ABD, Fransa ve İngiltere'nin Suriye'de kimyasal silah kullanıldığı gerekçesiyle sabah saatlerinde yaptığı saldırının ardından, Esed Halep’i kaybederse Şam’ın küçük mahallesindeki muhtar hükmüne düşecek deniliyor. Esed’in elinde kayda değer hiç bir yer kalmayacağı iddia ediliyor. Halep’te çok ciddi bir mücahit potansiyeli olduğundan bu gençler hepsi Halep’te olası bir zaferde,  diğer cephelere dağılıp rejimin bitişini hızlandıracak söylentileri dolaşıyor. Savaşın seyrini etkileyecek en önemli gelişme Halep’in durumuna bağlı olarak şekillenecek mi?

Savaş bittiğinde Halep’i büyük ihtimalle Suriye’nin başkenti olarak görme ihtimali var. Hürriyet ve İnkılabın kalbi Halep’tir ve sanayi, sanat, kültür, tarih ve insan kalitesi olarak Halep başkent olmayı fazlası ile hak eden bir kenttir.

ABD ve Müttefiklerinin son füze operasyonu, Suriye’deki savaşın seyrini çok etkiler mi?. Belirsizlikler ve her geçen gün büyüyecek mi? Ortadoğu’daki Kaos dışarıdan ithal sorunların iç bünyede yol açtığı tahribat sonucu IŞİD ve YPG de dâhil tüm terör unsurları, bu ikiyüzlülüğün bakiyesi olarak kalmaya devam edecek mi?

Bölgede  IŞİD’ ve PYD nin yaydığı korku, bölgeyi yeniden dizayn edenlere hizmet ettiğini ve  bu işten en büyük payı alan ülke ABD olduğunu bilmeyen yoktur..

ABD Genelkurmay Başkanlığı sözcüsü Kenneth Mckenze, tüm hedefleri vurduklarını iddia ederek yeni saldırı hazırlıklarının sürdüğünü söylüyor.

Rusya, ABD'nin füze saldırısının ardından Suriye'nin hava savunma sistemini güçlendireceğini açıkladı ve koalisyon güçleri ile hava güvenliğini sağlamak için kurulan iletişim kanallarını dondurma talebinde bulundu.

İran Dışişleri Bakanlığı, ABD, İngiltere ve Fransa'nın Suriye'nin başkenti Şam'a gerçekleştirdikleri saldırının süreci değişmeyeceğini hatta daha karışık bir hale geleceğini ifade ediyor.

Ankara Esad’a net tavırlı, kimyasal silahların kullanımını öteden beri net bir şekilde kınıyor.

 

Oyun içinde kirli  Oyunlar var; TÜRKİYE kendine yönelik çok açık tehdide karşı Afrin’e bir harekât yaptığında, Sivil kayıp olmaması için kendi kayıplarının artmasını göze almış ve sivil kayıpsız bir harekât gerçekleştirmişti..

Buna karşın tüm dünyadan “Harekâtı durdurun” diye tepkiler gelmiş, gösteriler yapılmış, dünya medyası Türkiye’yi hedef almıştı.

Uluslararası anlaşmalarla yasaklanmış silahları ABD, İngiltere, İsrail, kullanmakta tereddüt etmiyor, dünyadan çıt çıkmıyor.  ABD ve Müttefikleri, bu hareketin Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları ihlaline karşı yapıldığını iddia ediyor. Suriye'de iç savaşın başladığı 2011 yılından bugüne kadar ise 330 bini aşkın insanın öldüğünde ve göçe zorlandığın da  bu uluslararası yasalar rafa mı kalkıyor, Duma’da  can veren  70 kişi için insan hakları savunucusu olunuyor

Böylelikle meselenin insan hakları olmadığını bir kez daha anlamış oluyoruz.

Suriye ve Irak’ta terör için savaşan  Amerika, Foreign Policy Dergisi’nde yayımlanan iddiaya göre, Suriye’de DEAŞ’a karşı PKK/YPG ve benzer terör örgütlere 700 milyon dolarlık silah yollamıştı. Pentagon’un “eğit-donat” projesi Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Hareketi ile çökmüştü, yetmedi yeni programa göre seçilen gruplara daha ucuz, “Sovyet tarzı” silahlar vermişti.

Sonuç :Suriye’de karmaşa büyür ve bölünme kaçınılmaz olur mu?,

 Esed’in düşerse, hem IŞİD hem de PYD ve benzeri örgütlerin de sonu olur mu?

Türkler kakafoniyi sona erdirmelidir! Türkler kakafoniyi sona erdirmelidir!

 Bu örgütlerin varlık sebebi Baas rejimi olduğu unutulmamalıdır. PYD ve Baas , Kürt, Arap ve Türkmenler arasında ayrımcılık tohumları ekti. Nefret ve öfke duygularının kabarmasına sebep teşkil ettiler. Bu çok tehlikeli bir gelişmeydi. Tahribatı büyük oldu ve kapanması zor olacak.

Ortadoğu’ daki kaos küresel gücün besin kaynağı olabilir mi?

Ortaya çıkan manzara uluslararası güçlerin iki yüzlü tavrının bir sonucumudur?

Acaba Başta ABD olmak üzere,  Esed’den vazgeçmedi mi,  halen Esed’i desteklemeyi sürdürüyor olabilir mi!!!

Fahri Yağlı  
(Strateji Uzmanı/Öğretim Görevlisi)

Editör: TE Bilisim