Yıl­la­rı­nı te­rör­le mü­ca­de­le­ye adayan, Özel Kuv­vet­ler Ko­mu­tan­lı­ğı gö­re­vin­de bu­lu­nan emek­li Kor­ge­ne­ral En­gin Alan, 11 Şu­bat 2011’de tu­tuk­lan­dı, Si­liv­ri Ce­za­evi’­ne gön­de­ril­di.

Tu­tuk­luy­ken MHP’­den mil­let­ve­ki­li se­çi­len Alan “Bal­yoz Da­va­sı­”n­dan 18 yıl hü­küm giy­di. Si­liv­ri Ce­za­evi­’n­de emek­li Al­bay Er­dal Ak­ya­zan ile ay­nı oda­yı pay­laş­tı. Da­va­la­rı bi­tin­ce iki­si de An­ka­ra Sin­can Ce­za­evi­’ne is­tek­le­ri üze­ri­ne 15 Ocak 2013’te nak­le­dil­di. Soh­be­ti­mi­zde iki ce­za­evi ara­sın­da­ki far­kı sor­duk. En­gin Pa­şa an­la­tı­yor:

‘Sincan’dan memnun’

“Sin­can Ce­za­evi­’n­de her şey­den ön­ce ru­tu­bet yok. 24 sa­at su akı­yor. Ye­mek­le­ri da­ha ka­li­te­li, ay­rı­ca sı­cak ola­rak ve­ri­li­yor. Ör­ne­ğin ön­ce­ki gün ye­mek­te kı­zar­mış ta­vuk, kuş üzüm­lü pi­lav ve tat­lı var­dı. Ba­zen de sev­me­di­ği­miz ye­mek­ler de olu­yor. Ya­ni ida­re edi­yo­ruz. Haf­ta­da 300 li­ra­ya ka­dar şar­kü­te­ri ve ma­nav­dan hiz­met ala­bi­li­yo­ruz. İn­faz Ko­ru­ma Me­mur­la­rı­’y­la so­ru­num yok. Ga­yet iyi ni­yet­li ola­rak ça­lı­şı­yor­lar. Oy­sa Si­liv­ri­’de, bi­ze bi­raz ya­kın­lık gös­te­ren he­men baş­ka bir bö­lü­me alı­nı­yor­du. Sağ­lık hiz­met­le­ri An­ka­ra­’da da­ha iyi du­rum­da. Sin­can Ce­za­evi­’n­de kah­val­tı­lık­lar bir gün ön­ce­den ve­ri­li­yor. Si­liv­ri­’de ol­du­ğu gi­bi Sin­ca­n’­da da çiğ yu­mur­ta ya­sak. Kah­val­tı için yu­mur­ta mut­la­ka kay­na­tıl­mış ola­rak da­ğı­tı­lı­yor. Öğ­le ye­me­ği 12.30, ak­şam ye­me­ği 17.30 ci­va­rın­da ve­ri­li­yor.”

‘Ye­mek yapa­ma­m’

Kar­de­şi gi­bi sev­di­ği Er­dal Al­bay, gü­zel çay dem­li­yor. En­gin Pa­şa­’nın ye­mek işi pek elin­den gel­me­di­ği için bu iş­le­ri de Er­dal Al­bay se­ve se­ve ya­pı­yor. En­gin Pa­şa şöy­le di­yor: “Ha­ya­tım ev­de bark­ta geç­me­di­ği için ben ye­mek pi­şir­mek­ten an­la­mam. Bu iş­le­re ya­ban­cı­yım. Er­dal hal­le­di­yor.”

Sa­de­ce 30 ka­nal var

Sin­can F-1 Ti­pi Ce­za­evi­’n­de mah­kum­la­rın iz­le­ye­bi­le­ce­ği 30 te­le­viz­yon ka­na­lı var. Di­lek­çe­ler ve­ril­miş, ka­nal lis­te­si­ne son ola­rak Ka­nal B, Halk TV, Ulu­sal Ka­nal ve Ben­gü­türk te­le­viz­yon­la­rı da ek­len­miş. Sin­ca­n’­da oda­la­ra en faz­la 10 ki­tap alın­dı­ğı­nı be­lirt­miş­tik. Di­lek­çe üze­ri­ne bu sa­yı şim­di 15 ki­ta­ba çı­ka­rıl­mış.

