Çözülme süreci

Tayyip Bey, Cumhurbaşkanı olduktan sonra rahatlayacağız zannetmiştik. Tam tersi oldu. Hangi kanalı açsam onlardan biri konuşuyor. Üstelik Başbakan, tıpkı Tayyip Bey gibi konuşurken bağırıp çağırıyor. Öyle konuşmanın daha etkili olduğunu düşünüyor her halde. Bir ara Efkan Ala da öyle konuşmayı denedi, bir daha da denemedi. Hiç kimse Tayyip Bey gibi bağıramaz çünkü.
Çözüm süreci denen nesnenin, artık çözülme süreci haline geldiğini görüyor halk. En son yaptıkları daha doğrusu en son yaptıklarının en sonuncuları olan kanun teklifleri, yenilir yutulur gibi değil. Polis okullarını ve akademilerini kapatıyorlar, buna karşılık esnaf toplantısında esnafa hamaset şırıngası yapıyorlar. Siz şöyle kahramansınız böyle kahramansınız, isterseniz neler neler yaparsınız. Anlıyorsunuz değil mi neler neler yapılacağını. Esnafın okulu yok. Yani sistemli bir eğitim süreci yok. Onun için kapatılacak bir şeyi de yok. Ama polis okulları önemli. Eğitimsiz polis nasıl olurmuş gördük daha da göreceğiz.
.............
Bununla beraber, çözülme sürecinin sallantıları git gide hızlı ses vermeye başladı. İktidara yakın bir STK'nın başkanı bir açıklama yaptı ve aynen şunları söyledi: Güneydoğu'da paralel bir devlet kurulmuş haberiniz olsun.
Beri yanda medya ayağa kalktı. Yok, en son işten çıkartılan Starcılar için değil, konulan yayın yasaklarını protesto etmek için. Biz yasak dinlemeyiz diyen; 4 günlük gazete ve 6 internet gazetesi başını kaldırmaya başladı.
***
Bir yandan borçlanma ekonomisi... Üretim yok, tüketim çok. Bir yandan rant ekonomisi. Kanunsuzluklar üstüne kurulmuş... Türkiye'nin ekonomisi üflesen yıkılacak. Hiç bu hale gelmemiştik. Mamafih böyle bir hale bir kere gelmişti Türkiye. Menderes zamanında, gazeteler yamalı bohça gibi boşluklarla çıkardı. O boşluklar, muhalif yazarların yazılarının konulmadığı yerlerdi. Şimdi de sanırım öyle bir döneme giriyoruz. Gazeteler neredeyse yamalı bohça gibi çıkacak.
***
Her yerde bir problem. Balıkesir'de 6 aydır halk, arsenikli su içiyormuş. Bunu üstelik belediye başkanı açıklıyor. Türkiye, Türkiye olalı böyle şeyler görmemişti.
............
Kılıçdaroğlu, MİT'in partisinin içini karıştırdığını iddia ediyor. MİT yetkilileri buna cevap vermeli. Artık bu kadarı da olmaz. MİT Müsteşarının Oslo'da Sabri Ok'a 'beğenmediğiniz yöneticileri bildirin değiştirelim' dediğini hatırladım. İş buraya kadar geldi. Ama şimdi valiler, kaymakamlar da korkmaya başladı. Çünkü resmi makamlar, jandarmanın ve polisin yaptıkları ihbarlara artık yazılı cevap vermiyorlarmış. Bu, bir korkunun işareti. Ya onlara sorulursa, size yapılmış ihbarları niye değerlendirmediniz diye. Elbet sorulacak.
***
 Türkiye artık başıboşluğun doruğuna doğru koşuyor. Atatürk'ün kurduğu TBMM'de Atatürk'e hakaret ediliyor. Güneydoğu Anadolu'ya isyancıların heykelleri dikiliyor. Gelecek günlerde bunlara açıklama getirilmesi gerekecek. Kaçış yok.