Türkiye’de asker ve polise yönelik PKK saldırıları arttıkça, İngilizler ellerini ovuşturuyor. Öyle ki Times gazetesi,  “Kürt intihar saldırısı Türkiye’yi iç savaşa daha da yakınlaştırdı” diyebiliyor. Haberde şehit olan Mehmetçikler arasında Kürt kökenli olanların da bulunduğu, anne ve babalarının Kürtçe ağıtlar yakarken, evlerine Türk bayrağı çekerek evlatlarını karşıladığı bilgisine hiç yer verilmiyor ama bol bol PKK propagandası yapılıyor!
PKK’nın gerçek niyetinin de Times’ın dilek ve temennilerini gerçekleştirmek olduğuna dair yeni veriler var. Odatv’nin haberine göre PKK’nın Avrupa’daki yayın organı Yeni Özgür Politika’da farklı bir isimle yazan Duran Kalkan, HDP’ye “halkın içine çekilme” çağrısı yaptı!
HDP Milletvekili Altan Tan ise Zaman gazetesi muhabirinin, PKK’nın neden AKP iktidarının işine gelecek adımlar attığına dair sorusuna, “Bakın istihbari bilgiye sahip değilim ama halk arasında bir kanaat var; efendim HDP, Tayyip Erdoğan’ı başkan yaptırmadı ama böyle giderse Kürt siyaseti Tayyip Erdoğan’ı başkan hatta sultan yapacak. Kurulan bu tezgâh bu şekilde devam ederse ‘HDP şiddeti destekliyor, PKK şiddetten vazgeçmiyor’ algısı üzerinden Erdoğan’ın çizdiği tablo devam ederse korkarım ki Erdoğan başkan olur”  diye cevap verdi.
* * * 
Geçici hükümetin artık milletvekili olmayan sözcüsü Bülent Arınç ise “Şu anda biz hangi partiyle koalisyon kuracaksak kuralım Çözüm Süreci masanın üzerinde olacaktır ama ismi dahil yöntemleriyle, yönüyle, varacağı noktayla işi yeni baştan ele almaya mecburuz”  dedi.
Arınç, herhalde  “Hükümet çocuk mudur ki her zaman aldatılıyor, kandırılıyor?” eleştirilerine cevap vermiş olmak için HDP’lileri suçlayarak  “Biz burada iyi niyetle pek çok şeyi yaptık ama onlar üzerlerine düşen hiçbir şeyi yapmadılar. Bizi aldatmış kabul edebilirler, biz kendimiz aldanmadık. Her şeyden haberimiz vardı. Ama 78 milyon insanın hatırına, Türkiye’nin hatırına bir gün bu iş çözülecek diye ümitle bekledik. Kandil’den bağımsız bir politika güdemiyorlar” gibi sözler de söyledi!
İyi ama zaten AKP iktidarının muhatabı, Oslo’da doğrudan PKK değil miydi? Habur rezaletinde AKP’nin muhatabı doğrudan PKK değil miydi? Dolmabahçe görüşmesine HDP katılmış görünse de “mutabakat metni” ni Abdullah Öcalan hazırlamamış mıydı? Her şeyi biliyordunuz da HDP’nin Kandil-İmralı-MİT üçgenine sıkışmış, kendi iradesi zayıf olan bir siyasi varlık olduğunu bilmiyor muydunuz?
Üstelik Kandil’in iradesinin de Tayyip Erdoğan’ın “üst akıl” dediği iradenin elinde olduğunu bilmiyor muydunuz?
MİT, PKK’nın iplerinin kimin elinde ve  “üst akıl” ın kim olduğunu size hiç söylemiyor mu?
* * * 
Hatırlayalım! Bugünkü MİT Müsteşarı Hakan Fidan, “koordinatör ülke” temsilcisinin çağrısıyla Oslo’da masaya oturduğu PKK sözcülerine, özetle, “İmralı’da Sayın Öcalan’la bir araya geldik. Fakat ona şunu söyledik, biz Türkiye’deki siyasi rejimi ve şartları dikkate aldığımız zaman şu an hiç kimsenin özellikle sayın başbakanın çıkıp böyle bir şeyi ifade etme şansı yok. Ben kendisine (Erdoğan’a) tüm çıplaklığıyla anlattım. İmralı’daki çözüm iradesini, olaya iyi niyetle yaklaşımını, Sayın Öcalan’ın yıllar içerisinde oluşturduğu düşünsel evrimi, ulaştığı sonuçları, bölgeye yönelik, ülkeye yönelik vizyonunun yüzde doksan, doksan beş oranında kendi çizdiği vizyonla nasıl örtüştüğünü de anlattım” demiyor muydu?
Neymiş? Tayyip Erdoğan ile Abdullah Öcalan’ın vizyonları yüzde 95 oranında örtüşüyormuş! O vizyonun ne olduğu, konuşmada kısmen var!
Yaa... Bunları da bilmiyor muydunuz?