İyi Parti'de neler oluyor? İyi Parti'de neler oluyor?
Malatya'da Zirve Yayınevi'ndeki cinayetlere ilişkin davanın 55. duruşmasında mahkeme heyeti, azmettirici sıfatıyla yargılanan Varol Bülent Aral’ın mahkeme başkanına yönelik 'Yıprandınız, davadan çekilin' talebi, duruşmayı uzatmak amacıyla yapıldığı düşüncesiyle reddetti.

        Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, olayın asli faili gençler Emre Günaydın, Salih Gürler, Abuzer Yıldırım, Hamit Çeker ve Cuma Özdemir katılmazken, tutuklu sanık Varol Bülent Aral, Malatya Jandarma eski Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger, Binbaşı Haydar Yeşil, Astsubay Abdullah Atılgan, uzman çavuşlar Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Adil Akçay, İnönü Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ruhi Abat, tutuksuz sanıklar Levent Ercan Gelegen ve Âdem Gedik katıldı.

        Kimlik tespitinin ardından duruşmanın başında söz alan tutukla sanık Varol Bülent Aral, dün ifade veren gizli tanık Adıyaman’ın beyanlarının yalan olduğunu iddia etti.

        Ankara'dan gelen ekip tarafından duruşma salonuna kurulan sistem aracılığıyla dinlenen gizli tanık Adıyaman, sanıklardan eski Malatya Jandarma Alay Komutanı Albay Mehmet Ülger ve Uzman Çavuş Mehmet Çolak'ı çok iyi tanıdığını belirterek, bu ikiliyle operasyonlara katıldığını öne sürmüştü.

        Adıyaman, ifadesinde, “Cinayetlerden bir süre sonra, tarihini tam hatırlamamakla birlikte 2007 yılının sonları olduğunu sanıyorum, Sivas yolu üzerindeki bulunan bir dinlenme tesisinde Mehmet Ülger ve Mehmet Çolak ile görüştüm. Mehmet Ülger, bana, Fatih Hilmioğlu'nun (İnönü Üniversitesi eski rektörü) da sürekli buraya geldiğini, üniversitede başörtüsü yasağı uygulayan biri olduğunu ve öldürülmesi gerektiğini söyledi. Ben de bunun tabancayla olacak iş olmadığını söyleyince, uzun namlulu bir silah ayarlayabileceklerini söyledi. Kabul ettim. Ankara'daki bir subay arkadaşımla konuyu paylaşırken, bu arkadaşım 'sakın böyle bir şey yapma. Ülger, ortalığı karıştırmak istiyor. Bu işe alet olma' diye beni uyardı. Bir süre sonra Mehmet Ülger, Kaleşnikof silahın Adıyaman yolunda bir mağaraya gömülü olduğunu söyledi ve almamı istedi. Bu mağarayı ben, Mehmet Çolak ve Mehmet Ülger biliyorduk. Arkadaşımın da uyarısı ve şüphelerim nedeniyle silahı almadım, sonra da Malatya'dan ayrıldım.” demişti.

        Bir dönem Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) için çalışarak DHKP-C terör örgütü içinde görevlendirildiği iddia edilen Aral, Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa'ya “Mahkeme yönetimini adil bulmadığımdan yargılamadan çekilmenizi istiyorum. Reddi hâkim talebi şeklinde değil ama daha önce söylediklerinize binaen, yıprandığınız düşüncesiyle çekilmenizi talep ediyorum.” dedi.

        Mahkeme Başkanı Kısa da tanıkların da sanıkların da sözlerinin kayıt altına alındığını, daha sonra bunları incelediklerini ve yargılama sonunda karar verdiklerini belirtti. Davayı kimsenin aklında şüphe oluşmayacak şekilde yürütmeyi amaçladıklarını ifade eden Kısa, ayrıca tutukluluk sürelerinin uzamaması için çabaladıklarını söyledi. Daha sonra Aral'ın talebini değerlendiren mahkeme heyeti, Aral'ın, talebinin reddi hakim anlamında olmadığına ilişkin beyanları doğrultusunda, duruşmayı uzatmak amacıyla yapılmış olduğu düşüncesiyle reddedildiğini belirtti.

        RUHİ ABAT İDDİALARI REDDETTİ

        Duruşmada İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Ruhi Abat, 850 sayfalık savunmasını okumaya devam etti. Davanın ikinci iddianamesinde, Zirve Yayınevi’nde cinayetlerini işleyen örgüt içinde kendisine 'akademik sonlandırma' görevi verildiği öne sürülen Abat, iddia makamının tanık İlker Çınar'ın beyanlarına bakarak, kendi ifadelerini gerçek dışı gördüğünü savundu.

        İlker Çınar'dan belge alıp Jandarma Teşkilatı'na servis etme gibi bir işinin hiç olmadığını iddia eden Abat, yazdığı ancak yayımlamadığı hiçbir eserini kimseyle paylaşmadığını öne sürdü. Abat, ''Bilim konusunda pintiliğim vardır.'' ifadesini kullandı.

Editör: TE Bilisim