BİZ OLALIM; BİR OLALIM. "MODERN VE GELENEĞİN ARASINDAKİ GERİLİMDEN," ANCAK BU YOLLA KURTULURUZ... BİZ OLALIM; BİR OLALIM. "MODERN VE GELENEĞİN ARASINDAKİ GERİLİMDEN," ANCAK BU YOLLA KURTULURUZ...
 Nereden nereye geldik!..  

1961 yılından itibaren Almanya'ya gurbetçi işçilerimiz gelmeye başlamış ve bugün itibarıyla yaklaşık 3.5 Milyon Türk kökenli insanımız Almanya'da yaşamaktadır. Yaklaşık bir milyon insanımız Alman vatandaşlığına geçsede, 2.5 milyon insanımız Türk kimliğini muhafaza etmektedir. Birinci, ikinci, üçüncü nesil derken hayatının 50 yılını gurbet ellerinde geçiren sahipsiz, kimsesiz insanlarımız. Bir aylık tatilini Anavatanında geçirebilmek için ayları, günleri iple çeken çileli ,cefekar Anadolu evlatları.

Bütün sevdiklerini arkalarında bırakarak yollara koyulan,üç-beş kuruş kazanmak uğruna hayatı gurbet ellerinde geçen, sabır ve çileyi kendilerine arkadaş edinen, gelen bir mektubu defalarca okuyup hayaller kuran, sevdiklerini hergece rüyalarında gören ,Anadan, babadan, yardan, çocuklarından, akrabadan, eşten dosttan ayrı geçen yıllar, ömürler.

Dil yok, lisan yok, derdini kime nasıl anlatabilirsin. .! Beden diliyle kendini anlatmaya çalışan zavallı insanımız. .! Fabrika Yurtlarında geçen ömürler. .! Hafta sonları bir hemşeri görebilmek, memleketten, sevdiklerinden, köyünden, kasabasından haber alabilmek, birazda hasbıhal edebilmek için şehirler arası mekik dokuyan Anadolunun çilekeş insanları. Birbirlerini çok seviyordular, candan ve yürekten birbirlerine bağlıydılar, samimiydiler. Beraber kumanda görer, aşlarını herkesle paylaşır, odalarından misafir eksik olmaz, kederde ve tasada, iyi günde ve kötü günde hep beraberdiler.Sözleri senet gibiydi, yolda kalmışa, çaresize beraber derman olurdular. Paraya ihtiyacı olan banka yüzü görmez, kendi aralarında tedarik ederdiler. .. Onlar Anadolu'mun saf, temiz, mert, başı dik,merhamet abidesi indanlarıydı.

Onlar sadece Almanya'ya para kazansın diye gönderilen gurbet kuşlarıydı. ..! Onlar Müslüman Türk'ün Avrupadaki yegane temsilcileridi. Camileri, Mescitleri, Dernekleri yoktu.

Cuma ve Bayram Namazlarını topluca kılacak bir mekanları yoktu. Bir Bayram Namazı kılabilmek için binlerce Mark verip Salon kiralıyorlardı. Kuru tahtaların üzerinde namaz kılıyorlardı. Devletleri tarafından gönderilmiş bir "imamları"dahi yoktu, imamda kendileri cemeatte kendileriydi.

Onlar gönderildikleri Ülkelerde çalışan makinalar, kazandıkları paraları ülkesine gönderen milleti için kurban edilmiş insanlardı.

(Devem edecektir)

Ömer Aydın



Editör: TE Bilisim