Kafamızı iki elimizin arasına alıp uzunca düşünmek gerek,
 “Biz bu hale nasıl geldik?” diye…

Teknolojinin tüm hızıyla gelişmesinin yanı sıra insanlara dayattığı hayat toplumumuzu çıkmazlara sokuyor. Teknolojinin zararlarından veya faydalarından ziyade insanları bağımlısı yaptığı hayata dikkat çekmek istiyorum. Teknolojinin bize sunduğu kolaylıklar bize daha rahat ve huzurlu bir yaşam sunması gerekirken bizler aksine her geçen gün daha huzursuz, mutsuz, psikolojik sorunları olan insanlara dönüşüyoruz. Maddi değerlerimiz arttıkça manevi değerlerimizi kaybediyoruz.

Eskiden  yapılan sıcak aile sohbetlerinin yerini baş köşeye koyulan televizyonlar ve ellerimize aldığımız telefonlar, laptoplar aldı. Sonra tüm düşünce dünyamızı ve hayat tarzımızı değiştiren o çok sevdiğimiz, bir bölümünü kaçırmamak için evden dışarı çıkmaya korktuğumuz dizilerimiz başladı. Ve kendi içimize ilk nifak tohumlarını böylece serpmiş olduk. Bizim son derece önem verdiğimiz gerek aile mahremiyetimiz gerek kültürel değerlerimiz televizyon programlarında saygısızca sunularak gözler önüne serildi ve normal bir durummuş gibi topluma empoze edildi.

Özenti bir toplum olmakta hızla ilerlerken adeta gözlerimizi kapatıp bize dayatılan hayatı yaşıyoruz. Bugün dışarı çıkıp birçok işyerlerinin isimlerine şöyle bir göz atsanız çoğunun Türkçe olmadığını göreceksiniz. İlgi çekmek ve farklı olmak için iş yerine yabancı isim verenler kültürümüze nasıl bir balta vurduklarının farkındalar mı acaba?          

Kültür, başka kültürlerden etkilenerek gelişir, zenginleşir. Ancak bunu yaparken kendi öz değerlerimizi yok saymamalıyız. Kültürümüzü  yaşamak ve yaşatmak varken başka kültürlerin etkisine girip benliğimizi kaybetmemeliyiz.

 Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi;  “Bir ulusal eğitim programından söz ederken, doğudan ve batıdan gelebilen bütün etkilerden tümüyle uzak, ulusal kişiliğimiz ve tarihimizle uyumlu bir kültür kastediyorum. Çünkü ulusal dehamızın tam olarak gelişmesi ancak böyle bir kültürle sağlanabilir. Herhangi bir yabancı kültür, şimdiye değin izlenen yabancı kültürlerin yıkıcı sonuçlarını yineletebilir.”

 

Ebru YILMAZ