Öncelikle yeri gelmişken, böyle akıl dışı bir gerekçe olamaz.
İnsanlar kararlarını karşısındakine göre değil, kendi mantık değerlendirmelerine göre verir.
PKK sana "Türk" diyor, ne yani sen "hayır Türk değilim!" mi diyeceksin? Böyle saçmalık olmaz.
Bir hatırlatma daha yapalım.
2010 referandumunda PKK ve BDP ne karardalardı? Sandığa gitmeme kararı almışlardı.
Fakat bu bir oyundu. Onlar sandığa gitmeyince BDP'nin aldığı %6.5 luk oy, evet oylarını yarının üzerine taşımıştı. Eğer sandığa gidip de "hayır" ya da "geçersiz" oy verselerdi bütünün yarısını geçemeyen teklif kabul edilemeyecekti. Kabul edilemeyince ne mi olacaktı? Yargı bağımsızlığı bugünkü kabusunu yaşamayıp, yakalanan PKK'lılar affedilmeyecekti. Adına çözüm süreci denilen ihanet süreci yaşanmayacaktı.Çünkü bağımsız Cumhuriyet Savcıları görevde olacaktı.HSYK baskısına alınmayacaklardı.
PKK'nın sandığı boykot etme kararı bizzat İmralı'da böyle ince bir strateji ile kararlaştırılmıştı. Ne "evet" denilerek AKP'nin milliyetçi tabanı kaybedilecekti, ne de "hayır" denilerek gizli anlaşma tehlikeye atılmayacaktı.
Bugüne dönersek; öncelikle PKK'nın hayır dediğine bel bağlamayın, son ana kadar yine gizli pazarlıklar sürecektir. Bunu örneğin bizzat dünkü haberimizde Osman Pamukoğlu söylüyor.
Dahası, PKK'nın ne dediğini de bizzat AKP'nin stratejisti söylemiş. Yalçın Akdoğan AKP iktidarı boyunca AKP liderinin konuşmalarını kaleme alan birisidir. Bakın videoda ne diyor?
Her daim mantığımızı kullanalım.. bırakalım başkaları istedikleri tezgahı kursunlar. Biz kendi kararımızı onlar nasıl diyor bakmadan vermek zorundayız. Net olan bir şey vardır: Bu kadar yetki öz babamıza bile verilmemelidir.! Neticede o da beşerdir.
Editör: TE Bilisim
