2004'te "masumiyet karinesi" yok muydu?..

Teferruat üzerinden kavga edip duruyorlar!..
AKP'li 4 eski Bakan hakkında kurulan soruşturma komisyonu ile ilgili haberlere yayın yasağı getirilmesi aslında çok iyi oldu!..
İktidar partisinin bugüne kadar sergilediği iki yüzlülüklerin, sahtekarlıkların, riyakarlıkların ve iğne kendisine battığı zaman nasıl 180 derece çark edebildikleri, gerçek hukuk anlayışlarını ortaya konması açısından son derece çarpıcı bir belge oldu..
İktidarın tüm sözcüleri Meclis tarihinde soruşturma komisyonuna getirilen ilk yayın yasağını hararetle savunuyor..
Böylesi daha önce ne olmuş ne de akıllardan geçmişti..
AKP zihniyetini iyi bilenler için bunda şaşılacak bir husus yok aslında..
Soruşturma Komisyonu Başkanı Hakkı Köylü, "soruşturmanın gizliliğini ihlal edici ve masumiyet karinesini zedeler şekilde yayınlar yapıldığını" belirterek yayın yasağı getirilmesini talep etmiş, ilgili mahkeme de eski Bakanların "kişilik zedelenmesinin önlenmesi şöhret ve diğer haklarının korunmasının sağlanması bakımından" yayın yasağını koyuvermiş.
Pekii!.. Şimdi; AKP'nin ilk iktidar yıllarına dönelim ve o zamanlar devri sabık yaratma çabasıyla yanıp tutuşan ve bir kaşık suda fırtına kopartan AKP'nin icraatlarını hatırlayalım.
Türkiye Halk Bankası'nı zarara uğrattıkları gerekçesiyle haklarında komisyon kurulan eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ve eski Devlet Bakanı Recep Önal, 15 Haziran 2004 tarihinde Yüce Divan'a sevk edildi.
Enerji ve doğal gaz anlaşmalarında Türkiye aleyhine uygulamaların yapılmasına yol açtığı, devlet alım satımına fesat karıştırdığı gerekçesiyle eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer  hakkında komisyon kuruldu. TBMM Genel Kurulu'nda 13 Temmuz 2004 tarihinde yapılan oylamada Ersümer, Yüce Divan'a gönderildi.
Eski Başbakan Mesut Yılmaz ve eski Devlet Bakanı Güneş Taner hakkında Türkbank ihalesine fesat karıştırdığı gerekçesiyle komisyon kuruldu. Yılmaz ve Taner, 13 Temmuz 2004'te Yüce Divan'a sevk edildi.
Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın hakkında ihalelerde usulsüzlük yaptığı, görevini kötüye kullandığı ve mal varlığında haksız artış olduğu gerekçesiyle komisyon kuruldu. Aydın, 9 Kasım 2004'te Yüce Divan'a gönderildi.
Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Yaşar Topçu hakkında Karadeniz Sahil Yolu ihalesinde önceden anlaştıkları bilinmesine rağmen, fiyatları ayarlayarak ve rekabete meydan vermeyerek devleti büyük ölçüde zarara uğrattığı gerekçesiyle komisyon kuruldu. Topçu, 10 Kasım 2004'te Yüce Divan'a sevk edildi.
Anayasa Mahkemesi, TBMM'nin yolsuzluk iddiasıyla sevk ettiği biri başbakan olmak üzere 6 bakan için ceza vermedi. Sadece eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer'e 1 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Ersümer hakkındaki ceza da ertelendi. Eski Başbakan Mesut
Yılmaz, eski bakanlar Güneş Taner ve Yaşar Topçu, 'Rahşan affı' olarak bilinen yasadan faydalandı. MHP'li eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın, DSP'li eski bakanlar Hüsamettin Özkan ve Recep Önal ise beraat etti. MHP'li Koray Aydın 11-0 gibi net bir sonuçla hakkındaki tüm suçlamalardan beraat etti.
Gazeteci olarak o döneme en yakın tanıklık edenlerden biriyim.. Özellikle Koray Aydın'ın şahsında tüm Ülkücülere yönelik bir linç kampanyası yürütülüyordu. Soruşturma komisyonunun AKP'li üyeleri Meclis'te yandaş medya organlarının bürolarını açıktan ziyaret ederek toplantıların hemen ardından "bilgilendirme" faaliyetleri başlıyordu. Aslı astarı olamayan iddialar, sözde belgeler muhabirlere servis ediliyor, gazete genel yayın yönetmenleri telefonla aranarak manşetler için talimatlandırılıyordu. Akşam saatlerinde kafelerde buluşuluyor özel gazetecilere zorluk çekmesin, kopyala-yapıştır daha kolay olsun diye  soruşturma komisyonu haberleri hazırlanmış cd'lerle sunuluyordu. Suçlamalara muhatap olan Başbakan ve Bakanlara söz ve cevap hakkı verilmemesi için sıkı tembihler yapılıyor, Recep Erdoğan'ın gazabına ayrıca dikkat çekiliyordu. Başta Koray Aydın olmak üzere bir devrin Başbakan ve Bakanları yargısız idam ediliyordu. Daha Yüce Divan safhasına geçilmeden hepsinin cezası kesilmişti.
Peki!.. O günkü kanunlar ve de Anayasa bugünkünden farklı hükümler mi içeriyordu?..
Hayır..
Soruşturma komisyonun gizliliği o gün yoktu da bugün mü hasıl oldu?
Hayır..
Ya!..
Masumiyet karinesi,
Kişilik hakları, şöhret ve diğer haklar..
Gazeteler ve televizyonlar vasıtasıyla özellikle Koray Aydın'a karşı yürütülen linç kampanyasının eşi, çocukları ve de yaşlı anne babası üzerinde yarattığı psikolojik travmanın en yakın tanıklarından biriyim. Onlarda gördüklerimle diğerlerinin de yaşadıklarını çok iyi tahmin edebiliyorum.
O günleri bir daha hatırlayın diyorum!..
Hatırlıyor musunuz?..
Kapı gibi beraat kararlarını alan Bakanlardan özür dileyen en azından "yanlış yapmışız", "yanıldık" diyen bir AKP'liyi..
Bugünkü içler acısı tabloya bakıyorum da;
Ey büyük Allah'ım, senin adaletinden sual olunur mu?..