Saatler sonra enkaz altından kurtarılan bebekler Saatler sonra enkaz altından kurtarılan bebekler
 İşte O rapordan bazı bölümler;
* KCK’lılar ortada dolaşıyor, bazı mahallelere girilemiyor.

* Korucular örgüte kayıyor. Vatandaşın devlete olan güveni bitmiş.

Örgüt şehirde kalkışma yapacak potansiyele ulaştı. Korucular saf değiştiriyor. Yerleşim birimlerine silah ve mühimmat akıyor...

İşte Ahmet Takan'ın o rapordan alıntıladığı şok bilgiler;

AKP’deki fire krizi yüzünden dün ikinci plana bıraktığımız İçişleri Bakanlığı’nın  “Kobani raporu” nu bugün daha ayrıntılı olarak mercek altına alalım.

ÇÖZÜM SÜRECİ DEĞİL, ÇÖZÜLME SÜRECİ

Bakanlık müfettişlerinin siyasi sıkışma yüzünden iki arada bir derede hazırladıkları raporun tümünü dikkatle okuduğunuzda aslında  AKP iktidarının terör örgütüyle yürüttüğü sözde çözüm sürecinin tam bir çözülme süreci olduğu belgeleniyor.

İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü müfettişlerince hazırlanan raporda sonuç olarak terör bölgesinde  “devlete güvenin kırıldığı” vurgulanıyor. Fakat satır aralarına sıkışıp kalanlar dehşet verici nitelikte.

6-7 Ekim ayaklanmasının ardından İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü Müfettişleri, 28.10.2014-03.11.2014 tarihleri arasında Ankara’dan bölgeye giderek incelemelerde bulundu.

Hazırlanan rapor, İçişleri Bakanı Efkan Ala ile Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’a teslim edildi.

Şanlıurfa’nın Suruç, Diyarbakır’ın Lice, Mardin’in Kızıltepe-Nusaybin-Dargeçit, Şırnak’ın Cizre-Silopi, Van’ın Erciş-Başkale, Ağrı’nın Patnos, Siirt’in Eruh-Kurtalan, Hakkari’nin Yüksekova ilçelerinde yapılan incelemeler sonrasında oluşturulan raporda, ciddi sonuçlara yer verildi.

DEVLETİN SOSYAL YARDIMLARI PKK'YA GİDİYOR

Yapılan saptamaların en çarpıcısı ise Devletin  sosyal destek yardımlarının tamamının bölgede terör örgütüne gitmesine ilişkin.

Rapordaki ifadelerden;

Şırnak: Adli işlemler malzeme yetersizliğinden dolayı yapılamıyor. Dört adet parmak izi okuyucu gerekiyor. İlde polis kendisini çekti, savunmaya geçti.

Cizre: (Hendeklerin kapatılabilmesi için) kepçe ve dozer gerekiyor. (Polislerin devriyeye çıkabilmesi için) zırhlı araç lazım. KCK’lılar ilçede dolaşıyor. Haber almada güçlük çekiliyor. Adli takip ve dinlemeler konusunda çok ciddi sıkıntılar var. MOBESE direkleri metal olmasın. Kırsaldan çok ciddi göç var. Nur, Cudi ve Sur mahallelerinde örgüt çok etkili.

Silopi: Başak ve Harunbey mahallelerine girilemiyor.

Dargeçit: Çevik kuvvet polisine yemek verilemiyor. Bu sorun giderilemedi. SODES (Sosyal Destek Programı-aht-) yardımları örgüte gidiyor. İlçede MOBESELER kırık. Savcılar yeni ve deneyimsiz. Personelin motive edilmesi lazım. Önce devlet otoritesinin tesis edilmesi lazım, sonrasında ise bölge insanı tekrar kazanılmalıdır.

Başkale: Jandarma için gaz gerekiyor. Olaylara müdahale edilemiyor. Seçim sırasında sadece BDP sandık başına gitmiş. BDP’nin aldığı oy yüzde 95. Personel motivasyonunu kaybetmiş, ölüme de düğüne de gitmiyor, toplumdan kopmuş.

Patnos: Korucular örgüte kayıyor. Kırsaldan gelenler olayları körüklüyor.

Eruh: 10 kişilik YDG-H grubu var bunlar alınırsa ilçe rahatlar.

Yüksekova: Vatandaşın devlete olan güveni bitmiş. Toplumsal olaylara müdahale edecek personel yetersiz. Örgüt ilçeyi laboratuvar olarak kullanıyor. Garaj büyütülmeli, soğuktan araçlar çalışamıyor. Termal kamera ve gece görüş dürbünü verilmeli. Örgütün propagandası had safhada.

Erciş: Devlet birimleri arasında koordine yok.

Raporun özeti bilgi notunda ise şu başlıklar yer alıyor;

“İllerdeki idareciler toplumsal olayları ve gelişmeleri öngöremiyor”,

 “Personel sayısı, araç, gereç ve silahların sayısı yetersiz, personel eğitimsiz”,

“Görevli personel hizmet binaları ve lojmanlardan dışarı çıkamıyor, herkes ailesinin güvenliğinden endişe ediyor”,

“Terör örgütünün silahlı unsurları artık şehirlerde kalkışma yapacak potansiyele ulaştı”,

“Güvenlik güçlerinin, araçlarını ve binalarını hedef alacak şekilde ateşli silahlar kullanılıyor”,

“Terör olayları yanı sıra adi suçlular bölgede yağma yapmaya başladı”,

“Pek çok ilçede kazılan hendekler ve kurulan barikatlarla kurtarılmış bölgeler oluşturuldu”,

“Örgütün inisiyatifi ele almasıyla halkın devlete olan güvenini yitirdiği”,

“Terör örgütünün, okul, mahkeme ve güvenlik gücü gibi  yapılar oluşturduğu”,

“Devlet yanlısı korucu ve aşiretler bile, bölgenin örgüte terk edileceği inancıyla saf değiştiriyor”,

“Terör örgütü kırsaldaki silahlı unsurlarını koruyor, hatta araçlarla şehirlere inerek halka baskı yapıyor”,

“Şehir merkezlerinde kırsalla bağlantılı silahlı hücrelerin oluşturulduğu ve yerleşim birimlerine silah ve mühimmat aktarıldığı”

“Devlet yanlısı görülen kimselerin kırsala kaçırıldığı, sorgulandığı, işkence yapıldığı, haraç alındığı, öldürüldüğü ve korkudan güvenlik birimlerine başvurulamadığı”,

“Adliyenin sıkıntılı, savcıların deneyimsiz oldukları”,

“Devletin halka yaptığı tüm yardımlar terör örgütüne gidiyor”

“Haber alma konusunda zafiyet yaşanıyor, gereken adli takip ve dinlemeler yapılamıyor”,

“Emniyet lojistik destek çalışmalarının iflas ettiği; araç, gereç, teçhizat, mühimmat bir yana olaylarda görevlendirilen personelin karnının bile doyurulamadığı”...

YENİÇAĞ’a bilgi veren kaynaklar raporun, Yalçın Akdoğan ile Efkan Ala’nın pek hoşuna gitmediğini de ifade ettiler.

Bu kadar baskı ve algı operasyonuna rağmen gerçek ortada.

Mızrak çuvala sığmıyor!..

Editör: TE Bilisim