‘Bir ye­re varılmayacak’

Zafer Partisi Ümraniye İlçe Teşkilatı şehit olan altı askerimiz için yürüyüş.. Zafer Partisi Ümraniye İlçe Teşkilatı şehit olan altı askerimiz için yürüyüş..

En­gin Pa­şa, te­rör­le il­gi­li ge­liş­me­le­ri ya­kın­dan iz­li­yor. “A­çı­lı­m” ko­nu­sun­da şun­la­rı söy­lü­yor: “A­çı­lım­la, ba­na gö­re hiç­bir ye­re va­rı­la­ma­ya­cak. Ken­di­mi­ze şu­nu sor­ma­mız la­zım. Ka­sım ayı gel­di­ğin­de ör­güt ne ya­par? Ör­güt, Tür­ki­ye top­rak­la­rın­da bu­lu­nan un­sur­la­rı­nı sı­nır öte­si­ne çı­ka­rır. Üs böl­ge­le­ri­ni ko­ru­yan bin, bin 500 ki­şi­lik bir güç bı­ra­kır, di­ğer­le­ri gi­der. Şu an­da dı­şa­rı­ya çı­kı­şın de­ğil, içe­ri­ye gi­riş­le­rin dur­du­rul­ma­sı ge­re­ken ay­lar­da­yız.

‘Fa­l mı ba­kacak­lar?’

Tür­ki­ye­’den si­lah­la­rıy­la gi­de­cek un­sur­la­rın sı­nır öte­sin­de is­kam­bil fa­lı­na ba­ka­cak hal­le­ri yok. Ora­da uzun eşek de oy­na­ma­ya­cak­lar. Bir kıs­mı Su­ri­ye­’de PYD’­ye tak­vi­ye ola­cak. Önem­li bir bö­lü­mü de si­lah­lı ve si­ya­si eği­tim­le­ri­ni sür­dü­re­cek ve bek­le­me­de ka­la­cak. Ne za­ma­na ka­dar bek­le­ye­cek? Ana­ya­sa­’da ya­pı­la­cak de­ği­şik­lik­le­ri, ken­di­le­ri­ne gö­re ya­pı­la­cak ana­ya­sa ta­nı­mı­nı gö­re­cek­ler. Va­tan­daş­lık ta­nı­mı, ana dil­de eği­tim, özerk­lik, Ab­dul­lah Öca­lan ve KCK tu­tuk­lu­la­rı­nın ser­best bı­ra­kıl­ma­sı gi­bi is­tek­le­ri­nin kar­şı­lı­ğı­na ba­ka­cak­lar. Bun­la­rı bek­le­me­ye­cek­se, sı­nır öte­sin­de si­lah­la­rıy­la ne­yi bek­le­ye­cek?

‘Na­sıl gü­ve­niyorlar?’

İs­tek­le­ri kar­şı­lan­ma­dı­ğı za­man bu si­lah­lı un­sur­lar ne ya­pa­cak? Kamp­la­rın­dan yo­la çı­kıp Tür­ki­ye top­rak­la­rı­na gi­re­cek­ler. İs­te­dik­le­ri­ni yap­ma­dı­ğın sü­re­ce, bu on­lar için sa­de­ce bir ge­ce­lik iş. Bir ge­ce için­de te­rö­rist­ler ül­ke­mize gi­re­bi­lir. Şim­di Baş­ba­kan ve ba­zı hü­kü­met yet­ki­li­le­ri açık­la­ma ya­pı­yor, ‘Hiç­bir ta­viz­de bu­lun­ma­dık, hiç­bir ko­nu­da söz ver­me­di­k’ di­yor­lar. İş­te bun­la­rı an­la­mak­ta zor­luk çe­ki­yo­rum. Pe­ki, bun­la­rın si­lah­la­rıy­la bir ge­ce gel­me­ye­cek­le­ri­ne na­sıl gü­ve­ne­cek­si­niz? Bu sa­at­ten son­ra bir adım bi­le ge­ri adım at­maz­lar.”

En­gin Alan, si­ga­ra tir­ya­ki­si. Gö­rüş­me sı­ra­sın­da, si­ga­ra­dan söz edi­yor. İki zi­ya­ret­çi sa­lo­nu­nun ara­sın­da­ki ha­va­lan­dır­ma­ya ge­çip bir si­ga­ra iç­me­yi çok is­ti­yor. An­cak, bu­nun ya­sak ol­du­ğu­nu bi­li­yor. Ge­çen­ler­de baş­ka bir tu­tuk­lu­yu zi­ya­ret eden mil­let­ve­ki­li burada si­ga­ra iç­miş. An­cak ken­di­si­ne ce­za da ke­sil­miş.

