İmralı’daki “Yeni Masa”ya konulanlar!

*  *  *
İmralı’daki masanın tarifi yapılınca insanın aklına ister istemez Edip Cansever’in  “Masa da masaymış ha”  şiiri geliyor. Tabii şiirdeki adamın masaya koyduklarını değil çözüm süreci sahibinin, Oslo, İmralı, Kandil ve Dolmabahçe masalarına koyduklarını hatırlıyorsunuz! Mesela şöyle:
MASA DA MASAYMIŞ HA
Adam iktidar sarhoşluğu içinde 
Masaya Türkiye’nin anahtarlarını koydu 
Güneydoğu’ya PKK egemenliğini koydu!
Adam masaya ordusunu, yargısını, polisini koydu!
Ergenekon’u, Balyoz’u, Casusluk hikâyelerini koydu!
Milletinin bağımsızlığını koydu!
Özerklik sesini, federasyon sesini koydu!
Milletin özgürlüğünü, egemenliğini koydu!
Adam masaya 
Aklından geçen başkanlık heveslerini koydu.
Ne yapmak istiyordu siyasette?  
İşte onu koydu 
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu?
Kimin defterini dürmek istiyordu? 
Adam masaya onları da koydu 
Üç kere üç dokuz ederdi 
Adam koydu masaya dokuzu, ondokuzu... 
Abdülmecit’in Osmanlı batarken yaptırdığı
Dolmabahçe Sarayı gibi Ak Saray’ı koydu!
Sadece çevre düzenine 2.5 milyar vermişti!
Kendi kesesinden değil elbette...
Beş milyon altına malolan sarayda
Abdülmecit altı ay yaşayabilmişti...
İmparatorluk sarayının 285 odası, 33 salonu vardı
Uzandı 1150 küsur odalı Kaçak Saray’dan
Dolmabahçe masasına...
Oslo’yu koydu, koordinatör ülkeyi koydu.
İmralı’yı koydu, Kandil’i koydu!
Rehber edindiği gizli belgeyi koydu.
Adam masaya bütün kinini, nefretini koydu?
Adamın adamları ise
Masaya Allah’ın bütün sıfatlarını koydu!
Cahil bir vatandaş da
Şeyinin kılını koydu!
Masa da masaymış ha 
Bana mısın demedi bu kadar yüke 
Bir iki sallandı durdu, çivileri yerinden çıktı!
Yetmedi, ayakkabı kutularını koydu,
Yatak odasındaki kasaları,
Para sayma makinesini koydu! 
Havuzda toplanıp sıfırlanan paraları koydu...
Parlamenter sistemi koydu, Cumhurbaşkanlığını koydu!
Seçim zamanıydı ya...
Adam masaya yeniden tek vatanı koydu, tek bayrağı koydu!
Milletin birliğini, bütünlüğünü koydu!
Başörtüsünü koydu, İmam-Hatipleri koydu!
“Ne istediniz de vermedik”  dediği...
“Paralel yapı” ile mücadeleyi koydu...
Aslında adam masaya rejimi koydu, Türklüğü koydu!
Adam ha babam koyuyordu.