Şerefli Duruş; Dikkatli Muhalefet


Bazı havuz yazarlarının MHP’de statükodan yana görünmesinin sebebi, MHP’nin AKP’ye yaranması değil, paralele karşı dik durmasıdır.

Çünkü bir süredir havuzun birinci önceliği “paralel karşıtlığı”dır.

Yani burada, havuzun başında durup da “sizi daha çok seviyorlar – bizi daha çok seviyorlar” diye bağrışmanın bir anlamı yoktur.

Onlar ne sana ne bana… AKP’ye çalışırlar!

MHP’nin bir süredir yaptığı “dikkatli muhalefet”in birden çok makul sebebi vardır:

Birincisi, hükümet, Mehter marşıyla ve Bozkurt selamıyla PKK’nın üzerine gitmektedir. Nihayet bizim tezlerimiz uygulanırken ve her gün şehitler verilirken kayıtsız kalmak ya da el ayak soğutmak “önce ülkem ve milletim” düsturuna aykırıdır.

Bu şartlarda söylemlerimizin, diğer muhalefet partilerinden farklı ve moral verici olması bir taviz değildir.

Siyasi partiler açılır, kapanır, yenisi kurulur, siyasi tercihler değişebilir. Ancak alttaki kültürel doku yüzlerce yıl değişmez.

MHP’nin iktidar yürüyüşünde (büyük oranda) AKP’yle aynı kültürel tabana hitap ettiği unutulmamalıdır.

Bundan 66 yıl önce DP’yi 408 sandalyeyle iktidar yapan bu taban, 27 Mayıs darbesinden sonra büyük dilimi Adalet Partisi’nde kalmak üzere parçalanmıştır.

1965’te “% 52,9″la; 1969’da “% 46,6″yla Menderes’ten kalan oy potansiyelini koruyan merkez sağın Adalet Partisi, 1973 seçimlerinde ilk kez CHP’nin gerisinde kalmıştır.

1973 seçimlerine hemen hemen tek parça giren Sosyalist Enternasyonal üyesi CHP “% 33,3” oy alırken “Sağ” bölünmüş, AP “% 30″un altına düşmüş; Demokratik Parti “% 11,9” MSP “% 11,8” CGP “% 5” MHP ise “% 3,4” oy almıştır.

1974’te Türk Ordusu Kıbrıs’a çıkarken, Ecevit’i MSP’yle koalisyon kurmak suretiyle Başbakan yapan ilginç aritmetik budur.

“Karaoğlan”ın Kıbrıs rüzgârıyla girdiği 1977 Seçimlerinde aldığı oy ise “% 41,4″tür!

1957’yi egale eden bu oran, CHP’nin “demokratik” seçimlerde aldığı en yüksek oydur.

CHP’ye “bakanlık vaadiyle” yaptığı 13 milletvekili transferiyle 226’yı aşırtan bu skor, aynı zamanda 1978’de başımıza, bugün HDP’leşmiş olan “Kürtçü Sol”la işbirliği halindeki CHP iktidarını bela eden skordur.

1977 Seçimlerinde Merkez Sağ tabana hitap eden AP “% 36,9” oy alırken MSP “% 8,6” MHP ise “% 6,4” oy almıştır.

AP’yi tek başına iktidar olmaktan eden seçmen kitlesi işte ideolojik çizgisi giderek keskinleşen bu “% 15″in içinde kalmıştır.

İtiraf ediyorum meğerse kürtmüşüm! İtiraf ediyorum meğerse kürtmüşüm!

PKK’nın 1978’de CHP iktidarı zamanında kurulduğunu ve halen Türkiye’nin bir numaralı sorunu olduğunu düşünürsek, keyfi nostalji yaptığımız şüphesine kapılmayız!

MHP’nin yükselişi AP’yi iktidardan eden bir paradoksa yol açmış; ancak Demirel bundan rahatsız olmamıştır.

Çünkü 1960’tan sonra tanklarla, 1968’den itibaren de militan solla takviye edilen CHP, sokaklara ve üniversitelere hâkim olduğunda sağcılara adım atacak yer kalmayacaktır.

Bu yüzden Adalet Partisi “Milliyetçi Cephe”lerde ve dışardan destekli azınlık hükümetlerinde MHP ile dayanışma içine girmekten kaçınmamıştır.

Merhum Başbuğ da, Solun “Halkların kardeşliği” sloganıyla etnik sınıflaşmaya ve sosyalist enternasyonalizme yelken açtığı bu yıllarda merkez sağ tabana yakın kalmayı yararlı bulmuştur.

Çünkü “ülkü gömleğini giyip, şehadet şerbetini içmeyi göze alabilen” eski DP’lilerin ve AP’lilerin çetin ceviz evlatları, MHP’li olmaya başlamıştır. MHP hızla büyümektedir.

MHP’nin ilk gelişme evresi “sağ-sol çatışması” olarak şöhret bulan Marksist saldırganlıkla aynı zamanda yaşandığı için CHP tabanındaki vatanseverler, partiyi kızıllara kaptırmamak için olsa gerek yerinde sebat etmiştir. Evladı MHP’li olan CHP’liler daha azdır; fakat kalıcı ve özlüdür.

Bugünün parti genel başkanları ve yönetim kadroları, genellikle o dönemde yetişmiştir.

AKP’nin “% 50″ye varan oy diliminin içindeki “% 15″lik alan, MSP oyudur.

“% 5” de soldan gelmiş oy ise “% 30″luk “iktidar umudu veren” taban, MHP’ye akışkanlık kültürü ihtiva eden “merkez sağ” oyları ifade etmektedir.

İşte MHP’nin elindeki % 12’ye ilave ederek iktidar arayışı içine gireceği taban, bu tabandır.

Öyleyse MHP’nin, bu tabana asla ulaşamayacak bir CHP gibi soğutan, nefret ettiren ve militanlaştıran söylemlerle gönüllere girmesi ve iktidar olması imkânsızdır.

Esasen merkez sağı, Erbakan’a doğru iten etken, askeri darbelerden ve anarşizmden beslenen CHP zihniyetidir.

MHP’nin iktidar yolu, 1970’lerden beri dost ve müttefik olduğu bu % 30’u kazanmaktan geçmektedir.

Eğer iktidarı makul, mantıklı ve şerefli yollardan arayıp bulamazsanız, eskiden askerlerin yaptığı gibi şimdi de yeni vesayet merkezlerinin tanzim operasyonlarına açık hale gelirsiniz.

Öyle anlıyoruz ki; MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin şerefli duruşunda, politik vizyonunda bu rakamlar, bu mazi görüntüleri ve bu bilinç mevcuttur.

Çünkü O, Türk Milliyetçilerinin “ham hum şaralop” diye karambolden iktidara gelemeyeceğinin 47 yıldır farkındadır.

ŞÜKRÜ ALNIAÇIK

Editör: TE Bilisim