Ahmet Davutoğlu, kendisini AKP’nin yeni komutanı gibi görmeye ve göstermeye Nisan ayında başlamıştı. Öyle ki sorumluluğun kendisine verileceği öngörüsüyle, 21 Nisan 2014 günü, “Bundan sonraki 10 yılda, hatta yüz yıllar içinde AK Parti kurumsallaşarak devam edecek. Çünkü bu sadece bir siyasi parti hareketi değil, büyük bir tarihi harekettir” diyordu. 
Devletlerin bile birkaç yüzyıl yaşaması zor iken Davutoğlu’nun partisine “yüz yıllar” sürecek ömür biçmesi elbette komikti. Çünkü şu anda bile AKP tesbihinin imamesi kopmuştur! Davutoğlu, partiden uzakta bulunmak zorunda olan eski imame ile tesbihin taneleri arasındaki boşluğu doldurmaya çalışabilir ama nereye kadar? 
***
Davutoğlu, aynı konuşmasında “Horasan’dan başlayıp, Konya’da tohumları ekilen, Selçuklu mirasını burada şekillendiren, Osmanlı ile cihan devleti haline gelmiş olan bu hareket, Türkiye Cumhuriyeti ile istikbalini kazanmıştır. İnşallah kıyamete kadar da durdurulamayacak, engellenemeyecektir” diye AKP’ye neredeyse sonsuz bir ömür tayin ediyordu ama daha dün bir bugün ikiyken, Horasan’dan başlayan o büyük Türk yürüyüşü, Tayyip Erdoğan tarafından “Türk” 
yerine “Türkiyeli” denilererk kesilmek istenmedi mi? 
Türkiye Cumhuriyeti’ne savaş açanlar, Atatürk’ten, İnönü’den, Çakmak’tan, Karabekir’den ve Bayar’dan Dersim meselesinin, bununla yetinmeyip Menemen olayının ve 31 Mart ayaklanmasının bastırılmasının hesabını soranlar, T.C kısaltmasını resmi tabeladen indirenler, Şeyh Sait’in adının, idam edildiği meydana verilmesine imkan sağlayanların Türk Milleti’nin tarihi yürüyüşü ile ne ilgisi olabilir? 
***
Yine Davutoğlu kendi ikballeri ile Türkiye’nin kaderini de birleştirerek “Türkiye’nin kaderiyle AK Parti’nin kaderi artık birbirine paralel seyretmektedir. Birbiriyle doğrudan etkileşim içindedir” diyordu. 
Bir orantı var ama doğru orantı değil, ters orantı!
Tayyip Erdoğan’ın projesi tam anlamıyla uygulamaya geçerse, ortada Türkiye Cumhuriyeti diye bir devlet, Türk Milleti diye bir millet kalmayacak. Bu bakımdan Türk Milleti’nin kaderi, AKP’nin Türk Milleti tarafından bir an önce iktidardan indirilmesine bağlıdır. 
Yoksa 2023’e kalmadan Türkiye Cumhuriyeti ortadan kalkar. 2071’e kalmadan da Anadolu’daki Türk varlığı sona erer. AKP’nin bugüne kadar ortaya koyduğu siyasi vizyonun başarıya ulaşması, böyle bir sonucu getirir! 
***
“Peki ama, böyle bir yapıya Türk Milleti nasıl 21 milyon oy veriyor?” diye 
sorulabilir. 
Aldatma ve kandırma ile...
Türk Milleti kavramını ortadan kaldırmaya çalışan, Türk milliyetçiliğini ayağının altına aldığını söyleyen bir siyasi hareketin lideri, sıra seçimlere geldi mi aniden Türk oluyor, Türklerin tarihi müzik aleti dombra ile müzik yapan bir bestekârın eserini kullanıyor, “MHP’li kardeşlerim” diyerek, daha önce hakaret ettiği Türk milliyetçilerinden bile oy isteyebiliyor. Ve bütün bunları, ABD ve AB’nin siyasi, ekonomik desteği ile yapıyor. ABD, batmış durumdaki Türkiye ekonomisine Körfez ülkeleri üzerinden para pompalıyor, İran üzerinden sürdürülen para trafiğine göz yumuyor ki AKP ayakta kalsın, Büyük Orta Doğu Projesi eş başkanı, kendisine verilen görevleri yapsın! 
***
16 Ağustos Cumartesi günü CHP’nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile ilgili verdiği gensoru önergesi TBMM’de görüşülecek. CHP’nin gensoru önergesinde, “Ülkemizi savaş ortamına sürükleyen ve uluslararası terör örgütlerinin neredeyse bütün illerimizde faaliyet gösterir konuma gelmesine imkan sağlayan; IŞİD’in 11 Haziran 2014’te Musul Başkonsolosluğumuzu basarak Başkonsolos dahil 49 vatandaşımızı rehin alması karşısında TBMM’yi bilgilendirmeyen ve o günden bu yana çelişkili açıklamalar yapan” dediği şahıstan başka AKP tesbihine imame olmaya kim yakışır?