Avrupa’nın bir gelişmişlik sırrı hikayesi Avrupa’nın bir gelişmişlik sırrı hikayesi
 NİHAT GÜRER’İ DE EBEDİYETE UĞURLADIK

Kocaeli bir ulu çınarını, Türk milliyetçileri bir bilge büyüğünü kaybetti. Ben de 36 yıldan bu yana ailecek çok yakın görüştüğüm, kendisi ile sohbetlerimden ve istişarelerimden çok şey öğrendiğim bir ağabeyimi kaybettim.

Nihat Gürer içinde bulunduğu imkân ve şartlardan daha büyük etki alanı yaratan bir insandı. Doğuştan lider vasıfları olan karizmatik, baskın karakterli bir kanaat önderiydi.

İçinde bulunduğu şartlar sebebiyle üniversiteden ayrılmak zorunda kalmıştı. Mühendislik, hukuk, tıp gibi bir konuda uzmanlık bilgilerine sahip değildi. Ancak çeşitli kaynaklardan okumak, tecrübeleri ışığında okuduklarından analiz ve sentezler yapmak suretiyle kendi kendisini yetiştirerek “aydın” sıfatını hak eden, “otodidakt” tabir edilen kişilerdendi.

Kendisi ile sohbet eden nice profesörün, önemli devlet adamlarının, tecrübeli bürokratların O’nun konuşmalarını saygıyla dinlediklerini, fikirlerini takdirle karşıladıklarına şahit oldum.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, TBMM Başkanlığı, Bakanlık, milletvekilliği, Valilik vd görevlerde bulunmuş çok önemli zatların kendisine “abi” diye hitap ettiği isimdi. Bulunduğu her mecliste sohbetin seyrini etkileyen, yönlendiren kişi olurdu.

Türkiye’nin ve Türk Dünyasının meselelerini kendine dert edinmiş bir dava ve gönül adamıydı. Hastanede kötü hastalıkla pençeleşirken, ağrılar içinde iken bile sohbetleri daima memleket meseleleri ile alakalıydı.

Stratejik düşünen, büyük meselelerin arka planını ve detaylarını görebilen bir bakış açısı vardı.

Tarihe meraklıydı. Siyasi analizlerini tarihi perspektif içinde yapardı. Belki de bunda kız kardeşi Meral Akşener ve bir kızının tarihçi olmasının bir payı vardı.

Analizlerinde yaptığı tespitleri bıkmadan usanmadan, açık ve berrak bir üslupla anlatmayı severdi. Yazma alışkanlığı edinmemişti. Ama uzun süre sohbet etme imkânına sahip olan dostlarının O’nun anlattıklarından kitap dolusu bilgiler edindiğini, yepyeni bakış açılarına yelken açtığını söyleyebilirim.

İyi bir eş, iyi bir babaydı. Üç kızını çok iyi yetiştirdi. Banu ilahiyatçı, Nihal tarihçi ve Hilal işletmeci olmuştu. Kızlarıyla hep gurur duyardı. Kardeşi Meral Akşener’in yetişmesinde ve siyasetteki başarısında payı çok büyüktü.

Nihat Gürer Kocaeli’de her siyasi görüşteki insanlarla diyalog kurmuş, her kanattan insanların sevgi ve saygısını kazanmış bir müstesna insandı. Cenaze namazına iştirak eden müthiş kalabalık içinde elbette ülkücüler çoğunluktaydı. Çünkü O ülkücü hareketin önemli isimlerindendi. 1980 öncesinin MHP Kocaeli İl Başkanlığını yapmıştı. Ama diğer partilere mensup dostlarının sayısı da hayli fazlaydı.

Arkasında yeri doldurulması güç büyük bir boşluk bırakarak gitti.

Hayatını çok verimli yaşadı. Çok önemli sosyal işler yaptı. Hepsinden önemlisi gönüller kazandı, dostlar biriktirdi.

Arif Nihat Asya’nın deyimiyle O’nun ömrünün “boyu” pek uzun olan olmasa da, “eni” çok fazla oldu.

O’nu kaybedince içimde hissettiğim sadece yoğun bir acıdan ibaret değildi. Asıl hissettiğim her daim güvendiğim, dayandığım, danıştığım, sevdiğim, saydığım bir büyüğümün bıraktığı derin boşluk duygusudur.

Ruhittin Sönmez


Editör: TE Bilisim