Bir kez daha yolsuzluk ve rüşvet çarkı açığa çıkan nizamı alem tesis etmeye çalışan siyasal islamcılar; “ABD karşıtlığı” üzerinden safları sıklaştırıp, gavurdansa rüşvet yiyen müslümana sahip çıkmaya çağırıyor milliyetçileri.Peki ama durum gerçekten öyle mi?
Temel olarak söylemeye çalıştıkları şu: ABD, FETÖ eli ile Türkiye’ye operasyon yapıyor ve siyaseti dizayn etmeye çalışıyor. Söz geçirebileceği bir iktidarı yönetime getirmeye çalışıyor. Milliyetçi camia da konu ABD üzerinden yürümeye başladığından beri dadaşlar gibi “döverik döğdürmek, söverik söğdürmek” diye “bu milli bir meseledir” söylemiyle destek olmaya başladı.
Bu temel tez siyasal islamcıların dünyayı ve ülkemizi okumasıdır ve bence son derece sığ, ve yanlıştır.
Ben bir Türk milliyetçisi ve ülkücü olarak; ABD’nin Ortadoğu’da kukla hükümetler döneminin geçtiğini, etnisite ve mezheplere göre bölünmüş devletçikler dönemine girdiğini görüyorum. Gerek Irak ve Suriye’nin başına gelenler, gerekse de bölgenin hızla Kürtler, Şiiler ve fundementalist akımlar arasında yeniden şekillenen demografisi bunu gösteriyor.
Türkiye, ABD tarafından kontrol edilen hükümet modeline zaten siyasal İslamın iktidara gelmesi ile geçti.Şimdi sıra bu hükümetin zaaflarından hareketle ülkeyi bütün olarak ele geçirmek değil, bölmek.15 temmuz hain fetö darbesiyle yapmaya çalıştıkları da tamda buydu.!Çünkü bütün olarak bugün ele geçirseler, yarın kaybedeceklerini, etrafında bir sürü devletçik olan Türkiye’nin bölgesinde giderek rekabet avantajından faydalanarak güçleneceğini biliyorlar.
Özet: Bir plan varsa bu Türkiye’yi ele geçirmek değil, bölmektir.
Meseleye bu açıdan baktığınızda, ABD’nin ele geçirmeye çalıştığı düşünce modelinde FETÖ’nün rolü ne ise, ABD’nin bölmeye çalıştığı düşünce modelinde siyasal İslamın rolü odur.Bir başka deyişle, FETÖ olmasa ABD yine de Türkiye’yi bölme planında zaafa uğramaz ama siyasal islam ABD’nin Türkiye’yi bölme planı için olmazsa olmazdır.
Türkiye siyasal islam sayesinde uluslararası suçları (belki de terörü bile ,sonraki hamleleri bu olacak )finanse eden, ayrılıkçı etnik savaşı dağdan halk tabanına indiren (açılım), iktidara karşı meydanları maniple edecek Özgür Türkiye Ordusu’nun nüvesini yaratan (FETÖ mahkumları ve mağdur olduğunu iddia edenler ), halkın iktidardan adalet umudunu kestiği (ergenekon, balyoz, 4 bakan davası vs) bir ülke haline gelmiştir.
Dahası, Türkiye siyasal islam sayesinde batının asla saldırmayacağı batı bloğundan, batının saldırmak için fırsat kolladığı doğu bloğuna kaymıştır.
Operasyona sözde meşruiyet kazandıracak yandaşlarına karşı son derece müsamahalı, rakiplerine karşı son derece kanunsuz güç kullanan bir diktatörlüğe Doğru bilinçli sistemli bir şekilde itilmiştir.
Kısaca, ABD’nin Türkiye’yi parçalamak için harekete geçirebileceği bütün mekanizmalar ve sosyolojik alt yapı siyasal islam tarafından oluşturulmuştur.
Şimdi eğer siyasal islamcılar gibi “ABD’nin Türkiye’yi ele geçireceğini” düşünüyorsanız; Bu milli bir meseledir ve sahip çıkılmalıdır.
Yok eğer ABD’nin Türkiye’yi parçalamaya çalıştığını düşünüyorsanız; Türkiye tüm kurum ve kurumsal hafızasını devreye sokup kurucu ;demokratik laik hukuk sistemi oturmuş ana felsefesine dönmelidir
Siyasal islam güçlendiği hergün Türkiye bölünmeye bir adım atıyor maalesef.(bugün feto yarın meto bir sonraki gün medeniyetçiler eliyle)
Ülke adil yargı, şeffaf siyaset ve demokratik yönetime kavuşmak ve normalleşmek zorundadır.
gerçekten hâlâ adalet ihraç etmek istemiyorsanız, yarından tezi yok Zarrab davasında adı geçenlerden Türkiye’de olanları tutuklar ve yargılarsınız. Ondan sonra ABD’ye dönüp “siktirin lan coniler” der herkes.
Bunu söylemek istemem ve olmamasını Allah’tan diliyorum:
Adalet tesis etmediğinizde adalet ihraç etmeye kalkanlar, bunun işe yaramadığını gören halkı çok rahat maniple ederek ülkeyi kaosa götürür. Yarın da DEMOKRASİ İHRAÇ EDERLER.
Türk devletinin yanında olmak demek, ülkeyi her türlü beladan sakınmak demektir.
Zarrab’ı yargılamadınız, ABD bize adalet ihraç ediyor.
Buna rağmen adı geçenleri yargılamayanlar da yarın olacakların asıl müsebbibidir. Asıl Türk devletinin karşısında olan ve ülkeyi ABD’nin açık hedefi haline getirenler de bunlardır.
Oğuzhan Maden
Oğuzhan Maden
Editör: TE Bilisim
