Öte yandan da Euro’nun da 3,61’e kadar çıkması endişelerin daha da üst seviyelere çıkmasına ortam hazırladı. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci konuyla ilgili olarak, "Türkiye'nin dövize müdahale edecek bir ekonomik endişesi yok. Merkez Bankası'na bu şekilde bir karar dikte etmek gibi anlaşılabilir." dedi.
Daha önce isabetli öngörüleriyle Türkiye’nin gündemini belirleyen Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Adayı Sinan Oğan, bir analizinde krizin adım adım yaklaştığını belirterek, çözümün adresini de gösterdi.
Oğan krizin yanı sıra dış politikayla ilgili de önemli değerlendirmelerde bulundu.
Sinan Oğan gündem yaratacak tespitlerini şöyle ifade etti; “Türk ekonomisi maalesef ki, ciddi kriz sinyalleri vermektedir. Doların hızlı yükselişi ile siyasi istikrarsızlık görüntüsü bunda etkili olmuştur. Türkiye yatırım yapılabilir ülke görünümünden hızla uzaklaşmakta ve mevcut yabancı sermaye de çıkış imkanı aramaktadır. Türkiye’de yaşanan darbe girişimi, sonrasında başkanlık arayışları ve tek adam rejimine gidiş çabası bunda etkili olmuştur. Ancak konu sadece Türk iç siyaseti ile ilgili değildir. İçerisinde bulunduğumuz bölgedeki jeopolitik gelişmeler de bunda ciddi etkendir. Bununla beraber uygulanan dış politika yanı başımızdaki jeopolitik gelişmeleri doğru öngörememekte ve doğru yönetememektedir. Türkiye’nin giderek AB’den ve batıdan uzaklaşır görüntüsü ile özel şirketlerin giderek yükselen borçları da ekonomik krizi tetiklemektedir. Türkiye’yi Cumhuriyetle beraber yüzünü döndüğü batıdan koparıp Rusya-Çin-İran eksenine oturtmak ne ekonomimize ne de demokrasimize çare olmayacaktır.
Batı bütün olumsuzluklarına, PKK’ya ve FETÖ’cülere destek vermesine rağmen Türkiye’nin önünde demokrasi örneğidir. Türk demokrasisine ne Rusya, ne Çin ne de İran doğru örnek teşkil edemez.
Türk tipi demokrasiyi ise bu meclis getiremez. Petrol fiyatlarının düşük seviyede seyretmesi Türk ekonomisine nefes aldırsa da ihracatta yaşanan daralma ciddi sıkıntı oluşturmaktadır. Doların yükselişinin hız kesmesi öngörülebilir gelecekte çok mümkün gözükmemektedir. Ekonomik kriz ise adım adım yaklaşmaktadır.
Meşhur kuraldır. Para ancak kendisini güvende hissedeceği limanlara gider. Bir diğer konu da Şanghay İşbirliği Örgütü’ne girme arzusuna yönelik açıklamalardır.
Öyle anlaşılıyor ki, ayaküstü verilen bu ifadeler yeterince hesaplanamamıştır veya bunlar Şanghay İşbirliği Örgütü’nü yeterince tanımıyor. Şanghay ile NATO aynı anda olmaz. Bunlar birbirlerinin alternatifleridir. Dolayısıyla AB ile müzakereleri durdurmak yetmez.
Eğer Şanghay işbirliği örgütüne girecekseniz NATO’dan da çıkmanız lazım. Ayrıca Şanghay’da olup Doğu Türkistan nasıl söyleyeceksiniz? Şanghay’da olup Kırım, Karabağ, Türkmen demeniz Rusya’ya rağmen ne kadar mümkün olacak?”
(Kaynak: Haberanaliz)
Editör: TE Bilisim
