Çoğunuzun bildiği gibi üç dönemdir MHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Üyesi olarak görev yapıyorum.
Ancak MHP'de yaşanan kongre tartışmalarında, mahkemenin verdiği karar ve nerede ise delegenin %50'sinin talebi üzerine, 19 Haziran 2016 tarihinde yapılan olağanüstü kurultayın, meşru ve hukuki olduğu gerekçesi ile kongreye katıldım.
Bu tarihten sonra MHP'nin hiç bir MYK toplantısına davet edilmedim... Bunu kamuoyu ile kol kırılır yen içinde kalır mantığı ile hiç paylaşmadım.
Şimdi Türkiye ateş çemberinden geçerken, hali hazırda Konya'da yapılan MYK toplantısına da davet edilmedim.
Bir Türk Milliyetçisi, yurtsever, vatansever veya ne derseniz deyin ülke sevdalısı bir insan olarak gidişata sessiz kalamam ve hiç bir zamanda kalmadım.
Atatürk, Birinci Dünya Savaşı'nın sonlarında, 20 Eylül 1917 tarihinde Sadrazam ve İçişleri Bakanı Talat Paşa ile Başkomutan Enver Paşa'ya bir rapor gönderir ve Osmanlı'nın acı halini ve çözüm tekliflerini bu raporda belirtir.
Bu rapora göre; halk ile yönetim arasında bağlar sarsılmış ve ülke bir anarşiye sürüklenmiştir. Mülki idare tam bir acz içinde olup, rüşvet, yolsuzluk ve vurgunculuk olarak almış başını gitmiştir. Yargı işlememekte, ekonomi her geçen gün çökmektedir. Saltanat her an yıkılabilir, ordumuz ise büyük bir dağınıklık içindedir...
Atatürk bütün bunlara rağmen ümitsiz değildir. ancak doğru tedbirleri almak ve uygulamak gereklidir. Bunları ise siyaseti, hükümeti ve orduyu güçlendirmekten başlayarak, adaleti tesis etmek, ekonomiyi iyileştirmek, ihmal ve suistimalleri azaltmak, askeri politikamızı bir savunma politikası haline getirmek ve memleket sınırları dışında ordunun tek bir neferini bırakmamak olarak yorumluyordu.
Bugün Türkiye, Atatürk'ün teşhis ettiği sorunlarla yüz yıl sonra yeniden boğuşmaktadır.
Aynı veya benzer tedbir ve çözümlerin, uygulanması gerekmektedir.
Mevcut iktidar ve onun başı, bunları yapacak durumda değildir. Sorunların bir sebebi de zaten bizzat onlardır.
Artık bir şeyler yapma zamanıdır! Türk Milletinin bizlerden bir beklentisi ve kötü gidişatı önlemek için çalışın çağrısı vardır. Bunu görmek, hissetmek ve duymak gereklidir.
Bu nedenle Türk Milletinin önünde bir umut olarak duran Meral Akşener'e, karınca misali destek olmak amacı ile onun Çanakkale gezisine katılıyorum.
İnşallah Türk Milleti “hayırlı bir sonuç” alacaktır.
Gayret sizden, bizden takdir Yüce Allah'tandır.
Selam ve saygılarımla...
Av.Özcan PEHLİVANOĞLU Türk Milletinin Bir Evladı...
Editör: TE Bilisim
