Gitgide daha fazla göze batar hale gelen, kalitesizliğin egemen olduğu yorumcular kervanının ortak özelliği, iktidarın gündeme hediye ettiği hukuk dışı uygulamaları hararetle savunmak oldu. Üstelik bu iktidar yandaşlığını yaparken, son derece hoyrat tavırlar sergileyerek, haktan ve hukuktan nasibini alamamışlığın tezahürlerini insanlarımızın gözünün içine soktular.
Öyle bir algı oluştu ki, herhangi bir tartışma programına bunlardan bir kaçını seçmeyen programcının mesleği tehlikeye girecekmiş gibi oldu.
Bu kalitesizlik, bir müddet içinde moderatörlerin çemkirilmesini getirdi.
Ahmet Hakan da bu duruma daha fazla dayanamayanlardan.
İşte yazısının o bölümü:
Rubil Gökdemir önceki gün şunları yazmıştı:
KIYMETLİ DOSTLARIM;
TV ekranlarını bir kaç aydır işgal eden, sayıları iki elin parmaklarını geçmeyen ve isimlerinin ardında"hukukçu", "gazeteci" ve "siyasetçi" sıfatını taşıyan zât-ı muhteremlerin; âkıl ve mantık dışı beyanlarını dinledikçe ve sergiledikleri pişkinlikleri seyrettikçe saçımızı başımızı yoluyoruz maalesef. Sahi, bu insanlar nasıl oldu da son bir kaç ay içinde TV'ler tarafından keşfedildiler..?
Öncelikle "birey" olmayı bile başaramamış bu tetikçilerin; bilhassa artık tartışma konusu olmaktan bile çıkmış olması gereken "HUKUKUN TEMEL İLKELERİNİ" tam bir biâtçılıkla eğip bükmeleri karşısında nasıl bir tepki göstereceğimizi bile bilemiyoruz.
Muhataplarına; Lütfen bizleri toplu hipnoz seanslarına dâhil ederek, âkıl sağlığımızla daha fazla oynamayınız..!
Özetle, Türk televizyonları hiç bu kadar fikrî sefalet yaşamamış, hiç bu kadar kabileleşme girdabına düşmemiş ve bu kadar çok sayıda kifayetsiz muhterisi bir araya toplayamamıştı.
ALLAH SONUMUZU HAYREYLESİN...!!
Rubil Gökdemir
Editör: TE Bilisim
