Türkler kakafoniyi sona erdirmelidir! Türkler kakafoniyi sona erdirmelidir!
Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları:

Kutlu doğum haftası hakkında bazı değerlendirmelerde bulunmak istiyorum. Herkesin Kutlu Doğum Haftasını kutluyorum. Rabb'ime sonsuz hamdüsenalar olsun ki onun ümmetindeyiz. Bizim en büyük servetimiz Hz. Peygamberi bilme, onu rehber edinmektir. Onun sözlerinde hidayete çağrı vardır. Biz dünyevi karmaşanın üstesinden onun tebliğiyle geliyoruz. Resulallah kalplerimizin ışığıdır, adalet kutbudur. Onda bezginlik, yılgınlık yoktur. Onun hiçbir makam ve mevkiye boyun eğdiği de görülmemiştir. Peygamberimiz samimiyet timsalidir. İslam ahlakının özünde samimiyet vardır. Yüce kitabımızın emrettiği bir yüce öğüt de samimi olmaktır. Dilin söylediğine kalp şehadet edecek. Samimiyet öylesine bir lütuftur ki sağlam bağlarla bizi birbirimize bağlar.
Samimiyet sözle davranış arasındaki uyumun hayata sirayet edişidir. Eylemleriyle çelişki yumağına dönenlerin samimi olmasını beklemek yanlıştır. Münafıkta samimiyet olmaz. Yeminlerini çiğneyenlerde samimiyetin tozuna rastlanmaz. İslam toplumların geri kalmışlığı samimiyetlerini yitirmesinden geliyor.

Başbakan samimiyetsiz ve şaibeli bir kişiliktir. Başbakan tercihini yapmış yolunu çizmiş tarafını belli etmiştir. Samimiyetsizliğin çölünde bedevi mantığıyla samimiyet Başbakan'ı terketmiştir.

Başbakan 17 Aralıktan beri yargıyla kavga etmektedir. Başbakan savcıları sindirmek hakimleri etkisiz kılmak için iktidar yetkisini asmış hukuk katliamı yapmıştır. Adalete düşman kesilmiş savcı ve hakimlerin imhasına çabalamıştır. Kanunsuzlukla mücadele eden hazine yağmalayanların tepesine binen kim varsa paralel örgüt kategorisine sokmuş ve hakaret etmitşir. Oğlunu damadını yakınlarını bakanlarını bürokratlarını ve havuzlara yüzde veren yandaşlarını savunmak için hukuğu mahvetmiştir. Adaleti nefessiz bırakmış kendisinden ilham alan rüşvetçileri şarlatanları güvenceye bağlamıştır.

HSYK hakkında alelacele yasal düzenlemeye gidilmiştir. Bu kapsamda yapılan düzenlemeler resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Ana muhalefet partisi imkan doğrultusunda HSYK kanunununda yapılan değişikliği AYM'ye taşımıştır. Yüksek mahkeme 10 Nisan 2014'te kararını vermiştir. Buna göre HSYK kanununda yapılan değişikliklerin 29 maddelik kısmı reddedilmiş 13 maddede kelime ve ifadeler anayasaya aykırı görülerek iptal edilmiştir. AYM, HSYK'nın Adalet Bakanlığına bağlanmasını engellemiştir. AYM, AKP hükümetinin HSYK'yı sinsi emellerine alet etme çabasının önüne geçmiştir. Bu isabetli bir karardır. Kısaca söylemek gerekirse Adalet Bakanı'nın teftiş kurulu başkanı ve yardımcılarını atama yetkisi, HSYK üyelerinin hangi görevleri yapacaklarını belirleme yetkisi, teftiş kurulu başkanının bakana karşı sorumlu olması, Adalet Bakanı'nın salt çoğunluğu bulması halinde HSYK'yı toplama yetkisi, soruşturma açma yetkisi, dava açılmasına karar verme yetkisi, HSYK'da görev yapan daire başkanlarının seçimini müfettişlerinin atanmasını düzenleyen hükümler iptal edilmiştir. HSYK kanunu ile birlikte personelin tümüyle tasviyesi sağlanmıştı. Yüksek mahkeme bu uygulamayı da iptal ederek adaleti bir nebze tamir etmiştir.

AYM kararlarının geçmişe dönül olmayacağı bilinen bir husustur. Bu bakımdan tasfiye edilen çalışanlar ile ilgili mağduriyetin giderilmesi mümkün görünmemektedir. AKP, HSYK kanununda ısrar etmiş sözkonusu kanun TBMM'de kabul edilir edilmez geniş çaplı atama furyasına girişmitir. Adalet Bakanı yangından mal kaçırırcasına yasa nedeniyle boşalan HSYK kadrolarını yandaşlarla doldurmuştur. AYM'nin kararı HSYK'nın şu anki tablosuna yönelik bir sonuç doğurmamıştır. Düzenlemeden mağdur olanların eski görevlerine iade edilmesi ahlaki bir yükümlülüktür. AYM iş işten geçtikten sonra kararını vermiş ve kadroları eline alan Adalet Bakanı heyecan ve hevesle Başbakan'dan icazet alarak yarma harekatını gerçekleştirmiştir. İktidar Anayasaya aykırı olduğunu bildiği başka konularda da meclisteki çoğunluğuna güvenerek değişiklik yapar ve idari tasarruflar gerçekleştirirse çok vahim sonuçlar doğurabilir. O zaman Anayasal denetim kısmen devre dışı kalacaktır.

Başbakan'ın fırsatçılığı bırakıp ganimet soygunculuğundan vazgeçip yasaların arkasından dolanmaktan vazgeçmesi gerekir.

Başbakan'ın AYm'yi eleştiri yağmuruna tutması tutarsızlıktır. Başbakan Yüksek Mahkeme'nin Twitter ve HSYK kararından sonra eleştiri dozajını artırmıştır. Saygı duymadığını ve milli bulmadığını açıklamıştır. Başbakan AYM'yi uluslararası şirketlerin çıkarlarını milli çıkarlardan üstün tutmakla suçlamıştır. Bireysel başvuru hakkının doğru yorumlanmadığını söylemiştir. Başbakan işine gelmeyince villadaki hesabı çarşıya uymayınca Anayasa mahkemesini taşlamaya başlamıştır. Meğerse bu ülkede milli çıkarları düşünen Recep Tayyip Erdoğan'dan başkası kalmamıştır.

Başbakan'ın tetikçileri yargıya tehditi yoğunlaştırmıştır. Yüksek mahkemeyi tamamen kaldıralım gitsin diyene kadar AKP'li yöneticiler ağız dolusu eleştirilerde bulunmuştur. Anlaşılan yeni hedefte Anayasa mahkemesi ve başkanı bulunmaktadır. Acaba bunun Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle bir alakası var mıdır? Başbakan kiminle bozuşursa hemen çamur atmaktadır. 45 yıllık arkadaşının ve çok başarılı bir bakanın isminin ve eski bir milli futbolcunun isminin stadyum ve otogarlardan kazınması başka türlü nasıl izah edilebilir. Bu başbakan TC'ye nefret duyduğu için sildirmiş, Ne mutlu Türküm diyene'yi de böyle sildirmiştir. Başbakan milli olmaktan ne anlamaktadır. Millilik onun ismine kesinlikle yakışmaz.



Editör: TE Bilisim