Ikra’bismi rabbikellezî halak(halaka).

Oku.Rabbinin adıyla ki bütün mahlûkatı yarattı.


Halakal insâne min alak(alakın).


O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı.


ALAK 1-2

Yüce Kuran, ilk ayet. Ne güzel bir öğüt veriyor. Namaz kıl demiyor. OKU diyor. Allah önce insan olmayı öğretiyor. İnsanı tarif ediyor, kitabın yarısından fazlası da bu konuyu işliyor. Önce yaratılışı anlatıyor. Atamız Adem'i anlatıyor, yapılan yanlışı anlatıyor. Affettiğini anlatıyor. Diyor ki Şeytan sizin düşmanınız, bakınız ki, atanızı cennetten böyle çıkardı, size de yaklaşır, aldatır, daha önce yaptıklarından örnek alın, bu kitap öğüt kitabıdır, uyarıyorum sizi, açık gözlü olun da nasihatları dinleyin kaybetmeyin diyor.

Verilen emir açık, ama bizler bu öğüdün neresindeyiz? Okumak, anlamak demek midir? Okumak emri yerine getirmek midir? Okumak ..... neyi okumak? nasıl okumak? Aslında bu ayetlerde, Allah, oku emrinden sonra çok güzel bir konuya da temas ediyor. O seni bir Alak'dan yarattı. Nezdindeki, Biyoloji ilmini vurguluyor. O bilir. İlmin sahibidir. O yüzden teferruata girmek zorunda değildir. O yoktan var eder. Düşünmeliyiz ki, acaba O na kainatı yaratmak mı daha zordur; yoksa, yarattıklarını öldükten sonra yeniden diriltmek mi? Bir zerre den daha küçük, yokluk var ve... hacim yokken kütle sonsuz. milyar kere milyar kere milyar kere milyar kere milyarlar hatta trilyonlarca tonluk bir kütle. Ortada olmayan bir şey var ve ağırlığı sonsuz. O ki yoktan var etti. Yarattıklarını diriltmeye mi aciz? Tabiki değil. Bunları neden söylüyorum. Bir ağaç, düşünelim. Bir çekirdek, yağmur bulutu üzerine su bırakır. O ağaç topraktan tutunur ve büyür, tahta olur. Tahta büyür, yaprak açar, soluyacagımız oksijen üretir. Kökü, toprağı tutar, gölge yapar, meyve verir yeriz, keseriz yakarız, onunla ısınırız, onunla kendimize eşya yaparız. Eğer ki, bir insan kuru çorak ve dümdüz yeryüzüne inseydi ve ona denseydi ki; " Sen maliksin, yaratma kudretin var, hadi yarat." Acaba onun aklına ağaç yaratmak gelirmiydi? Sanmıyorum. Mükemmelliyetçi yanlızca O 'dur.

Ancak Allah her şeyi mükemmel bir şekilde yarattı da; bizim için indirdiği kitabı mı eksik indirdi; Tamamlıyoruz. Şu günah bu günah, böyle yapma, şöyle yapma...!! halbuki bilmiyoruz ki; "GÜNAHIN NE KADAR GÜNAH OLDUĞUNU"


Düşünelim ki; 6235 ayetten oluşan Yüce Kitab'ın ilk 500-600 ayetlerinden sonra Allah namazı ve diğer ibadetleri anlatmaya başladı. nedeni mi? Allah şunu demiş olabilir mi ? "-Önce insan olun" Muhakkak ki O her şeyi bilir ve herşeye Kadir'dir. "Eğer allah Kuran'ı indirmeseydi, insan kendini tarif edemezdi." Kitaplar bütün insanlığa inmekle beraber aslında, indiği kısmın AVAM tabakasına değil de; BURJUVA tabakasına inmiştir. Nedeni ise ÜMMİ olarak nitelendirdiğimiz okuma-yazma olmayan ve cahil tabakanın zaten bu meziyetlere sahip olmadığı, ancak Burjuva olan kesimin algılama yetisinin daha fazla ve kolay olacağını düşünmüştür. Eğer ki Kavim liderleri ve ileri gelenleri konuya tabi olursa, kabul ederlerse sıkıntı kendiliğinden çözülecektir. Yani anlayacağımız şekliyle Allah " Kafaya oynamıştır." Nuh, Ad, Semud,Lut, Firavun, kavimleri ve diğerleri de bunun en büyük örneğidir. Bir düşünelim, örneğin ülkemizde %50 olduğu iddaa edilen bir hükümet var. Buradaki AVAM tabakaya hiçbir şey anlatamayız; ancak başındaki lider eğer ki, doğruları kabul ederse ve uygularsa burada bahsettiğimiz milyonlara kolayca ulaşırız. Bu uygulama şeytanın en büyük silahıdır. Gelir, vesveseyi verir, kendisini bir kalıba sokmasına yardımcı olur, milyonları kendisine bağladıktan sonra liderle birlikte hükmetmeye başlar. Amaç da zaten kişinin (liderin) ağzından çıkanın ve/veya yaptıklarının kanun kabul edilmesinden kaynaklanır. Bunu özdeğerler bağlamında kalıplaştırıp bir de Sevgi seli oluşturulsa, o zaman değmeyin keyfine; Kitab2a gerek yok, zaten lider sizin için en iyisini düşünüp, tasarlayıp, uygulamıştır bile.

İddaa ediyorum;

"KURAN OKUYAN VE ALGILAYAN İNSAN AKP ye OY VERMEZ."

Günümüzün kanun koyucuları, sadece sosyolojik veya toplumsal alanda değil, dini anlamda da kuralları kendileri belirleyip, kendisine tabii olan insanlara " BU DA ALLAH KATINDANDIR" diye algı servisi yaptırmaktadır. Aslında burada ALLAH'a ve Dine değil şeytana hizmet sözkonusudur.

Kitap, akıl sahiplerine,yaşam rehberi, akıl hocası olarak indirilmiş olup, koruması da Allah tarafından sağlanmaktadır. Öyleyse, kirli ve kötü emellere sahip insanların, amaçlarına ulaşabilmesi için, aklı olmayan insanlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bunu da, Kitaba gerek duymadan din adı altında yaşatılmaya çalışılan yaşam şekli belirler.

Ülkemizdeki, alternatif din olgularının ( tarikat, cemaat vb.) çoğalmasının nedeni, mevcutların, insanlara karşı bir tatminsizlik uyandırmasından kaynaklanmaktadır. İnsanoğlu sürekli olarak bir yerlere tabii olma dürtüsüyle yaşar. Herkesin algısı farklıdır. Ülkemizde, Her ruh ve psikoloji durumuna göre cemaat ve/veya tarikat mevcuttur. Kirli emellere sahip olan insanların bunların liderleriyle başetmesi mümkündür. Ancak herbir birey için kontrol zorlanır. Gidin sizde herhangi bir yere tabii olun. Yarın -öbürgün tasviyeniz veya kontrolunuz gerekırse, zorluk cıkarmamıs olursunuz.

İnsanoğlu, mahşerde , kendisine verilen ilmi ve bu ilmin nasıl kullanıldığı konusunda da hesaba çekilecektir. Kendisine ilim nasip edilen insanlar, bunları tebliğle mükelleftir. Ancak "Kendisine ilim geldikten sonra gerçeği inkar edenden daha zalimi de yoktur."

OKUYUN.....!!!!!


Sevgiyle kalın


MEHMET AKİF EROL


16 KASIM 2014