rayiç bedeller... 1986’da Bingöl’den gelen Menküf Düzyazar, kamudan emekli olmuş. 3 oda 1 salon olan gecekonudusunda öğrenci olan 20 yaşındaki oğlu ve eşi ile birlikte yaşıyor. 215 metrekarelik arazisi için 96 bin TL istenen Düzyazar, “Nasıl ödeyeceksiniz bu parayı” diye sorunca, “Emekli adam nasıl ödesin? Bırakıp gideceğiz, kiraya çıkacağız” yanıtını veriyor.

Kara kara ihbarname yolu gözleyen mahalleli, ihbarnamenin gelmesinin ardından 3 ay içerisinde kendilerinden istenen rayiç bedelin yüzde 20’sini yatırmak zorunda... Fakat mahalleliden istenen rayiç bedeller o kadar yüksek ki birçoğu yüzde 20’lik bedeli karşılayacak nakit parayı hayatında hiç bir arada görmemiş.

Mahallede en yüksek fiyat talep edilen isim ise Hıdır Ergül. Ergül’ün otoban kenarındaki arazisinin yanındaki evin metrekaresi için 530 TL istenirken, Ergül’ün arazisinin tamamı için 9 milyon TL talep ediliyor. Aslen Elazığlı olan elektrik mühendisi Ergül’ün iki katlı villası ile makine parçaları üreten küçük atölyesini 3.5 milyon TL verene satmaya hazır... “Ben yıllarca bu ülkeye hizmet verdim. İşçi çalıştırdım, istihdam yarattım, vergi ödedim. İşgalci de değilim. Buraya geldiğimde bu arsayı parasını ödeyip aldım” diyen Ergül, rayiç bedellerin açıklanması ile sağlığından da olduğunu söylüyor. Ergül, “Şekerim şimdi 400’ün altına inmiyor. Gelin bir gece bizimle kalın burada akşamlarımız nasıl geçiyor görün. Ben düşünmekten hasta oldum, tansiyonum, şekerim çıktı. Çocuklarım akşamları benim halimi görünce ağlıyor” diye konuşuyor.

Rayiç fiyatları ilk öğrendiğinde arazisini satmak için bir emlakçı ile iletişime geçmiş. Emlakçıya arazinin metrekaresini ve istediği ücreti söyleyince emlakçıdan gelen soru karşısında gülsün mü ağlasın mı bilememiş: “Araziniz Bağdat Caddesi’nin neresinde?”

Devlet versin biz çıkalım

680 lira emekli parası olduğunu söyleyen Ergül, kullandığı ilaçlar nedeniyle bunun bir kesminin de kesildiğini belirterek, “4 kişi bu parayla nereye gider, nasıl yaşarız” diyor. Ergül’ün aslında mahalleli için de bir önerisi var: “Bizden istedikleri parayı bize versin devlet ben buradaki herkesi çıkmaya ikna ederim. Hepimiz satar gideriz. Ya da Suriyelilere verdikleri gibi bize de çadır versinler. Hem yemeye de para vermeyiz. Benden şimdi 3 ayda istenen 2 trilyonu ödeyemem çünkü ben...”

YSK resmen ilan etti: Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi YSK resmen ilan etti: Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi

Beykoz da tedirgin

Beykoz’a bağlı Gümüşsuyu Mahallesi’nde 2 bin 200 parsel 2B arazisi bulunuyor. Metrekaresi 300 ila 750 TL arasında değişen arazilerin sahipleri “Burayı bize bırakmazlar” korkusu yaşıyor.
17 sene önce Gümüşhane’den kalkıp Gümüşsuyu mahallesine gelen 36 yaşındaki Tuncay Soylu mahallelinin sesi oluyor: “Benim hakkım alınıp da bir başkasına verildiği zaman hoş olur mu? O insan da ben insan değl miyim? Sonra sizin paranız var benim param yoksa bu Türkiye’de benim yaşama hakkım yok mu? Eğer burası değerliyse, bu manzarayı görüyorsa, ben de burada oturayım. Benim şansım da bu olsun. Sonuç olarak ben de insanım.”

Yüzde 60’ını Gümüşhanelilerin oluşturduğu Gümüşsuyu mahallesinde 220 metrekare civarında arazisi bulunan Soylu, “Benim istenilen parayı ödeyebilecek durumum yok. Bunu taksitlendirseler ne olur? Biz 2 bin TL dosya parası yatırmakta zorlandık” diye yakınıyor.

‘İnsanlar ağlayacak’

Mahmut Şevketpaşa Muhtarı Yakup Çelik de 2B mağdurlarından... “Burada 600 parça var. Bunlar dededen babaya ondan da çocuklarına kalmış. Böyle olunca bir topraktan geçen nüfuslar giderek çoğaldı.  Çelik metrekaresi 80 ile 180 TL arasında değişen araziler için, “Burada kimse buraları alamaz” diye ekliyor. Kendisinin de biri 1.5 dönüm, diğeri 3 bin 800 metrekarelik arazileri alamayacağını ancak birini satıp diğerini alabileceğini anlatıyor ve noktayı koyuyor: “İnsanlar ağlayacak onu söyleyeyim.”

2B NEDİR?

2B ile ilgili yasal süreç 6831 sayılı Orman Kanunun 2. maddesinde 2896 sayılı yasa ile değişiklik yapılarak, orman vasfını kaybeden yerlerin orman sınırları dışına çıkarılabiliceğine dair hüküm getirilmesiyle başladı. Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde, orman vasfını yitirmiş, kadastro marifetiyle orman alanları dışına çıkartılmış, bir daha geri kazanılamayan ve ıslah edilemeyen araziler kanunun 2. maddesinin B bendinde tanımlandığı için kamuoyunda  2B olarak adlandırıldı.

473 bin hektarlık alanı kaplayan bu araziler üzerinde, su, doğalgaz, elektrik gibi altyapısı, devlet tarafından sağlanmış bulunan 400 bin civarında yapı yer alıyor. Orman vasfını kaybetmiş olan bu araziler günümüzde orman köylüsü olmayan kişi ve kuruluşların işgali altında. Artık şehirleşen 2B arazilerinde hak sahibi olanların bir kısmı bu yerleri “Orman köylüsünden satın aldıklarını” savunuyor.

Editör: TE Bilisim