‘A­teş­ke­s hep boz­uldu’

En­gin Pa­şa, “Te­rö­rist­ler­le tam 30 se­ne sa­vaş­tık. Bu ka­dar kan dö­kül­dü. Bu dö­nem için­de te­rö­rist­le­rin de ba­zı ka­za­nım­la­rı ol­du. Şim­di, si­lah­la­rı bı­ra­kıp mü­ca­de­le­yi si­ya­se­ten yü­rü­te­cek­le­ri­ni söy­lü­yor­lar. Ama bun­la­rın sa­mi­mi­ye­ti yok. Geç­miş dö­nem­de tam 7 kez söz­de ateş­kes ilan et­ti­ler. Her se­fe­rin­de ateş­ke­si kan­lı ey­lem­ler­le boz­du­la­r” di­yor.

Ölürüm de beni çıkarın demem

Engin Alan, 28 Şubat Soruşturması kapsamında 70’in üzerinde emekli ve muvazzaf askerin tutuklu olduğunu hatırlatıyor. Bunların bazılarının yaşları ve sağlık durumlarının cezaevinde tutulmaya uygun olmadığını belirtiyor: “Bu yaşta hapis olan insanların yaşları gereği büyük sağlık sorunları da var. Bazıları 80 yaşında. Bu insanlar nereye kaçacak? Tutuksuz yargılansa ne olur? Her biri bu ülkeye hizmet etmiş insanlara bu zulüm niçin? Şunu belirteyim, ben kendim için kimseye ‘Beni çıkartın’ demem. Ölürüm de, bunu söylemem. Burada bol spor yapıyorum. Her branştan doktorumuz da var. Cezaevinde yatmayı da bir vatan görevi olarak kabul ediyorum.”

 Ada­le­te olan inan­cı­mı kay­bet­tim

En­gin Ala­n “Bal­yoz Da­va­sı”n­da 18 yıl ha­pis ce­za­sı­na çarp­tı­rıl­dı. Sah­te CD’­ler­den söz edi­yor, ola­yın ina­nıl­maz bir bi­çim­de çarp­tı­rıl­dı­ğı­nı, fark­lı yön­le­re çe­kil­di­ği­ni an­la­tı­yor. Na­sıl bir hak­sız­lık­la kar­şı kar­şı­ya bu­lun­duk­la­rın­dan söz eder­ken si­nir­le­ni­yor ve şun­la­rı söy­lü­yor: “Bal­yoz Da­va­sı­’nı ta­rih mut­la­ka ya­za­cak. Davadaki tu­tum yü­zün­den hu­ku­ka olan inan­cı­mı kay­bet­tim. Ada­let duy­gum yok ol­du. Ar­tık mem­le­ket­te ada­let ol­du­ğu­na inan­mı­yo­rum. Bu ka­dar bü­yük hak­sız­lık ola­maz.

‘BDP’li kadar olamadım’

28 Şu­bat So­ruş­tur­ma­sı kap­sa­mın­da ifa­de için çağ­rıl­dım. ‘De­lil yok’ denilerek tu­tuk­lan­ma­dım. Sav­cı iti­raz et­ti bu kez tu­tuk­lan­dım. Bir ha­kim tu­tuk­la­mı­yor, bir ha­kim ay­nı dos­ya­dan tu­tuk­lu­yor. Bu na­sıl ada­let?”

“Bal­yoz Da­va­sı”­nın ge­rek­çe­li ka­ra­rı için ne­ler di­ye­ce­ği­ni sor­du­ğu­muz­da, En­gin Pa­şa, “Ge­rek­çe­li ka­ra­rı oku­ma­dım. Ha­kim­le­re de söy­le­dim; bu ül­ke­de ben, BDP’li Se­ba­hat Tun­cel ka­dar ola­ma­dım. Bun­dan son­ra­sı hi­ka­ye­dir. 2007 yı­lın­da Se­ba­hat Tun­ce­l’­i, mil­let­ve­ki­li ol­duk­tan son­ra ser­best bı­ra­kan ay­nı mah­ke­me, be­ni bı­rak­mı­yor.”

Kaynak:Sozcu

Editör: TE Bilisim