Papa Franciscus, Fener Rum Patrikhanesi’ni ziyaret etti. Papa Franciscus ve Patrik Bartholomeos, birlikte Aya Yorgi Kilisesi’ndeki ayini izledikten sonra birbirlerini yanaklarından öperek, kucaklaştı. Ardından Bartholomeos, Papa Franciscus’u takkesinden öptü...
Vatikan Basın Sözcüsü Rahip Federico Lombardi, “Papa’nın Ayasofya’yı ziyareti, bir müze ziyaretinden ibaret değildi, buradaki derin tarihin yoğunluğuyla ilgili bir deneyimdi” diye konuştu.  
Bartholomeos ve Franciscus’un ortak bildirisinde ise “Hristiyanların olmadığı bir Orta Doğu’ya razı olamayız” ifadesi kullanıldı ve “Başta Katolik ve Ortodokslar olmak üzere bütün Hristiyanların birliğine yönelik gayretleri yoğunlaştırma yönündeki kararlılık” vurgulandı.  
***
Ayasofya’nın derin tarihi ile ilgili bir hatırlatmayı da Orhan Dündar’ın “Kıyamet’in Türkleri” eserinden biz yapalım öyleyse...
Papa 3. İnnocentius, tıpkı şimdiki Papa gibi Hıristiyan birliğini sağlamak istiyordu. İstanbul’u işgal ettirmesinin sebebi buydu.
İstanbul, 13 Nisan 1204’te düştü. Haçlılar, 1099’da Kudüs’ü ele geçirdiklerinde gösterdikleri vahşeti burada da tekrarladılar. Auguste Bailly, Doğu Romalı Vakanüvis Nikitas Akominatos’dan alıntılar yaparak Haçlıların Ayasofya’da nasıl derin tarih yöntemleri uyguladığını şöyle anlatır: “Gezginci zevk ve günah dükkanı bir genel kadın, patrik kürsüsüne oturdu; orada açık saçık bir şarkı söyledi ve kilisenin içinde dans etti. Vahşi bir azgınlıkla, bütün kadınlara, en masum genç kızlara, kendilerini Tanrı’ya adamış rahibelere tecavüz ediyorlardı. Bütün şehir umutsuzluk, gözyaşı, feryat ve iniltiden başka bir şey değildi.”
1261 yılında 8. Mihail Palaiologos, kurduğu “Türk Ordusu”  ile İstanbul’u Haçlılar’dan geri almıştır. 8. Mihail Palaiologos, taht mücadelesi sırasında Konya Sultanı II. Keykavus’a sığınmış, destek görmüştür. “
Haçlı Seferleri, 1095-1270 arasında Vatikan’ın planlaması ve kışkırtması üzerine Avrupalı Katolik Hıristiyanların, Müslümanların elinde bulunan ve “kutsal topraklar” denilen Anadolu ve Orta Doğu topraklarını işgal girişimiydi. 1187 yılında Selahaddin Eyyubi, Kudüs’ü Haçlılardan geri aldı. 13. yüzyılın sonlarında Haçlıların Orta Doğu’daki varlığı sona erdi.
***
Şimdi iki mezhep önderinin buluşmasından “Hristiyanların olmadığı bir Orta Doğu’ya razı olamayız” mesajı çıktığına göre, bu bölgedeki bütün Müslümanlar daha dikkatli olmalı. Biz yıllardan beri söylüyoruz; işte Erbakan Vakfı Genel Başkanı Fatih Erbakan da uyarıyor: “Bir zamanlar El Kaide’yi çıkarttılar. El Kaide tiyatrosu oynayıp Afganistan’ı işgal ettiler, Irak’ı işgal ettiler. Şimdi gitti El Kaide, geldi IŞİD. Bugün büyük İsrail’i kurabilmek için Suriye’yi üç parçaya bölmek istiyorlar. “  
Yine İran Devrim Muhafızları Komutan Yardımcısı Hüseyin Selami, “IŞİD, ABD, İsrail, İngiltere ve Suudi Arabistan’ın bölgede izledikleri stratejilerle ortaya çıktı. ABD’nin isteklerini yerine getirdikleri için de himaye görüyorlar” diyor.
Tayyip Erdoğan ise hâlâ “Babası Hama, Humus’ta 30 bin insanı öldürmüştür. Bu adam da Hama, Humus’a nazire olsun diye 300 bini aşkın insanı Suriye’de öldürmüştür” diyerek Esad’ı suçluyor ve “Esed rejimini birlikte halledelim” sözleriyle Batı’ya çağrıda bulunuyor! Suriye’de 300 bin kişinin hepsini sanki Suriye devleti öldürmüş gibi gerçek dışı bir veri de kullanıyor. Ya kendisinin desteğiyle örgütlenen Suriye muhalifleri kaç yüz bin kişiyi öldürdü?
Ve Hıristiyan varlığını Orta Doğu’ya hangi emel uğruna ve niçin davet ediyor? Tam da Papa ve Patrik Orta Doğu’ya yerleşmeden bahsederken üstelik... Yoksa Papa ve Patrik de Erdoğan gibi BOP eş başkanı mı?