Bu milletin aileden başlayarak değerlerini korumakta acze düşersek ölüsünde, dirisinde, düğününde, derneğinde yaşanan töre örf adet gelenek A’ dan Z’ ye ne varsa hayatımızdan çekersek her türlü toplumsal felakete maruz kalırız. Hayatın her alanında uygulamakla mükellef olduğumuz varlık kaynağımız olan değerleri etkisiz itibarsız modası geçmiş muamelesine maruz bırakamayız
Hayatımızın içinden asırlardır süzülüp gelen milli değerleri azgın tek dişi kalmış küresel medeniyet değerlerine yem ettirmemeliyiz. Hiç kimseye kendi milletine ait yaşantıyı aşağılayacak, kendi kendini inkar edecek, bir hakkı kendinde bulamaz.  Buna Dünya'da hiç kimsenin ne hakkı nede haddi olmalıdır.  Bu millet aile değerlerini edep adap ve ahlaki hayatından çekerse kültürünü koruyamazsa sünneti ve Müslümanlığını korumakta acze düşer.
Türk milleti kendisi ve irtibatta olduğu tüm milletlerden edindiği kültürel potansiyeli, tarihi imparatorluk haklarının zemini olan kültürel birikimini kompleksiz kendi değer yargılarının özünü koruyarak,  bir büyük birlikte yaşama kültürü emsalsiz bir insanlık kültür ve medeniyet modeli olmuştur.
Türk milleti kurduğu tüm devletlerde ve otoritesi altında olan milletlere, millet olarak ne dilimizi, ne kültürümüzü, ne hayatımızı nede dinimizi asla dayatmamıştır. Böyle olsaydı üç kıtada bugün Türkçe konuşulur, herkes zoraki Müslüman ve Türk olurdu. İnsanı yaşatmayı ve onun özgürlüğünü temel alan anlayış kurulan tüm devletlerde odak ve temel felsefedir.
Bugün dünyayı tek renge boyayan kendi hayat tarzını insanlığa ulaşılacak alternatifsiz tek model ve merhale olarak sunan küresel emperyalistlerin bu milletten öğrenecekleri çok büyük dersler vardır. Kurtuluş ve çekilen sancılar Türk milletinin tarihler boyu ortaya koyduğu en insani modelin anlaşılması, evrensel mesajının güne uyarlanması ve aktarılması ile insanlık ancak nefes alır.
Küreselleşme adına tek dilin, tek dinin bir küresel kültür modelinin hegamonik doğal yayılma alanı olmamalıdır. Bu hakkı kendinde gören derin anlayış insanlığı adım adım felakete doğru sürüklüyor. Dünyada tüm milletlerin tarihi kültürel değerleri yaşamalı dünya her milletin bütün renk ton ve güzelliklerinin sergilendiği çiçek bahçesi olmalıdır.
Dünyayı tek renge tek kültür ve medeniyete mecbur etmek yaratılış gerçeğine ihanettir. Her milleti bu küresel imtiyazlı gücün yaşaması için humuslu yaşama alanı yapmak çevresel ekolojik ve kültürel felakettir. Dünya tek ritme, sese, renge mecbur edilemez. Tüm nağmeler ezgiler ezilmişlikler yaşama alanı bulmalı kendini fark ve ifade ettirebilmelidir.
Evrensel ortak değerler mahalli milli değerlerle kılcal damarlar ve ağaç kökleri gibi milletlerin değerlerinden beslenmelidir. Bir çiçekle ne bahar nede yaz olur. Tüm milli değerler dünya milletlerinin korunması gereken ortak milli kültür mirasıdır.
Milletleri sarsan küresel kültür istilasın karşı savunma nasıl yapılır? Milli devlet dönemi bitti diyen, yeni ırkçı etnik özel görevli, içten ve dıştan nemalanan beslenen fitnecilerdir. Bu yaklaşım, milli devlet dönemi bitti ifadeleri, Türk milletini tasfiye planının yeni adı değil midir?
Yeni savaşın hedefi; milletleri sosyo psikolojik ve kültürel asimilasyonla değiştirilip dönüştürülerek yok etmektir. Artık savaş hayatın her alanında sistematik ve planlı toplumsal mühendislik projeleri ile ambalajlanarak sinsice kültür ve inanç değerlerinin imhası ile karşı karşıyayız.
Her cepheden psikolojik bir saldırı ile teslim olmaya zorlanıyoruz. Evlatlarımızı sokakta TV başında internette dayatılan hayatı yaşamaya teslimiyete mecbur ediyorlar. Bu çok kalleş ve kahpece devam eden anlaşılması anlatılması çok zor bir süreçtir.
Adeta toplum uyuşturulmuş, içi boşaltılmış özünden uzaklaştırılmış dini referansla maskelenmiş, her türlü operasyona acımasızca maruz kalmıştır. Bu süreç acilen gerçek dindarlar tarafından sorgulanmazsa toplumsal felaketin boyutları acı sonuçlara yol açacaktır.
Yeni işgal zihinlere yönelerek insanlar adeta mankurtlaştırılarak ülke tedricen istila ediliyor. Duygu ve düşüncelerimize vurulan zinciri kıran yeni büyük bir zihin inkılabına ihtiyaç vardır. Batı karşısında ayaklarımızın bağını çözen aşağılık kompleksinden kurtulmadan ayakta kalamayız. Kendimize geleceğiz Türk kültür ve medeniyeti hem milletimiz hem de insanlık için ufuktan pırıl pırıl güneş gibi doğacaktır.