Evlilik aile yaşantıları ve kültürleri farklı olan iki insanın aynı mekânı ve aynı zamanı paylaşmaya başlamasıyla oluşan bir beraberliktir. Evlilik tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok önemli bir kurumdur ve aile olmanın temelidir.  Birbirini seven iki insanın saygı, sevgi, bağlılık, hoşgörü ve en önemlisi karşılıklı güven içinde oluşan beraberlik duygusuyla hayatını birleştirmesi mutlu bir evliliğin olmazsa olmazıdır.  

Evlilikte zaman ilerledikçe pek çok çift çekirdek bir aile olabilmek ve evlat sevgisini tadabilmek için çocuk sahibi olmak ister.  Bence evlilikte çocuk çok önemlidir. Bence çok önemlidir diyorum çünkü bunlar kişiden kişiye değişen konular. Bana göre çocuk yapmayacaksan evli olmanın bir gereği yok yani evli olmak şart değil. Çocuksuz evlilikler benim için iki sevgilinin aynı evi paylaşması gibi. Tabii bu benim fikrim tersini düşünenler de olabilir.

Benim için aile kutsal bir şeydir ve devamlılığı çok önemlidir. Ailenin devamlılığı için de neslin devamı ve çocuk sahibi olmak önemlidir. Eğer evlendiğim kişi çocuk istemiyorsa ama ben istiyorsam ya onunla beraber olmaya devam etmek için çocuk arzumdan vazgeçerim ya da onu bırakıp çocuk yaparım. Ama benim için evlenmek aile kurmak olduğundan çocuk istemeyen biriyle evlenmem.

Günümüzde bazı insanlar bilinçli olarak çocuk sahibi olmak istemiyor. Çocuğun ilişkilerini ve evliliklerini yıpratacağını düşünüp çocuk sahibi olmaktan vazgeçiyorlar. Gerçekten de çocuk doğunca annenin ilgisi ister istemez tamamen çocuğuna kayıyor. Bazı erkekler bunu kaldıramayıp, eşinin ilgisinin her zamanki gibi yine kendi üstüne kalmasını istiyor. Bu biraz erkeğin yapısıyla alakalı bir durum. Dünyanın kendisi etrafında döndüğünü sanan ve sürekli öyle yetiştirilen erkekler bu ilgiyi kaybetmek istemiyor. Tabii bu noktada çiftlerin ortak bir karar alması ve birlikte hareket etmesi çok önemli.

Aslında çocuk sahibi olma kavramı kadınlar ve erkekler için biraz farklı. Kadınlar biyolojik yapıları gereği kendilerini içgüdüsel olarak her an anneliğe hazır hissediyorlar. Erkekler içinse durum farklı. Bir çocuğun sorumluluğunu almak, ona tüm sevgisini vermek erkeklerin zamanla kazandığı bir şey. Gerçekten de annelik hormonal ve içgüdüsel; babalık ise sosyal bir olgu. Annelik doğuştan geliyor; babalık zamanla öğreniliyor. Bir çocuk doğduğunda anne, yavrusunu korumak için elinden geleni içgüdüsel olarak yapıyor; baba ise babalığı zamanla öğrenip; zamanla çocukla kendi arasında bir bağ kuruyor.

En başından beri dediğim gibi bana göre evlilikte çocuk çok önemli. Peki, evlilik sadece çocuk sahibi olmakla mı yürüyor? Bu soruya vereceğim cevap hayır. Çocuk sahibi olmayan ya da olamayan ancak çok güzel bir evliliği olan pek çok çift var. Elbette bunların tam tersi de var. Özellikle sosyal medyanın etkisiyle dışarıdan çok mutlu görünüp ev içinde hiçbir şey paylaşmayan hatta birbirine selam dahi vermeyen pek çok çift var. Kâğıt üstünde evliler ama evde beraber yemek yemiyor, dışarıya birlikte çıkmıyorlar. Hiçbir paylaşımları yok ne mutluluklarını ne de sıkıntılarını birbirlerine anlatıyorlar hatta bazen aynı yatağı bile paylaşmıyorlar. Aralarında sevgi, saygı, aşk diye bir şey kalmamış; evlilikleri bir alışkanlık, bir zorunluluk hâline gelmiş. Kim sorarsa evliler, hatta bazen dışarıdan bakınca çok mutlu görünüyorlar. Bu da demek oluyor ki atalarımızın dediği gibi kimse kimsenin evinin içini bilmiyor. Ne diyelim Allah her şeyin olduğu gibi evliliğin de hayırlısını versin.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!