Karşıyaka Platformu’nun düzenlediği ‘İzmir Buluşmaları 1- Siyaset-Hukuk-Basın Etkileşimi’ paneli Karşıyaka Opera Sahnesi’nde yapıldı. Cumhuriyetin Kuruluş Felsefesi ve Yargı konulu Avukat Murat Ergün’ün yönettiği oturumda Ergenekon davası avukatlarından Celal Ülgen konuştu.

Avukat Celal Ülgen, Kürt sorununu çözümüyle ilgili anlaşmaya 1-2 yıl önce varıldığını, imzaların bile atıldığını öne sürdü. Ülgen, “Türkiye’de adına ister ‘PKK’, ister ‘Abdullah Öcalan’, isterse ‘Kürt sorunu’ deyin, bugünlerde çözümü konusunda bir anlaşma yapılıyor gibi gösterilmeye çalışılıyor. Aslında anlaşma 1-2 yıl önce yapılmış. İmzalanmış. Şimdi işin martketing, pazarlaması yani toplumun alıştırılması kısmı yapılıyor. Yapılan anlaşmanın topluma kabul ettirilmesi ve iktidarda bulunan siyasi partinin olumsuz etkilenmemesi için parça parça toplum alıştırılıyor” dedi.

Bu sürecin diğer adım ve altyapılarının da olduğunu belirten Avukat Ülgen, birincisinin Ergenekon davası olduğunu, ikincisinin Balyoz Davası ve askerin tasviye edilmesi, yan davalar Balyoz, Kafes, Oda Tv, İzmir’deki askeri casusluk davaları olduğunu söyledi. Ülgen, bu davaların hepsinin Türkiye’nin yeniden yapılandırılması için altyapı hazırlığı olduğunu belirtti. Ülgen, paneli izlemeye gelenlere Balyoz davasındaki deliller arasında yer alan CD’lerin sahte olduğunu kanıtladıklarını ancak, mahkemenin dikkate almadığını söyledi. Örnek olarak sanıklardan Süha Tanyeri’nin elyazısı olduğu belirtilen CD’yi salondaki ekranda gösteren Ülgen, yaptıkları araştırmalar sonucu Tanyeri’nin farklı belgelerden alınan yazılarındaki harflerin kopyalanarak CD üzerine aktarıldığını söyledi. Mahkeme’ye pek çok konuda itiraz etmelerine karşın taleplerinin kabul edilmediğini belirten Ülgen, “Mahkeme’de bir redmatik var. Tüm talepleri bunun için sokuyorlar. Mahkeme başkanı itirazlarımıza sadece bakıyor. Ayrıca, bizim mahkeme aralarında aramızda yaptığımız konuşmaları da dinleniyor” dedi.

Ümit Özdağ ‘Türk Çernobili’ diyerek faciaya karşı böyle uyarmıştı: Acil durum ilan edilmeli Ümit Özdağ ‘Türk Çernobili’ diyerek faciaya karşı böyle uyarmıştı: Acil durum ilan edilmeli

Can Ataklı ise, basında yer alan ve hükümetin de kullandığı ‘İmralı’yla görüşmeler’ tanımlamasına tepki gösterdi. Ataklı, hükümetin terörist liderle görüştüğünü açıkça dile getirmediğini söyledi.

Editör: TE Bilisim