Saatler sonra enkaz altından kurtarılan bebekler Saatler sonra enkaz altından kurtarılan bebekler
 Sakarya girişinde yüzlerce araçlık konvoyla karşılanan Sinan Oğan, kendisini karşılayan ülküdaşlarıyla beraber konuşma yapacağı salona geldi.

Burada yaptığı konuşma da "Milliyetçi Hareket Partisi’nin 14 senedir bu ülkeye yalanı dolanı yandaşlığı getiren, içerde ve dışarda ükenin itibarını yerle bir eden, işçiyi köylüyü çiftçiyi perişan eden, yıpranmış bu iktidar karşısında, Milliyetçi Hareket Partisi’nin bir duruş bir iktidar alternatifi koyması gerekir ve bunu koyamamıştır dedik. Ardından malumunuz ihraç mekanizması devreye sokulmuştur" diyen Sinan Oğan: "Şimdi burada sayacağım sebeplerle partimizden ihraç edildik.
İhraç sebebimiz neden İstanbulda HDP’nin gerekiyor diye itiraz etmemiz. Kalmadıda biz yalan mı söylüyoruz arkadaşlar.


İhraç gerekçemiz, Fransa’da 24 Nisan’da “Ermeni soykırımı yoktur Türk soykırımı vardır” dememiz.
İhraç sebebimiz, Almanya’da Duisburg Ülkü Ocakları ile birlikte büyük bir konvoy düzenleyerek” Avrupa Türklüğü Milliyetçi Hareket Partisi’ne oy vermeye gidiyor” diye konsolosluğa konvoy düzenlememiz ve orada konferans vermemiz.
İhraç gerekçemiz, Facebook’da yapılan bazı yorumlara müdahale edememiz. Dikkatinizi çekerim günde bin, bin 500 yorum yazılıyor. Bunan müdahale edebilmek için facebook’un başında yatıp orada kalkmamız gerekiyor" açıklamasında bulundu. 


