"19 HAZİRAN'DAN SONRA BAŞLAYAN HUKUK KİRLİLİĞİ; BİZİM DIŞINDA OLDUĞUMUZ TARAFLARI HUKUKİ BİR KAOS ORTAMINDA YÜZ YÜZE GETİRECEK GİBİ GÖZÜKÜYOR"
"Üzülerek söylemek isterim ki; bu kurultay, Genel Merkez'in yönetim üslubuna yöneltilmiş tenkit konularını içeren her tavrın hakim olduğu, ben merkezli oligarşik bir şova dönüştürülmüştür" diyen Sazak, şunları kaydetti:
"Hukuk dilinin, sevgi dilinin, gönül dilinin 19 Haziran Tüzük Kurultayı'nda hakim kılınamamış olması, bütün kalbiyle 'yenilenme' isteyen samimi Ülküdaşlarımızı yaralamıştır. Bu fotoğrafı önceden görmüş olmanın beni sevk ettiği endişeler ve ilkelerim adına bu kurultaya katılmadığımın bilinmesini isterim. Bölünme ya da ihraç tehdidiyle bloke edilen değişim isteklerinin başarıya ulaşma şansı yoktur. Umut ederim ki; 19 Haziran'ı yapan irade, önümüzdeki süreçte aklı-selim ile hareket eder ve davamızı bulanıkhukuki süreçlere mahküm etmezler. Bütün kalbimle biliyor ve inanıyorum ki; Ülkücü Hareket'in gönül otağı hiçbir Ülkücüyü dışarıda bırakmayacak kadar geniştir. Dün olduğu gibi bugün de hiçbir ayrışmanın vesilesi olmayacak, hiçbir gizli gündemin figüranı olmayacağız. Bir olacağız, biz olacağız. Bugün Türkiye'nin geleceğinin, Ülkücü Hareket'in öze dönüşünde tecessüm edeceğini unutmak yanlıştır. 19 Haziran'dan sonra başlayan hukuk kirliliği; bizim dışında olduğumuz tarafları hukuki bir kaos ortamında yüz yüze getirecek gibi gözüküyor. Bu gönül insanları; kendi geleceğini, kurulu düzenin mahkeme kapılarında tek sıra dizilerek aramayı hak etmiyor. Onun için yaşayıp, onun için öldüğümüz bayrak; Ülkücü Hareket'in ufuk bayrağı, Türkiye'nin geleceğidir. Bugün tasfiye ya da bölünme tehdidiyle bloke edilmek istenen bu gelecektir."
Editör: TE Bilisim
