Partili cumhurbaşkanlığı ülkeye huzuru, refahı ve barışı getirecekmiş. Bu açıklamalar daha ileri noktalara taşınarak terörle mücadeleye de sihirli değnek olacakmış denilmektedir. Hükümet sözcülerinden Bakanlara, Başbakana, Cumhurbaşkanına kadar bu söylemler dile getirilmekte ve havuz medyası da her zaman olduğu bu açıklamalara amigoluk yapmaktadır. Hakikatten durum böyle midir? Eğer söylenenler doğruysa neden olağanüstü durumu devam ettirerek adeta yangından mal kaçırırcasına her türlü baskıyı (bu arada valisinden kaymakamına, diyanetinden cami imamına kadar kamu görevlileri birer hükümet sözcüsü gibi davranmaktadır)kendileri gibi düşünmeyen gruplara, muhalefete uygulamaktadırlar.

Partili cumhurbaşkanlığı yani bütün yetkilerin tek kişide toplanması ülkeye çağ atlatacakmış(!)

Oysa AKP iktidarının ülkeyi 15 yıldır yönettiği ve son döneminde tek kişi ile hukuk kuralları çiğnenerek yönetildiği herkesin bildiği bir gerçektir. Hal böyleyken neden başkanlık sisteminde ısrar edilmektedir? Yine iddia etikleri konularda başarıyı bir yana bırakın ülkeyi nasıl oldu da felaketin eşiğine getirdiler? Bunun daha hesabını vermeden başka felakette yelken açtılar.

Diğer yandan tek kişi yönetiminin karar almada ve uygulamalarda daha hızlı davrandığı ifade edilmektedir. Parlamenter sistemde, bürokrasi ve hukuk engellerinden dolayı yapılması gerekenlerin de yapılmadığını, dahası hızlarını kestiği dillendirilmektedir.

Ortak akıl, istişare, toplumsal sözleşme olan Anayasa ve hukuk kuralları bu beylere göre hantal ve keyfi uygulamaların önünde en büyük engelmiş. Anlaşılan modern devletten anladıkları keyfiliktir.

Oysa durum hiçte bu beylerin anlattığı gibi değildir.

Eğer parlamenter sistem tam çalıştırılmış olsaydı, AKP iktidarı tek kişinin isteği ile Oslo’da başlayıp Sur sokaklarında isyana dönüşen sözde çözüm süreci ihaneti hatasını işlemez ve bine yaklaşan şehit vermezdik.

Eğer parlamenter sistem tam çalıştırılmış olsaydı, “tek kişinin” dindar nesil diyerek feto terör örgütüne Türk devletini teslim etmezdi ve 15 Temmuz darbe teşebbüsü ile milletimiz devletini sokaklarda toplamak zorunda kalmayacaktı.

Eğer parlamenter sistem tam çalıştırılmış olsaydı, Türk’e karşı kini olan tek kişinin, Türk milletinin kanıyla mührünü vurduğu aziz vatan topraklarından Türk izini silemezdi.  

Eğer parlamenter sistem tam çalıştırılmış olsaydı, tek kişinin sahte ümmetçilik hayalleri uğruna Suriye’de Türk devleti bir bataklığa saplanmayacak ve 4 milyon mülteciyi ülkeye alarak 25 milyar dolar para harcanmayacaktı.

Eğer parlamenter sistem tam çalıştırılmış olsaydı, tek kişinin hatası sonucu yüzlerce terörist sorgusuz, sualsiz kevgire dönüşen sınırlardan ülkeye giriş yapmayacak ve onca bombalanma sonucu vatan evlatları şehit düşmeyecekti.

Eğer parlamenter sistem tam çalıştırılmış olsaydı, moderniteden, realite ve rasyonel düşünceden mahrum tek kişinin takıntıları sonucu, eğitim sistemimiz bu kadar laçkalaşmayacak, birkaç nesil yok olmayacaktı.

Eski ATO Başkanvekili Mehmet Aypek koruması tarafından öldürüldü Eski ATO Başkanvekili Mehmet Aypek koruması tarafından öldürüldü

Eğer parlamenter sistem tam çalıştırılmış olsaydı, tek kişim arzuları uğruna ortaöğretim ve yükseköğretim bu kadar niteliksiz hale gelmeyecekti.

Eğer parlamenter sistem tam çalıştırılmış olsaydı, tek kişinin özlemi olan Ortadoğu bataklığına saplanmayacaktık.

Eğer parlamenter sistem tam çalışmış olsaydı, mezhep- tarikat mantığından kurtulmayan zatın, insanımızı küçük öbeklere ayrıştırmasına fırsat verilmeyecekti.

Parlamenter sistem millet iradesinin temsilde adaletli şekilde meclise yansımasını sağlamaktadır. Bütün toplumsal grupların mecliste olması hem toplumsal sözleşmeyi güçlendirmekte, hem de sokaklardaki potansiyel enerjinin oluşmasında denge görevini üstlenmektedir.

Parlamenter sistem, ideolojik yapılaşmayı gevşeterek ortak aklın oluşmasına zemin sağlamaktadır. Toplumlarda uç düşüncelerin torpillenmesini ve ortak paydalarda buluşulmasına yardımcı olmaktadır.

Parlamenter sistem, özgürlükçü, insan haklarına dayalı ve farklılıklara tahammülü sağlayan bir sistemdir.

Parlamenter sistem, diktaya, baskıcı yapıya müsaade etmeyen günümüzün gelişmiş modern toplumlarının yönetim biçimidir.

Partili cumhurbaşkanlığı ya da başkanlık sistemi Güney Amerika, Afrika, Ortadoğu ve bazı Orta Asya ülkelerinin yönetim biçimidir.  Yani örnek alacağımız ülkeler, Angola, Mozambik, Kongo, Sudan, Suriye, Şili, Guatemala gibi üçüncü dünya ülkelerinin diktayla, darbeyle, isyanla sürekli boğuştuğu, milyonlarca insanın katledildiği ülkelerdir. Ne Türk milleti ne de Türk insanı bu çağdışı üçüncü dünya ülkelerinin dikta yönetimini hak etmiyor.


Editör: TE Bilisim