"Şimdi diyeceksiniz ki Sayın Genel Başkan Adayı konuya neden buradan girdiniz" diyen Sinan Oğan: "Çünkü bu süreçlerden geçip geldik, O An gelecek dedik, çoban ateşini yaktık. Diğer arkadaşlarımızda bizden sonra bu sürece dahil oldular, “Bugün Kurultay, Yarın İktidar” dedik ve o an geldi. O an geldi Sayın Genel Başkanımız, Milliyetçi Hareket Partisi’nin 10 Temmuz’da seçimli kurultaya gideceğini ilan etti. Bu Milliyetçi Hareket Partisi için dönüm noktasıdır. Şuan biz tarihe tanıklık ediyoruz. Milliyetçi Hareket Partsi içerisinde, parti içi demokrasi mücadelesi başlattık. Allah’a şükür buna nail olduk ve Ülkücülere yakışır bir olgunlukta Cennet Mekan Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in ifade ettiği “ülkücü, ülkücünün kardeşidir” düsturu içerisinde kurultayımızı gerçekleştireceğiz" dedi. 
Sinan Oğan: "Bizim bu demokrasi mücadelemiz Türk Siyasi Tarihi’nde diğer partilere de örnek olacaktır, bu ülkede parti içi demokrasiyi gerçekleştireceğiz ve bu bizim aynı zamanda ülkedeki demokrasiyi hayata geçirme noktasında da gücümüz kuvvetimiz olacaktır. Bugün Türkiye’de demokrasi sorunu varsa bunun sebebi ülkede parti içi demokrasinin olmayışıdır. MHP’nin 10 Temmuz’da Sayın Genel Başkan’ın açıklamış olduğu genel başkan seçimli kurultayı yapabilmek için biraz tenik bilgi vermem lazım" diyerek şunları kaydetti:
"Değerli arkadaşlarım Tüzüğümüzün 63. Maddesinin 4. Fıkrasına göre bizim önce tüzüğümüzü değiştirmemiz lazım. Biz bunun için zaten 6 aydır mücadele ediyorduk, imza topluyorduk ve 15 Mayıs’ta biz bunun için Ankara’ya toplandık ve 10 binler orada kurultay istediğini ifade etti ve o gün oraya ülkücüler geldiği içindir ki, Yargıtay’da adaletli bir karar verdi ve Sn. Genel Başkanımız’da Ülkücüler kurultay istiyor sözüne nihayet ikna olmuş oldu. Ancak burada bir teknik sorun var bizim seçimli kurultayımızı olağanüstü şekilde gerçekleştirmek mümkün değildir. Bunu için önce tüzüğümüzü değiştirmemiz gerekir. Tüzüğümüzü değiştirebilmek için Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi, Çağrı Heyeti olarak delegelerimizin içerisinden olan 3 değerli arkadaşımızı görevlendirmiştir. Bu arkadaşlarımız bütün süreci başlatmıştır. Önümüzdeki günlerde muhtemelen pazartesi günü Çağrı Heyeti üyelerimiz bir araya gelecektir ve tüzük kurultayımızın tarihini ve yerini açıklayacaklardır. Elbette yetki ve taktir Çağrı heyetimizdedir. Çağrı heyetimiz artık gücünü Türk Mahkemelerinden alan  resmi bir kurumdur. Çağrı Heyeti bu görevini yamadığı taktirde suç işler. Çağrı heyetinin bu görevini yapmasını engellemek isteyenlerde suç işler, bu vesile ile çağrı heyeti bu görevini yapacaktır" 
"O kadar çok mahkeme dedik ki dilimize dolandı. Bu vesile ile hareketimizi mahkemelerden kurtarmamız lazımdır. Bize yakışır bir olgunlukta kurultaylarımız gerçekleştirmemiz lazım. Bunun için iki kurultay yapma zorunluluğumuz vardır" diyen Sinan Oğan: "Çağrı Heyetimiz eğer 10 Temmuz olarak tarih belileyecekler ise bu tarihten en az 15 gün önce ve Pazar gün olması gerekmektedir ve taktir Çağrı Heyetinden olmak kaydıyla ben tavsiyemi söylüyorum. Allah nasip ederse 19 Haziranda Ankara’da önümüze demir bariyerleri kurdukları yerde tüzük kurultayımızı yapacağız. Ondan sonra ise bize yakışır bir olgunlukta  adaylar olarak şuan sanırım sayısı 6 oldu daha da yükselebilir, tabi bu camianın adaylarıdır bu yarışa gireceğiz belki 10 aday, 12 aday olarak gireceğiz emin olun ki oradan tek bir aday olarak çıkacağız. Bütün herkesi kucaklayacağız. Bu dava bizimdir, bu parti bizimdir" açıklamasında bulundu.
Sinan Oğan: "Bugün burada çok kıymetli il başkanlarımız, ilçe başkanlarımız, belediye başkanı adaylarımız, delegelerimiz, ocak başkanlarımız, kadın kolları başkanlarımız, kardeşlerimiz büyüklerimiz burada bu davaya hizmet vermiş, gönül vermiş herkes burada ve buradaki kıymetli hazirun’un önünde belirtmek isterim ki hiç kimse bizden bir ayrılık beklemesin. Hiç kimse düşünmesin ki, bunlar birbirine düşecek bunlar kavga edecek, bunlar ayrışacak, bunlar şu olacak bu olacak. Asla buna müsaade etmeyeceğiz. Biz Ülkücüyüz ve Ülkücü ülkücünün, öz kardeşidir" diyerek: "Elbette her aday neden beni seçmelisinizi anlatacaktır. Bun yaparken de ötekiler kötü ben iyiyim şeklinde bir propaganda tarzı benisemeyecektir. Ülkücüye yakışan öteki kardeşlerini karalayarak değil, kendinde varsa bir meziyet onu burada ifade ederek. Delegelerin ülkücülerin gönüllerini kazanmaktır. Gönül isterdik ki bugün burada çok kıymetli il başkanımız da, ilçe başkanımızın bir kısmı burada ama tamamı burada olsun. Resmi bir süreç artık başlamıştır. Salı günü itibari ile artık biz remen genel başkan adayıyız ve bütün adaylar sadece sizlerin değil. İl başkanımızın, ilçe başkanlarımızın tüm teşkilatlarımızın ortak adayıdır. Ancak bir hususun altını çizeyim biz Sakarya programını yaparken bu resmi süreç dediğimiz, Yargıtay kararımız ve Sayın Genel başkanımızın kurultay yapılsın sözünden önce bu süreç başladığı için biz bu organizasyonu il başkanlığımız ile yapamadık. Bunu dışında herhangi bir gerekçe yoktur" açıklamasında bulundu. 
Sinan Oğan: "Sakarya ülkücü harekete can vermiş, kuvvet vermiş bir ildir. Sakarya aynı zaman da Türkiye’nin bir kopyasıdır. Türkiye’nin belki de bir minyatür halidir. Sakarya’ya baktığınızda aslında Türkiye’yi görmek mümkündür. Sakaryada her kesimden insan vardır, her coğrafyadan insan vardır. Sakarya’da bir birlik bütünlük var ise, hiç kimse Sakarya’nın Türkiye’de bu birlik ve bütünlüğünü bozamıyorsa emin olun Türkiye’nin hiçbir yerinde bozamayacaktır. Ancak Sakarya’nın da bir mahsumluğu, bir garipliği var. Sakarya’nın da bir sahipsizliği var sanki. Sakarya kendi kendinin sahibidir bunda hiç şüphem yok tabi ama birde siyasette temsil noktasında Sakarya’da bir sıkıntı var" dedikten sonra şunları kaydetti:
"Bu ülkede iktidar olmak hele hele 14 sene tek başına iktidar olduktan sonra neredeyse bu şehrin 5,6,4 gibi büyük çoğunluk vekilliğine sahip olmak, büyükşehir belediyelerine sahip olmak her baba yiğide nasip olmaz ama AKP’ye nasip olmuştur. Daha doğrusu siz Sakaryalılar olarak Ülkücü camiayı söylemiyorum elbette, Sakaryalılar AKP hani meşhur bir söz vardır ya “ ne istediniz de vermedik” diye hatırlarısınız o sözü. Şimdi o sözü Sakarya için kullanalım: ne istediler de verilmedi. Büyükşehir belediyesi verildi, belediyeler verildi, vekilliğin çoğu verildi. Eee size ne verdi bu iktidar. Gelin onu konuşalım bu iktidardan siz alacaklısınız. Bu iktidar 14 senedir sizden alıyor ve bu iktidar 14 senedir size borcunu bir türlü ödemiyor. Eğer öyle olmasaydı Milliyetçi Hareket Partisi’nin yapmış olduğu yeni kenti sahiplenirdi. Onunla Adapazarı arasında Milliyetçi Hareket Partisi’nin projesi olan Sayın Başkanımız da burada hafif raylı sistemi şimdiye gerçekleştirmiş olurdu. Vagon fabrikası Sakarya’nın en büyük nimetlerinden biriydi, birilerine peşkeş çekildi. Biz raylı sistemler, hızlı trenler konuşurken Sakarya’daki vagon fabrikasının bir yıldız gibi parlaması gerekirdi. İşsizlikten Sakarya’dan göç etmiş insanlarımızda yüksek maaşlarla orada istihdam edilmiş olurdu."

Editör: TE Bilisim