YSK resmen ilan etti: Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi YSK resmen ilan etti: Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi
 YENİDEN BAŞLAMALIYIZ…
Ergenekon’dan ilk defa çıkar gibi, “ilk defa şahadet getirir gibi”, ilk defa aşık olur gibi; YENİDEN…
Yesevi Ocağından nefes tazeleyip; Yunus’un sinesinde yeniden gövermeliyiz.
Bacıyan-ı Rum tekkesinde ateşi yeniden ocağa sürüp; Abdalan-ı Rum tekkesinde yeniden asa kuşanmalıyız.
Türkiye iyiye gitmiyor ve bizim kültür damarlarımıza dönmekten başka çaremiz yok.

Dışarıda kimsesiziz; içerde kininden din yontmuşların siyaset mezhebine rızamız yok.
Yapayalnız bir ülkeyiz; sosyal bağlarımız gevşetilmiş, dimağımız kuşatılmış durumda.
İnanç kumaşımıza atılan "laylondan teyelleri" söküp atmak zorundayız.
Beynimize vurulan prangaları sökmek, vicdanımıza atılan betonu kırmak zorundayız.
Türkiye iyiye gitmiyor ve bu ülkenin bizden başka kimsesi yok.

Yesevi ocağında hârını bulan meşaleyi yeniden Ahlat’a taşımak zorundayız.
Yeni Söğütler, yeni İstanbullar, yeni gönüller; kızıl elmamız olmalı.
Senelerdir din maskesi altında idrakimize geçirilen Kuran’sız sözümona Müslümanlığın pespayeliğinden kurtulmak ve Kuran’ın İslam’ına sarılmak zorundayız.
Türkiye iyiye gitmiyor ve bu ülkenin bizden başka rüya göreni yok.

Kültürümüzün beslendiği kadim damarlara dönmek, Maturidi düşünce geleneğinin akıl sahasına inmek zorundayız.
Omzumuzda bir kurşun kalemle bu ülkenin geleceğine, güzel yarına; yeni sesler, yeni erdemler, yeni kültür örgüleri taşımalıyız.
Türkiye iyiye gitmiyor ve bu ülkenin bizden başka zincirlerine itiraz edeni yok.
Ne olacaksa, ne yapılacaksa, hangi rüya görülecekse BİZ OLACAK, BİZ YAPACAK, BİZ GÖRECEĞİZ.
Bugünün gittikçe kompleksleşen handikaplarını kadim kültürümüzün adalet, ahlak ve estetik sahasında yeniden yorumlamak; bizi geleceğe taşıyacak Türk’çe bir üslubu yeniden inşa etmek zorundayız.
Yeniden başlamak zorundayız. Zira bu ülkenin bizden başka Türk’çe düşüneni, Türk’çe konuşanı, Türk’çe hayal edeni yok. 

Kültürel envanterimizi önümüze koymak, sanatın gönderine Türkçe’nin  bayrağını çekmek ve gelecek tasavvurumuzu aklın sahasında yeniden test etmek zorundayız.
İlk defa Ülkü Ocağı’na girer gibi, ilk defa Türk Bayrağını görünce ıslanan bir göz gibi, ilk defa semaya açılan bir el gibi; kendi iman ve ahlak coğrafyamızdan yeniden yeşermek, yeniden başarmak zorundayız.
Bugünün meselelerinin sosyal bilançosunu önümüze koymak ve yarın hayalimizin akli matematiğini ortaya koymak zorundayız. Senelerdir içeriği çalınan, Müslüman maskesiyle çalınan kutsallarımızı yeniden ulvi makamlarına taşımak ve uğruna ödenecek bedele hiçbir rantiyeci cetvelinde karşılık aramadan bir insanlık telakkisini ortaya koymak zorundayız.
Türkiye iyiye gitmiyor ve bizim bizden başka sarılacak kimsemiz yok.

Çocukları için, tabiatın tabiatı için, hayatın hakikati için sarılacak insan sıcaklığı arayan insanların İNSANI olmak zorundayız.
Çocukluk defterine fethedeceği ülkelerin, daha doğrusu gönlünü fethedeceği insanların resmini çizen Fatih Ata gibi,” bizler bid’at bilmez Müslümanlarız korkumuz yok, pervamız yok” diyen Alparslan Atamız gibi, “hayattaki yegâne üstünlüğüm Türk olarak doğmaktır.” diyen Mustafa Kemal Atatürk gibi ve Başaracağız, başaracağız, başaracağız diyen Başbuğ Alparslan Türkeş gibi… kim bilir Ruhi Kılıçkıran gibi yeniden başlamamız gerekiyor. Uğruna sayısız kere öldüğümüz bu ülke için yaşamayı öğrenmek; erdemli bir hayatı, Türk’çe bir hayatı, mümince bir hayatı göndere çekmek zorundayız.
Türkiye iyiye gitmiyor ve bu ülkenin, bu geleceği çalınmış ülkenin, bu milli dokusuna göz dikilmiş ülkenin bizlerden başka rüyası yok.

(Alıntı)

Ek Not: Yazının Ülkücü camianın değerli isimlerinden Süleyman Servet Sazak'ın paylaşımından alındığı anlaşılmıştır.

Editör: TE Bilisim